Yaşar Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Bölümü Yüksek Lisans öğrencisi çello sanatçısı Adasu Akın, yeteneği ve başarısıyla dikkat çeken genç müzisyenlerden biri oldu. Ailesinin ilgisi nedeniyle müziğin içinde büyüyen Akın, İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın Çocuk Korosu’na girerek müzik eğitimine başladı. Daha sonra ilk enstrümanı olan keman eğitimine başlayan Akın, ilkokulu bitirdiği yıl Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın sınavını kazandı ve ortaokul ile liseye burada devam etti. Konservatuarda kendine enstrüman olarak viyolonseli seçen genç yetenek, hocası ile birlikte Akdeniz Viyolonsel Sınıf Buluşması kapsamında İspanya, İtalya ve Yunanistan’a gidip Master Class derslerine katıldı. Öğretmeninin yönlendirmesi ile girdiği sınavda birinci olan Akın, Avrupa’nın önemli müzik okullarından biri olan İtalya Parma Conservatorio Arrigo Boito’da 4 sene boyunca eğitim gördü ve buradaki eğitimini de 2022 yılında 110 tam puan ve övgü puanı alarak tamamladı. İtalya’da bulunduğu dönemde orkestralara katılarak 50’ye yakın konser veren Adasu’nun yeteneği ve başarısı uluslararası anlamda da fark oluşturdu. Adasu Akın, İzmir’e döndükten sonra burslu olarak girdiği Yaşar Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Bölümü’nde yüksek lisans eğitimine Müzik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Serdar Mamaç ile birlikte devam ediyor. Aynı zamanda Yaşar Üniversitesi Senfoni Orkestrası’yla beraber sahne alan Adasu, bireysel konserler de veriyor. Genç yetenek, 2 yıldır üzerinde çalıştığı kendi tarzındaki besteleri çok yakında yayınlayacağını söyledi.
“Türk Halk Müziği ile büyüdüm”
Müzik yolculuğunun nasıl başladığını anlatan Adasu Akın, “Müziğin içine doğdum diyebilirim. Annem beni geceleri uyuturken türkü söylerdi, ben de çok duygulanırdım hatta ağlardım bazen. Akrabalarımızla bir araya geldiğimizde bağlama çalınıp türkü söylenirdi. Babamla yolculuk yaparken beraber türküler söylerdik, bize türkülerin hikayelerini anlatırdı. Abim de ilgimi farklı yerel müziklere yöneltmemi sağladı. Devlet Konservatuarı’nı kazandığımda bana hangi enstrümanla devam etmek istediğim soruldu. ‘Aşkı Memnu’nun bir bölümünde viyolonsel sahnesini görmüştüm ve çok etkilenmiştim. Nasıl bir enstrüman olduğunu hiç bilmediğim halde viyolonsel çalmak istediğimi söyledim ve bu enstrümanla olan hikayem böyle başladı” diye konuştu.
Zorlu İtalya süreci
Üniversite eğitimi için hocasının yönlendirmesiyle İtalya’ya gidiş hikayesinden bahseden Akın, “İtalya’ya gidişim 15 gün içinde belli oldu. İtalya’ya gidene kadar ailemden bir gün bile ayrı kalmamıştım. İlk gittiğimde hiç İtalyanca bilmiyordum, çok az İngilizce biliyordum. Şimdi her ikisine de iyi derecede hakimim hatta İtalyanca ders veriyorum. Ailem varlıklı değil, Çinli ev arkadaşlarımla öğrenci evinde kaldım. Dil bilmiyorken başka şehirlere konser vermeye giderken kaybolduğum çok oldu, dolandırıldığım oldu, evsiz kaldığım bile oldu. Doğalgaz olmadan sıfır derecede soğuktan uyuyamadığım oldu. Ama yalnız ayakta kalabilmeyi öğrendim ve çok iyi bir eğitim aldım” dedi.
“İtalya’da klasik müzik konserleri sonrası türkü söyledim”
İtalya’da birçok farklı kültürü tanıyan ve kendini klasik müzik ve diğer müzik türlerinde geliştirmeye çalışan Akın, şunları söyledi: “Şili, Kore, Rusya, Makedonya, Japonya, Çin ve Romanya’dan ve tabi İtalya’dan çok arkadaşım oldu, birçok farklı kültürü tanıdım. İtalya’daki üniversite döneminde 50’ye yakın konser verdim. Bunların içinde birincilikle seçildiğim OGVE (Orchestra Giovanile della Via Emilia) Orkestrası ve caz orkestrası da bulunuyor. Ayrıca uluslararası viyolonsel orkestrası eşliğinde solist olarak şarkı söyledim. İtalya/Parma Tıp kongresinde sadece türkülerden oluşan solo konser verdim. İtalya’ da klasik müzik konserlerinin sonunda çok beğendikleri için bana türkü söyletiyorlardı.”
“Şarkı söyleyerek viyolonsel çaldığımda tamamlanmış hissediyorum”
Kariyerine ve eğitimine İzmir’de devam eden Akın, “Kendi tarzımda söylediğim türkü ve pop-caz coverlar var, yedi dilde şarkı söylüyorum, konserler veriyorum. Harçlığımı çıkarmak için viyolonsel piyano ve İtalyanca özel dersleri veriyorum. Şu an yüksek lisansıma devam ettiğim bu üniversiteye tam burslu girdim, sonrasında doktora eğitimini de düşünüyorum. Yakın gelecekteki hedefim bestelerimi yayınlamak. Müzik yapmak benim ruhuma olan sorumluluğum, çello çaldığımda, şarkı söylediğimde ya da piyano çaldığımda olmam gereken yerdeymişim gibi hissediyorum. Şarkı söyleyerek viyolonsel çaldığımda, tamamlanmış hissediyorum” şeklinde konuştu.