Dünya

İşgalci İsrail, Gazze'nin kuzeyindeki yüzlerce Filistinliyi "silah tehdidiyle" göçe zorladı

İsrail, 17 gündür yoğun saldırı ve kuşatma altında tuttuğu Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya beldesinde sığındıkları barınma merkezlerinden zorla çıkardığı yüzlerce Filistinliyi, "silah tehdidiyle" göçe zorladı.

Abone Ol

Gazze'nin kuzeyini işgal eden İsrail askerleri, Endonezya Hastanesi yakınında yerinden edilen kişilerin kaldığı barınma merkezine baskın düzenledi. Askerler buraya sığınan çok sayıda Filistinli erkeği alıkoydu.

İsrail askerlerinin tahliye öncesi sığınma merkezindeki kadın ve çocukları güvenlik kontrolünden geçirmesi korku ve paniğe neden oldu.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin doğusunda yer alan Salahaddin Caddesi yolunun güvenli olduğunu iddia ederek, sığınmacıların bu caddeden geçerek güney bölgelere ilerlemesini istedi.

Öte yandan Hamas, kuzeyden güneye geçiş için "güvenlik koridorları" bulunduğunu iddia eden İsrail'in bu konuda medya ve basın yayın organlarını kullanarak dezenformasyon yaptığını, güvenli olarak tanımladığı yollara düşen Filistinlilerin keskin nişancılar tarafından ya da bombalı saldırılarla hedef alındığı veya alıkonulduğunu ifade ediyor.

Göçe zorlanan siviller, kuzeydeki Filistinlileri göç ettirmeyi hedefleyen İsrail'in "tehcir" planlarını boşa çıkarmak için güneye gitmek yerine yine kuzeydeki Gazze kentine doğru yola çıktı.

Kuzeyde yaşayan bölge sakinleri, Gazze kentinden çıktıkları durumda kuzeye bir daha dönemeyeceklerini düşünüyor ve benzer durumun güneydeki Filistinlilerin de yaşadığını ifade ediyor.

Bombardıman altında göç

Bunun üzerine yüzlerce Filistinli, yaya olarak 8 kilometre yol kat etmek ve Gazze kentine doğru göç etmek zorunda kaldı.

İsrail'in 17 gündür devam eden ağır ablukası ve bombardımanı altında açlık ve susuzluk sıkıntısı çeken siviller, İsrail askerlerinin engellemesi nedeniyle yanlarına herhangi bir eşya dahi alamadan bitkin bir halde Gazze kentine ulaştı.

Endonezya Hastanesi yakınında bir okula sığınan Vefa el-Kefarine, yaptığı açıklamada, önceki gece çevre bölgelerden gelen mermi ve patlama sesleri nedeniyle korkunç bir gece geçirdiklerini söyledi.

İsrail ordusunun, sabahın ilk ışıklarıyla beraber çevre bölgelerdeki tüm okulları tahliye etmeye başladığını ifade eden Kefarine, İsrail güçlerinin, kadınlara çok kötü davrandığını, yerinden edilen sivillerin kendilerine gösterilen rota üzerinde kurşun ve top mermisi sesleri altında yürüdüğünü anlattı.

İsrail ordusunun saldırılarının her yere yayıldığını söyleyen Kefarine, halkın çok zor durumda kaldığını aktardı.

Kuzeyde yerinden edilen Filistinli Ummu Muhammed el Mısri ise İsrail askeri araçlarının bölgedeki barınma merkezlerini kuşattığını görünce şaşırdığını söyledi.

"Belki bir yerde 50-60 tank, çok sayıda İsrail askeri vardı. Hayatımda görmediğim bir manzara." diyen Mısri, neredeyse yürüme yeteneklerini kaybedecek kadar uzun bir mesafeyi yiyecek ve su olmadan katettiklerini belirtti.

Alıkoyma ve işkence

Filistinli genç kadın İman Vadi de annesi, çocuğu ve üç kız kardeşiyle birlikte Gazze kentine sürüldüklerini aktardı.

