IŞİD üzerinden hep aynı oyun, hep aynı nakarat!

Abone Ol

“ABD, Türkiye’nin PKK ile mücadelesindeki sorti sayısının 2 katından fazlasını IŞİD’e karşı

gerçekleştirdi, bir şey yapmadı ya da yapamadı. Şimdi sormak gerekmiyor mu: Ey Batı,

derdin gerçekten IŞİD’le mücadeleyse Türkiye’yi neden savaş bölgesi haline getiriyorsun?

Ver Suriyeli muhaliflere silahları, onlar savaşsınlar! Peki niçin vermiyorsun?”

Afgan halkı arasında 1994 yılında yeni bir oluşum ortaya çıktı: Çoğu yerel Peştunlardan müteşekkil “Taliban İslami Hareketi”. 27 Eylül 1996 tarihinde Kabil’i savaşsız ele geçiren Taliban Hareketi, Afganistan İslam Emirliği’ni kurdu. ABD Dışişleri Bakanlığı, 1996 Kasım’ındaki Birleşmiş Milletler (BM) Zirvesi’nde Taliban’ı destekledi.

Taliban ülkede İslam şeriatını ilan etti. 11 Eylül 2001 tarihinde İkiz Kuleler’e yapılan saldırılarından sonra ABD’nin, Afganistan İslam Emirliği’ne karşı “anti-terör” operasyonu başladı ve Kuzey İttifakı’nın desteğiyle Taliban rejimi devrildi.

Taliban dağlara çekildi ve gerilla savaşı başgösterdi. BM Güvenlik Konseyi, Taliban’ı “terör örgütü” olarak nitelendirdi. Ve Afganistan, 2001’de NATO da dahil 40’tan fazla ülkenin askeri gücüyle işgal edildi.

Taliban, kısmen komşu Pakistan’a (Veziristan Eyaleti) geri çekildi. Taliban, Molla Ömer liderliğinde Veziristan’da yeniden toparlandı ve 2002 başından itibaren Veziristan, Taliban’ın kalesi haline geldi. Taliban, geleneksel aşiret liderlerini bertaraf ederek, 2004 yılında bölgedeki gerçek gücünü ele geçirdi. Takvimler 14 Şubat 2006’yı gösterdiğinde Kuzey Veziristan’da bağımsızlık ilan edildi ve Taliban, Veziristan İslam Emirliği’nin kurulduğunu duyurdu. İslamabad’ın ise topraklarını geri alabilmek için ordu güçleriyle yaptığı girişimlere rağmen Taliban, hakimiyetini bu kez Veziristan’ın güneyine doğru daha da genişletti.

17 Aralık 2007’de Veziristan’da yeni bir oluşum meydana geldi. Pakistanlı Taliban üyeleri, yeni kurulan “Pakistanlı Tehrik-i-Taliban” hareketine katıldı. Böylece Taliban kendi içerisinde zayıflatılmıştı.

Pakistan Tehrik-i-Taliban Hareketi’nin temel amacı, hilafetin yeniden kurulması ve Pakistan’da şeriat hukukunun işletilmesiydi. Hareket, El-Kaide örgütüyle de çok sıkı ilişkiler kurdu, bölgedeki NATO güçlerine karşı operasyonlar yürüttü. ABD’nin müttefiki olarak gördüğü İslamabad yönetimini de hedef aldı. Pakistan Tehrik-i-Taliban pek çok eylemle ülkede sesini duyururken; İslamabad ise, ABD’nin yardım etmesi halinde Pakistan Tehrik-i-Taliban Hareketi’ne karşı Kara Operasyonu’na hazır olduğunu açıkladı.

Bugün hem Pakistan hem Afganistan, Batı’nın işgal ve dizaynıyla kaos ortamından bir türlü çıkamıyor, kurtulamıyor.

Şimdi gelelim aynı senaryonun IŞİD üzerinden nasıl oynandığına… ABD Başkanı George W. Bush, 19 Mart 2003’te düğmeye bastı ve Irak işgali başladı. 2003’te Zerkavi, Irak’ta “Cemaat el-Tevhid vel-Cihad”ı kurdu. Irak El Kaide’si, Ocak 2006’da ise adını “Mücahidin Şûra Konseyi” olarak değiştirdi. Bundan yaklaşık 6 ay kadar sonra, takvimler 7 Haziran 2006’yı gösterirken, Zerkavi, ABD güçleri tarafından öldürüldü.

Zerkavi’nin ölümünden 4 ay sonra, Ekim 2006’da Irak İslam Devleti kuruldu, lideri Ömer El Bağdadi oldu. Yaklaşık 6 ay sonra, 19 Nisan 2007’de ise, bölgesel bir yönetim kurduklarını ve ilk İslami yönetimin temellerini attıklarını duyurdular. Bu olaydan tam 3 yıl sonra da 16 Mayıs 2010’da El Kaide, Irak İslam Devleti’nin emirinin Ebu Bekir el-Bağdadi olduğunu ilan etti.

Ve gelelim 15 Mart 2011’e… Yani Suriye’de başlayıp ülke çapına yayılan şu meşhur gösterilere… Ağustos 2011’de Colani, 8 kişiyle birlikte Suriye tarafına geçti ve 24 Ocak 2012’de bu ülkede ‘Nusra Cephesi’ni kurduklarını ilan ettiler. Adını, Nisan 2013’te ‘Irak İslam Devleti’ olarak değiştiren örgüt, ‘Irak ve Şam İslam Devleti’ oldu. El Kaide, bir sene sonra Şubat 2014’te IŞİD’le tüm bağlarını kestiğini duyurdu.

IŞİD ise, 29 Haziran’da halifeliğin yeniden kurulduğunu ilan etti. El-Bağdadi halife ilan edildi, ‘Halife İbrahim’ adını aldı. Irak Şam İslam Devleti’nin adı da İslam Devleti şeklinde değiştirildi. 15 Eylül’de IŞİD, Kobani’ye saldırdı. Ekim… ABD uçakları, Kobani’deki PKK/PYD unsurlarına havadan askeri malzeme gönderdi. Türkiye, peşmerge güçlerinin geçişine izin verdi.

Şimdi IŞİD, geçmişteki oyunun bir benzerini tekrarlayarak Pakistan gibi Türkiye’nin de kaos ortamına çekilmesine öncülük etti. Pakistanlı yetkililerin yaptığı benzer hataları Türk yetkililer de yaptı…

Esas soru şu: Bir taraftan IŞİD’in bir Batı projesi olduğunu bileceksin, IŞİD’e karşı olacaksın; ancak öte taraftan Suriye’de muhalifleri desteklemeyen, onlara silah vermeyen bir anlayışta olacaksın… ABD, Türkiye Cumhuriyeti’nin PKK ile mücadelesindeki sorti sayısının 2 katından fazlasını IŞİD’e karşı gerçekleştirdi, bir şey yapmadı ya da yapamadı. Şimdi sormak gerekmiyor mu: Ey Batı, derdin gerçekten IŞİD’le mücadeleyse Türkiye’yi neden savaş bölgesi haline getiriyorsun? Ver muhaliflere silahları, onlar savaşsınlar! Peki niçin vermiyorsun?