Biliyor musunuz, eskiden kâfirler Türkler’den korkuyorlardı.
O zamanlar “Dediğim gibi öyle bir dini fantezi değil bu. Bir savaş, bütün insanlar, Müslüman olmayan herkes bu insanlardan korksun diye. Yani Müslüman teröristtir. Müslüman’ın ilk vazifesi terörist olmaktır. Kâfirler Müslümanlar’dan korkacaktır. Korkmadığı zaman Müslüman, Müslüman değildir” diyen İsmet Özel’e çok fazla şaşıran olmuyordu pek tabii ki.
Bugün kâfirlerin Müslümanlar’dan korkmadıkları zamanlara geldik ey yeşil sarıklı ulu hocalar.
Ve siz bunu bize öğretmediniz; Türkiye’nin hemen aşağısından itibaren Müslüman coğrafyada Müslüman çocuklar savaşın ve göçün girdabında birer birer ölürken bu kesik dansa karşı bana bir şey öğretmediniz.
Sıra bize de gelecek.
Neden sırada biz, hedefte Türkiye var:
İslam’ın tek askeri gücü ve siyasi organizasyonu Türkiye henüz teslim alınamadı. Başarabilirlerse biz Türkler için uydurdukları anavatana yani Orta Asya’ya kadar sürecekler.
“Araplar’ı Türk olmadıklarına ikna etmek 100 yılımızı aldı” diyen İngiliz ile, “Türkler’in elinden Kur’an’ı almadıkça onları yenemeyiz” diyen İngiliz’in hedefi aynıydı.
Netice ortada, Araplar’a kavmiyetçiliği şırınga ettiler ve Türkler’in elinden Kur’an-ı Kerim’i aldılar.
Türkler’in elinden Kur’an-ı Kerim düşünce tılsım çözüldü ve hep beraber olduk Amerikalı.
İsmet Özel’e göre Türk olmayanların tamamı Amerikalı.
Haksız da sayılmaz son Katar krizi de gösterdi bunu.
İsmet Özel’in Türk’ü, ‘bir elde kalkan, bir elde hançer, şahlanmış atıyla serhatte doğru akın eden’ o tarihi fotoğrafı akla getiriyor olsa da o fotoğrafı yenilemek ve şuuraltımızı güncellemek gerekiyor;
Şimdi yani bugün, bir elde kalkan ve diğer elde hançer devrinden fırtına obüsler, heronlar, neronlarla, F16’lar, Atak helikopterleri, hedefe kilitlenen füzelerle; havadan, karadan, denizden ve uzaydan aynı anda topyekûn bir saldırıya hazırlanan Türk ordusu…
Serhat yani sınır ötesi fakat bu sefer, PKK’ya, PYDY’ye, YPG’ye, FETÖ’ye, DAEŞ’e doğru değil harekât.
Bu bezirgân saltanatın, dünyadaki bu müesses nizamın koruyup kollayıcısı Amerika’ya…
Neden Amerika?
Çünkü “Türk olmadın mı oldun Amerikalı!” diyen İsmet Özel Türklüğü İslam Peygamberi Tebük Seferi’ne giderken, savaşa gitmeyerek geride kalanların yaptıkları mescide uğramaması ve o mescidin (Dırar-zarar verenlerin mescidi) yıkılmasıyla başlatıyor.
Özel’e göre Türklük bir ırk, bir kavim, soy ya da sop değil.
Özel’e göre Türklük kültürel durum da değil…
Özel’e göre Türklük tarihi bir rol ve tarihi bir vazife…
“Kâfirle çarpışmayı göze alana ve kâfirle çarpışmayı göze almayanın yaptırdığı mescidine girmeyene Türk denir.”
Tıpkı Peygamberimizin tavrı gibi, İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin halife Mansur’un ‘kadılık’ teklifini kabul etmemesi de Türklük duruşudur.
Eğer Ebu Hanife o teklifi kabul etseydi bu gün Türklükten bahsedemeyecektik. İmam-ı Azam, Mansur’un kadısı olmadığı için bir ‘Türk Gerçeği’nden haberdarız bugün.
İşte Türklük burada başlıyor.
Bu nedenle İmam-ı Azam Irak doğumlu olmasına rağmen Hanefilik Türkiye’de ve Türklüğün dağıldığı bölgelerde daha yaygın…