Gündem

İtirafçı astsubay FETÖ’nün ordudaki yapılanmasını anlattı

Abone Ol

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) 15 Temmuz’daki kanlı darbe girişimi sonrasında vicdanen duyduğu rahatsızlık üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran Astsubay S.A, çocuk yaşta tanıştığı yapı hakkındaki bildiklerini bütün ayrıntılarıyla anlattı. FETÖ/PDY’nin darbe girişiminin ardından, “milletine silah sıkacak, hedef gözetmeksizin bombalayacak kadar gözü dönmüş caniler” dediği yapının devletin önemli kurumlarına nasıl sızdığını önce komutanına anlatan S.A, komutanının da yönlendirmesiyle savcılığa başvurdu. Lise yıllarında tanıştığı FETÖ’nün nasıl yapılandığı hakkında bilgi veren S.A’nın ifadeleri, yürütülen soruşturma dosyasına eklendi.

Dershane yerine evde eğittiler

S.A, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Başarılı bir öğrenci olduğum için bir dershaneden burs kazanmıştım. Ancak evlerine gittiğim bu abiler beni bu dershaneye gitmemeye ikna ettiler. Beni FEM Dershanesi’ne ücretsiz olarak göndereceklerini söylediler ancak yapmadılar. Ben de burs kazandığım Final Dershanesi’ne başlayacağımı söyledim. Bana, ‘Oraya gidersen ahlakın bozulur, dinin tehlikeye girer, oraya gitmen doğru değil’ diyerek ikna ettiler. Dershaneye gitmememe sebep oldular.” S.A, lise hayatı boyunca hep bahsettiği söz konusu eve gittiğini belirterek, “3 yıl boyunca Fetullah Gülen’in vaazlarının ve kısa videolarının bulunduğu klipleri izlettiler. Kitaplarını okuttular. Lise 3. sınıfın başındayken o evin abisi gitti yerine bilgisi yetersiz ve tecrübesiz olan başka biri geldi. Ben bu şahısla anlaşamadığım için 3. sınıfın ikinci döneminde evden ayrıldım. Evin imamının adı Mehmet Emin idi. Soy isimlerini söylemezlerdi. Takma isim de olabilir. Fırat Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği okuyordu. Evde kalan diğer 4 kişiyi neredeyse hiç görmüyorduk. Eve gittiğimde beni direkt Mehmet Emin’in odasına alıyorlardı.” dedi.

“Sürekli kod isim kullanıyorlardı”

Paralel yapılanmada gizliliğin çok önemli olduğunu belirten S.A, “Paralel yapıda imamlık ve bölge talebe mesulluğu yapan kişiler yılda en az 2 defa telefon hatlarını ve cihazlarını farklı hat ve cihazlarla değiştiriyordu. Sürekli kod isim kullanıyorlardı. Mesela bir seferinde benim ‘Mehmet’ diye bildiğim bir kişi, kendisini başka birine gözümün önünde ‘Ali’ diye tanıtmıştı.” dedi.

KKK’daki sınavın soru ve cevapları verildi

Ankara’da Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın (KKK) düzenlediği sözleşmeli subaylık sınavı öncesinde yaşadıklarını, ifadesinde detaylı bir şekilde dile getiren S.A, şunları kaydetti:

“Bu sınav Ankara’da olacaktı. Ben bu sınava girmeden önce B.U yanında Ankara’dan gelen ‘Selami’ isimli 30 yaşlarında, görsem tanıyabileceğim ancak her zamanki gibi soyadını ve isminin takma olup olmadığını bilmediğim bir şahısla beni tanıştırdı. Sınavdan bir gün önce Ankara’ya gitmemi, Ulus’ta heykelin önünde saat 15.00’de Selami ile buluşmamı kararlaştırdık. Uçak biletini zaten onlar almıştı. Ben kararlaştırdığımız gibi o gün o saatte Selami ile buluştum. Elinde bir çanta ile yürüyerek yanıma geldi. Bana, ‘Gel senin kaldığın otele gidelim’ dedi. Otele gidip kaldığım odaya çıkınca çantasından bir dizüstü bilgisayar çıkardı ve masanın üzerine koydu. Sonra bana çok önemli bir şey göstereceğini ancak göreceklerini kimseyle paylaşmamam için namusum ve şerefim üzerine yemin etmem gerektiğini söyledi. 3 kere yemin ettikten sonra bilgisayarın ekranını açtı ve bana bir takım sorularla bu soruların cevaplarını gösterdi. Bana sadece sorularla doğru cevaplarını okumamın yeterli olduğunu söyledi. Söylediği gibi yaptım. Ben okumayı bitirdikten sonra bu soruların ertesi gün gireceğim subaylık sınavının soruları olduğunu söyledi. Ben bunun kul hakkı yeme anlamına geldiğini, zaten başarılı bir öğrenci olduğumu, sınav sorularını önceden bilmeye ihtiyacım olmadığımı söyleyerek tepki gösterdim. Bunun üzerine bana ordu içerisinde yapılaşmak isteyen çok fazla hainin olduğunu, Hristiyanlar, Yahudiler, Masonların bu vatan hainlerinden olduğunu, onların kendi taraflarına bu şekilde soruları verdiğini, onlarla rekabet edebilmek için onların yerine vatanını seven insanların gelmesi için soruları vermek mecburiyetinde olduklarını söyledi. Eğer benim yerime onlardan biri gelirse onların yapacağı her kötülükte benim de sorumluluğum olacağını, ahirette Allah’ın ‘Senin elinde böyle bir fırsat vardı, neden değerlendirmedin’ diye hesap soracağını söyleyerek beni ikna etti. Girdiğim subaylık sınavındaki sorular bir önceki gün Selami’nin bana gösterdiği sorularla birebir aynıydı. 50 sorunun 5 tanesini bilerek yanlış yaptım. 45 doğru ile 25. asil olarak sınavı kazandım.” Subaylık sınavının mülakatını da rahatlıkla geçtiğini sözlerine ekleyen S.A, “Zaten B.U, bana astsubaylık sınavıyla ilgili taktik verirken bu durumun subaylık mülakatı için de geçerli olduğunu söylemişti. Bu nedenle mülakatı geçtim. Ben aktif olarak spor yaptığım için spor sınavını rahatça verdim. Ancak subaylıkla ilgili 6 aylık güvenlik soruşturmasında elendim. Astsubaylık sınavını ise kazandım.” dedi.