Gözlerinden yaşlar akarak konuşan Vadi, "19 Ekim sabahı şafak vakti İsrail askerleri Endonezya Hastanesi yakınında kaldığımız barınma merkezine baskın düzenledi. Güvenli bir yer olduğunu düşündüğümüz Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Halep okulunda kalıyorduk ama İsrail ordusu insanlığın tüm kutsallığını ve güvenli alanları ihlal etti." ifadelerine yer verdi.

İsrail askerlerinin, okula ani baskın yaptıktan sonra, 16 yaş üstü erkek ve kadınları çadır odalarından çıkıp bahçeye gitmeleri çağrısında bulunduğunu söyleyen Vadi, "İsrail ordusu bizi silah zoruyla meydanda topladı ve bizi dövmeye, tacizde bulunmaya ve müstehcen sözlerle hakaret etmeye başladı." dedi.

Vadi, askerlerin, babası, kardeşi ve eşinin de olduğu, aralarında ayrıca 18 yaş altı çocukların bulunduğu bir grup Filistinliyi, bilinmeyen bir yere götürdüğünü aktardı.

Erkekler zorla boş çukurlara itilerek rastgele üzerlerine ateş edildi

Yerinden edilen bir başka Filistinli kadın Şeyma et-Tali de "İşgal askerleri Filistinli erkekleri barınma merkezlerinin yanındaki büyük bir çukura itti. Ardından rastgele ateş açtı." dedi.

Tali, İsrail buldozerlerinin Endonezya Hastanesi yakınında toplu katliamlar için büyük kazılar yaptığına şahit olduğunu kaydetti.

Abluka ve yoğun saldırılar devam ediyor

İsrail, Gazze'nin kuzeyinde çok sayıda sığınmacının kaldığı hastaneleri hedef almayı sürdürüyor.

İsrail, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Meşru Beyt Lahiya'da 19 Ekim gece yarısına doğru korkunç bir katliam gerçekleştirdi. Saldırıda 87 kişi hayatını kaybetti, 40'dan fazla kişi de yaralandı.

Ayrıca Kuzey Gazze vilayetine aynı gün karadan yeni bir saldırı düzenleyen İsrail güçlerine ait askeri araçlar, binlerce sığınmacının yaşadığı Cibaliya Mülteci Kampının kuzeyindeki sığınma merkezlerine ve Endonezya Hastanesine doğru ilerledi.

Son olarak bugün İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya beldesinde bulunan Endonezya Hastanesini doğrudan hedef alarak ateşe verdi.

İsrail'in Gazze'nin kuzeyindeki Filistinlileri göçe zorlama planı

İsrail ordusu, 6 Ekim'de başta Cibaliya Mülteci Kampı olmak üzere Gazze'nin kuzeyine kara saldırısı başlattı.

Bu adımın, daha önce İsrail basınına yansıyan ve "generallerin planı" olarak bilinen, İsrailliler için yerleşim yeri hazırlığı yapmak amacıyla Filistinlilerin Gazze'nin kuzeyinden tahliye edilmesi adına atıldığı düşünülüyor.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 7 Ekim'de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Cibaliya ve Beyt Lahiya'daki Filistinlilere uyarıda bulunarak boşaltılması istenilen bölgelerin haritasını paylaşmıştı.

Filistinlilere Gazze'nin güneyindeki Mevasi bölgesine gitme çağrısı yapan Adraee'nin paylaştığı haritanın, İsrail ordusunda eski Operasyonlar Bölümü Başkanı General Giora Eiland'ın girişimiyle hazırlanıp hükümete sunulan Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine ilişkin "generallerin planına" benzerliği dikkati çekmişti.

"Generaller Planı" adını taşıyan bu plan, Filistinlileri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinden tehcir etmeyi, ardından bölgenin kuşatılması, gıda, yakıt ve temiz su girmesine izin verilmemesini öngörüyor. Bu durumda silahlı direnişçilerin "ölüm ya da teslim olma" arasında tercihe zorlanması, bölgeyi terk etmeyen veya terk edemeyen Filistinlilere de "düşman unsur olarak muamele edilmesini" içeriyor.

İsrail hükümeti, geçen ay basına yansıyan plana ilişkin bir açıklama yapmazken İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberinde eylül ayında kabinenin bu planı incelediği duyurulmuştu.