Nasıl bir acı yaşadığının kanıtı;üzüntüden üç günde sakalları beyazlamış… Yaşadığı acının altında çökmüş,gözleri dalıp gidiyor uzaklara…
Yüreği kor gibi yanarken dahi ağzından ateşten kelimelerin çıkmasına izin vermeyen, herkes yaşanan olayın vahşiliği ile dengesini kaybederken, mutedil bir çizgi üzerinde durulması gerektiğini söyleyerek, hepimizi sağduyuya, merhamete, adalete ve insanlığa çağıran bir adam o.
47 yaşında. Gözünden sakındığı kızını vahşi bir cinayete kurban vermiş bir baba, Mehmet Aslan. Özgecan’ın babası. Kederi yüzünden okunan bu derviş yürekli adamın neler yaşadığını bilmiyoruz. İçinde hangi fırtınalar sökün ediyor, ruhunda nasıl bir girdap dönüyor, kulaklarında nasıl bir uğultu varbilmiyoruz. Ateş düştüğü yeri yakarmış, evladını kaybetmiş bir baba nasıl ferahlar onu da bilmiyoruz.
Türkiye’yi ayağa kaldıran, insanlığımızdan utandıran bu cinayetin ardından herkes bir şeyler söyledi. Gencecik bir kızı hayattan koparan canilerin en ağır cezayı alması için konuştukça konuştuk. Ancak onun sözleri, son zamanlarda duymaya hasret kaldığımız en esaslı ve naif cümlelerdi. Gelin bir kez daha kulak verelim; “Ben günahkârlarıngünahkârı, fakirlerin fakiri, acizlerin âcizi bir garibim. Rabbim kızımı özel yaratmış, güzel yaratmış, çok sevdi yanına aldı. Bu memlekette artık ikilik olmasın. Bu vahim olayı yapan insanlara da zulmedilmesin, adaletin karşısına çıkıp cezalarını çeksinler. Allah onların analarına, babalarına da yardımcı olsun…”
Mehmet Aslan’ın bu sözleri, kin ve nefret denizinin orta yerinde hepimizi iyiliğe çağıran bir nefes oldu. Teslimiyeti ve inanmışlığı ile herkese örnek olan acılı baba,insana dair umudumuzu yeniden tazeledi. Biliriz, acısını hafifletmez bizim sözlerimiz. Ama onun acıdan damıtılmış cümleleri belki bizi yeniden insan olmaya, herkes için vicdanlı vemazlumlar için cesur olmaya sevk eder.
Hepimize Ma’un, Asr ve Ali İmran Suresi’nin 103. ayetini okumamızı tavsiye eden Mehmet Aslan; doğru yolu bulmak, doğru yolu seçmek, doğru yolda yürümek çok zor. Malum, dünya geçimini sürdürmek için çalışıyoruz. Gözümüz körleşiyor, kulaklarımız sağırlaşıyor. Herkes kalbindeki sesi iyi dinlesin, diyerek insanlığımıza yeniden sahip çıkmamızı öneriyor.
Bir cana kıymanın bütün insanlığı öldürmek gibi olduğuna olan inancımız tam, ancak bir türlü tüylerimizi diken diken eden vahşi cinayetlere engel olamıyoruz. Ellerimiz kanlı.Biz cinayet işlemedik ama sessiz kaldığımız müddetçe kadınların, çocukların, masumların kanı bulaşıyor her yerimize.
Mehmet Aslan’ın okumamızı tavsiye ettiği Ali İmran Suresi’nin 103. Ayeti; hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı tutunun ve birbirinizden kopmayın diye uyarıyor bizleri. Bu uyarıya kulak vermemiz şart.