İsrail için sonun başlangıcı mı?

Abone Ol

İsrail’de Binyamin Netanyahu başkanlığındaki hükümetin yargı reformu kapsamında Knesset’ten geçirmek istediği düzenlemelere tepkiler geniş çaplı protesto gösterilerine dönüşürken İsrailli yetkililer toplumdaki bölünmüşlüğün iç savaşa yol açabileceğine dair endişelerini dile getiriyorlar.

Son günlerdeki gerginliğin sebebi Netanyahu’nun yargıyı kontrol altına alma girişimi olarak görünse de İsrail’deki krizin kökleri çok daha derinlerde.

Dört yıldan kısa bir sürede beş kez seçime gitmek zorunda kalan İsrail’de siyasi kriz sona erecek gibi değil.

Altıncı kez seçime gidilse bile sandıktan çıkan sonuç yine çok farklı olmayacak.

Ülkedeki aşırı sağcılar ve dindar Yahudilerle diğerleri arasındaki uçurum her geçen gün daha da büyüyor.

Başbakanlık koltuğuna oturarak dokunulmazlık kazanıp hakkındaki yolsuzluk suçlamalarından kurtulabilmek için aşırı sağa teslim olmakla suçlanan Netanyahu, protesto gösterileri karşısında geri adım atarak yargı düzenlemelerini bir sonraki dönemde parlamentoya getirmek üzere askıya aldı.

İsrail basınına göre, hükümetteki tartışmalı isimlerden Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir yargı reformuyla ilgili görüşmelerin askıya alınmasına onay vermesi karşılığında bakanlığının kontrolünde “ulusal muhafız birimi” kurma sözü aldı ve bu kararla “Ben-Gvir kendine bağlı milis gücü oluşturacak” yorumlarına yol açtı.

İsrail hükümetleri içeride herhangi bir krizle karşılaştıklarında çözüm bulamazlarsa Gazze Şeridi’ne saldırmak gibi dikkatleri başka yöne çekecek ve krizi dışarıya taşıyacak adımlara başvururlar.

Netanyahu başkanlığındaki mevcut hükümetin de Ben-Gvir’e bağlı güvenlik güçleri aracılığıyla Batı Şeria’da, Kudüs’te ve Mescid-i Aksa’da gerginliği tırmandıracağı anlaşılıyor.

Diğer bir ifadeyle işgalciler iç sorunlarını aşmanın yolunu yine Filistinli kanı dökmekte arayacaklar.

Fakat İsrail’deki derin kriz ve bölünme Filistinlilere saldırarak gizlenebilecek gibi değil.

Yolsuzluk suçlamasıyla yargılanmaktan ne yapıp edip kurtulmak isteyen Netanyahu’nun yargıda reform planından tümüyle vazgeçmediği, sadece düzenlemelerle ilgili oylamaları bir süre ertelediği unutulmamalı.

Yüksek Mahkeme’nin yetkilerinin sınırlandırılmasını, parlamentonun mahkeme kararlarını geçersiz kılmasını ve yargının hâkimlerin seçimi üzerindeki etkisinin azaltılmasını içeren, başbakanın görevden alınmasını zorlaştıran tartışmalı reform planı gelecek ay Knesset’e yeniden gelecek ve muhtemelen göstericiler yeniden sokaklara inecek.

Yargı düzenlemesinin durdurulması çağrısında bulunan Savunma Bakanı Gallant’ın Netanyahu tarafından görevden alınmasının ardından protesto gösterileri daha da şiddetlenmiş ve üst düzey bir güvenlik yetkilisi, polisin kontrolü kaybettiğini söylemişti.

İsraillileri asıl korkutan şu sorunun cevabı:

“Koalisyon ortağı partilerin taraftarları da hükümete destek için sokağa iner ve iki taraf sokakta karşılaşırsa ne olacak?”

Yahudi yerleşimcilerin ve hükümetteki aşırı sağ partileri destekleyenlerin birçoğu silahlı.

Ayrıca İsrail ordusu ve güvenlik güçleri içinde de bölünme söz konusu.

Kısacası, İsrail’in iç savaş tehlikesiyle karşı karşıya olduğu yönünde yapılan açıklamalar gereksiz ve abartılı bir korkudan kaynaklanmıyor.