Malcolm X’in sevdiğim bir sözü var: Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter! Nedense bu söz her hatırıma geldiğinde İsmet Özel’i de beraberinde getirir. Zor zamanda konuşmanın zahmetini göze almak yürek ister. Sadece bu yönüyle dahi saygı duyulması gereken isimlerin başında İsmet Özel gelir. Nitekim Özel’e göre, insanların tabiata ve başka insanlara hızla yabancılaştığı, basmakalıp düşünceler içerisine hapsedildiği, insani değerlerin insani olmaktan çıkıp farklılaştığı ve buna rağmen kabul gördüğü, her türlü ilişkide bayağılaşmanın hızla arttığı, hülasa her çeşit olumsuzluğun olumlu gibi algılandığı gaflet içindeki bir dünyada şiir, uykudaki insanları uyandırmak, uyanık insanları ise birbirleriyle haberdar ederek dünyanın bu yoz haline direnişi kolaylaştırmak gibi önemli bir görevi de üstlenir. Şaire göre fertlerin “düzenin makinesi” olmaktan çıkarılıp yeniden “insan” kimliğini kazanmasında şiir okumanın rolü büyüktür.
Sizin gibi ben de sormuşumdur: İsmet Özel’i neden daha çok gençler okuyor? Daha da önemlisi İsmet Özel her devirde diri kalmayı, takip edilmeyi, dikkate alınmayı nasıl başarıyor? Akranlarının çoğu unutulup gitmişken nasıl oluyor da İsmet Özel, lise çağındaki gençten emekliliğini geçiren yaşlı okurlara kadar geniş yelpazedeki kitle tarafından önemseniyor?
Bu konuyu derinlemesine düşünürken İsmet Özel’e dair şu üç temel bilgiyi akılda tutmakta fayda var:
1- Önüne getirilen hazır bilgiyi sorgulama eğilimi, kolaycı çözümlerden şüphe duyması, kitlenin gittiği yöne değil diğer yöne bakmayı alışkanlık haline getirmiş olması.
2- Hayatının hemen her döneminde otoriteyle başının hoş olmaması, otoriteye yakın olmayı fikir namusu için tehdit kabul etmesi.
3- İnandığı değerler uğruna her şeyi göze alması; fikirlerini sürekli zenginleştirme/dönüştürme gayreti içinde olması ve adım attığı her alanda en iyisini hedeflemesi.
İsmet Özel’in şiiri de düşüncesi de aynı ilkeler üzerinden ilerler. İster şiir olsun ister nesir yazdığı her satırda derin tefekkürün izleri görülür. Bu sebepledir ki Özel’in okurları “okumuş olmak için okuyan” değil ne okuduğunu bilen ne aradığını bilen bilinçli bir kitledir. Dile kolay 1980’den bu yana gelen dört neslin İslamcı hassasiyetlere sahip kesimi önemli ölçüde İsmet Özel’in etki dairesindedir. Bugün yetişen beşinci nesil için de aynı durum geçerlidir. Bunu kelebek etkisine benzetebiliriz. Derinden gelen ve iklimi değiştiren bir etki…
İsmet Özel genellikle üniversite gençliği tarafından takip edilir çünkü onun tefekkür anlayışı; ön kabulleri yıkan, sistemi eleştiren yönüyle gençlerin daha iyi bir gelecek arayışına tekabül etmektedir. Tabiri caizse İsmet Özel hemen her zaman manzaranın gölgede kalan kısımlarına yoğunlaşarak gençleri teyakkuzda kalmaya, atalete düşmenin tehlikelerini hatırlatmaya azmetmiş bir isimdir. Osman Özbahçe’nin tespitiyle söyleyecek olursak: “Son yazılarında dünyayı kurtaracak hareketin merkezine Türkiye’yi öneren İsmet Özel, bugüne değin kamu nezdinde sergilediği tavırla, şiir ve yazılarında sergilediği tavırla bu memleketin çocuklarını şahsi menfaati için satmadığını göstermiş; cesaretin, adalet ve ahlâkın, dürüstlüğün doğduğu kaynak olmuştur.”
İsmet Özel, herkesin, her şeyin izlendiği bir dünyadadır. Ancak bu dünya somut olduğu kadar modern hayatı da temsil eden soyut bir algıdır. Bu sebeple İsmet Özel, Baudelaire’den yola çıkarak dünya algısını şu şekilde özetler: “Baudelaire ile birlikte modern şiirde yeni olan gerçek dünyaya karşı türetilmiş bir yapıt; dünyada avuntuyu aramak değil, çamuru gözyaşlarımızdan karılmış bulunan bu dünyanın gerçeğe göre nerede olduğunu araştırmayı mümkün kılabilecek bir somutluk alanı yakalayabilmek için göze alınan atılımdır. Dünyadan kaçış, gerçekten kaçış değildir. Olgular dünyası modern insana özgü değerlerin ölçüye vurabileceği bir mihengi sunmakta yetersiz kalmaktadır, öyleyse somut hakikatin ifadesini bulduğu bir alana çekilmeliyiz. Şiir, bu dünyadan vazgeçecek değildir; ama ısrarla dünyaya merkezi gerçeklik olan bir başka alandan bakacaktır. Dünya ancak böyle bir yerden bakıldığında dokunulabilir olur. Şiir, ‘intelect’in sözünü geçiremeyeceği bir bölgede egemenliğini kuracaktır artık. Şaire akıp giden olayların çerçevesi içinde kalınarak yakıştırılan her yafta yetersiz kalacaktır.”
Bulunduğu hemen her ortamda insanların tedirgin olması âdeta “sizi rahatsız etmeye geldim” sözünün yaşayan son örneği olduğunun göstergesidir. Bu bakımdan eksiği olanı sarsmak, eksiği olmayan için ise cephesini tahkim etmek, Özel’in bugünümüze en büyük katkısıdır. Herkesin kendini akıntıya bıraktığı bugünün Türkiye’sinde İsmet Özel gibi meselelerimizi dört başı mamur değerlendirebilen ve “o iş sizin bildiğiniz gibi değil” diyen birine her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Özel’in bu eleştirel yaklaşımı bugün de gençleri etkilemeye, geleceğimiz için tehdit oluşturan noktaları gözler önüne sermeye devam ediyor. Bize ise yaşayan en büyük Türk şairiyle aynı dönemde, aynı gökyüzü altında yaşadığımız için şükretmekten başkası kalmıyor. Yeter ki kulak verelim.