Meseleyi, meselenin istediği zaviyeden ele almazsanız bir çözüm getiremezsiniz. Teşhis olmadan tedavi olmaz. Harici IŞİD örgütünün nereden türediği, yaptığı caniliklerin kaynağı ve siyaseten hedefi nedir teşhis etmeden buna karşı yapacağınız bir şey maalesef yok. IŞİD itikadi olarak Ehli Sünnet dışı bir yapılanma. Sapkın Haricilerin günümüz versiyonunu oluşturan bu örgüt, işlediği cinayetlerle direnen Müslümanların hayatını tehdit ederken diğer yandan da dünyadaki Müslümanların zihnini ifsad ettiği için daha çok tehlike arz ediyor.
Asrı Saadet sonrası insan ve toplum meselelerinin halline dair “ilklerin hayatına bakarak” yapılan içtihatların sistemleştirilmesiyle oluşan mezhepler, aynı kaynaktan beslenerek zaman zemin ve yorum farkından dolayı “ekollere” ayrılmış, bunlara da Ehli Sünnet mezhepleri denilmiştir. Dört ana ekolden oluşan Ehli Sünnet yolu kuşatıcıdır. Ümmetin vasat- orta itidal yoludur. İfrat ve tefrit noktalarından uzak ümmetin maslahatını gözeten ve iteklemekten ziyade yanına çeken, yıkıcı değil yapıcı yoldur. Yüzyıllar boyunca ilim ve yaşantısında birer dev olan nice alim de dahil kurulan İslami devletler ve baskın Müslüman çoğunluk, bu ekollerin ortaya koyduğu fıkhi kaidelere uyarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Kafirlerin tarih boyunca hedefi Ehli Sünnet anlayışını yıkmak olmuştur; çünkü İslam devlet ve medeniyetini inşa eden anlayış Ehli Sünnet anlayışıdır. Asrı Saadet sonrası silsile halinde kurulan bütün İslami devletler bu çizgi üzerindedir. En son İslam Devleti Osmanlı ise bu anlayışla bir imparatorluk kurmuş, İslam medeniyetini dünyanın her tarafına ulaştırmıştır. Ehli Sünnet ‘sünni’ İslam anlayışı bir taraftan şeri kaidelerin tatbikine dair çözüm sunarken diğer taraftan tasavvuf vesilesiyle insanın nefis terbiyesini, zühd ve takva yolunu ve insanın kendi iç alem düzenini oturtmasını sağlamaya çalışmıştır. Ehli Sünnet çizgisi mezhepçi değildir, tarihin hiçbir döneminde de olmamıştır. Mezhepçi çatışmalar, Ehli Sünnet anlayışı zayıfladığı için ortaya çıkmıştır. Bilakis Vehhabi Suud ile Şii İran’ın siyasi menfaat için mezhepçi yaklaşımları günümüzde sonuçlarıyla birlikte ortadadır.
Nereden çıktı peki bu zihin yapısına sahip insanlar? Dünyada özellikle estirilen Şii, selefi, Vehhabi mezhepçilik rüzgarına karşı Müslümanları muhafaza edecek Ehli Sünnet anlayışı zihnen tahrif edildi. İslam’ı boğmak isteyen küfür taifesinin çalışmaları bir yana, yıllarca “kaynaktan yapmalıyız, Hadisler uydurma, tasavvuf şirk, Kur’an’da mezhep yoktur, Kur’an hakem vs.” diyenlerin yaptığı propagandanın meyvesi olarak ortaya çıkmıştır, IŞİD ve türevi zehirli fikirler. Kafir ve zalimlerin zulmüne karşı öfkeli ümmetin gençleri kafası karıştırılarak nispetsiz, köksüz, kendi gelenek ve inanç sisteminden koparılıp IŞİD gibi yapıların kucağına bu şekilde iteklendi.
IŞİD’i karanlık ve itikadi olarak sapkın bir yapıdır. Ehli Sünnetin, “Ehl-i Kıble tekfir edilemez” ölçüsüne mukabil bu sapkın grup yaptıkları kıyımların ötesinde ümmetin kafir ve zalimlere direnen Müslümanların neredeyse tamamını tekfir etti. Tekfir öyle kelamda kalan bir şey değil. Müslümanı katledip malını namusunu kendine helal görmekle başlayan bir dizi işlem var ardında. İslam’da savaşmıyorsa kafir bile durduk yere öldürülemezken, bunlar Müslüman öldürmeyi o kadar meşrulaştırdılar ki, camilere yapılan saldırılarla başlayan sapıklık zevk alır gibi Müslüman kesmeye döndü. Afgan direnişinde Suriye direnişine Mursi’den Mahmut Efendi gibi tasavvuf ehli salih insanlara ve Hamas’a kadar herkesi kafir ilan ettiler. Fikir yok, ilim yok, iz’an yok. Ve senelerdir kafirlerin zulmüne maruz kalmış öfkeli binlerce genç var… Bu gençleri bir yerde toplayıp heder etmenin adıdır IŞİD. Şimdi Mısır üzerinden Filistin’e girmeye çalışıyorlar. Siyonist İsrail arkasına bütün emperyalist güçleri de aldığı halde Hamas’ı bitirememişti. Hamas’ı bitirme görevi de IŞİD’e verilmiş görünüyor. Geçmişte fitnelerini temiz Filistin direnişine bulaştırmak istemişler; ama izin verilmemişti. Sıkıntının bir yönü ve dikkat edilmesi gereken nokta da zaten İslami direnişi, fitnesiyle necis hale getirmeye çalışan bu yapının üzerinden zulme karşı direnen bütün Müslüman grupların “terör” yaftasıyla tasfiye edilmek istenmesidir. Algı yönetimi bunun üzerinden yapılıyor. Rabbim, ümmeti fitneden fesattan zalim ve kafirlerin oyunlarından muhafaza etsin!