Açık ve net konuşmakta fayda var…
Gittikçe zorlaşan seçim serüvenleri için hani şöyle söylenir ya; “Tüm seçimler yalan, asıl gerçek olan seçim bu seçim…” diye, evet şu an tam o noktadayız.
Neden mi bu kadar önemli 2019 seçimleri?
Çünkü, kaç yıllık seçim sistemi değişmek üzere, her kutlu doğum gibi bu değişimin ve doğumunda sancılı geçeceği aşikar. Zira artık kutuplar az çok belli olmaya başladı. Burada değinmek istediğim en önemli mesele ise AK Partinin her zamankinden daha çok çalışması gerektiğidir. MHP’de var ama diyeceksiniz. Lakin, MHP ile beraber girilen en son referandum seçiminde %52 alındı. Bu kıstas olmamalı. Zira, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tek başına %52 oyu var. Referandum da alınan evet’i açık ara Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi zeka ve karizmasına bağlamak yanlış olmaz. Neyse geçelim burayı..
Biz pirincin içerisindeki siyah taşları biliyoruz (CHP, İYİ Parti, HDP, SP…), burada önemli olan pirincin içerisindeki beyaz taşlar. Çünkü siyah taşları görüp önlemimizi ona göre alırız da beyaz taşları göremeyip dişlerimizi kırarız maazAllah.
Bizlere yansıtılmayan lakin bazı gazeteci ve yorumcuların bir şekilde ulaşabildikleri anketler dolaşıyor ortalıkta. İşte, o anketler üzerinden bazı varsayımlar yapılıyor, o olursa şu olur, bu olursa böyle olur falan… Bu şekilde uzayıp gidiyor hikâye. Biraz olumsuz taraftan yorumlarsak, AK Parti açısından anketlerin önceki seçimlere nazaran düşük çıktığı söyleniyor. Eğer öyle bir gerçek varsa AK Parti içindeki şu AKP’lileri bir gözden geçirmeli:
– Belediye başkanlığından sonra kendisini milletvekilliğine, milletvekilliğinden sonra kendisini bürokrasiye layık görüp şimdiden kulis yapanları,
– Simaları protokolden protokole görülenleri,
– Ego ve kompleks içinde olup, halka inemeyenleri,
– Davayı dağın eteklerinde bırakıp kendilerini zirveye çıkaranları (siyasi ve ticari rant koşturanlar),
– Koltuğa değer katamayıp, koltuktan değer ve güç alanları,
– Seçimleri bekleyip sadece seçim zamanında bir kaç lokal, sokak gezmesi yapanları,
– Kişisel hırs ve ihtiraslarını “dava” adı altında pazarlayanları,
– En önemlisi de AK Parti’deki ve halkın gözündeki “Erdoğan” imajını zedeleyenleri
Bu maddeler böyle uzar gider daha da türetebilirsiniz. Başlık bir ironiden ibaret. AK Parti’deki AKP’liler itici bir söz kabul ediyorum, yalnız çok gerçek bir söz. Neden mi? AK Parti’nin rakibi ne CHP ne İyi Parti ne HDP ne SP ne FETÖ ne o ne bu ne şu… AK Parti’nin tek rakibi içindeki AKP’liler. Bunların sayıları çoktur azdır bilinmez lakin bilinen bir gerçek var ki oda bilerek ya da bilmeyerek, dahili ya da harici Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı düşürmeye, zayıflatmaya çalışanlara karşı tek yumruk olunmalı.