İsrail’in “Yahuda ve Samarra” olarak adlandırdığı Batı Şeria’yı ilhak için uzun süredir fırsat kolladığı ve iki devletli çözüme karşı olduğu sır değil.
İsrail eski savunma bakanlarından Moşe Yalon, tam 10 yıl önce “İsrail’in Yahuda ve Samarra’dan çıkması söz konusu olamaz.” demişti.
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich de önceki gün yaptığı açıklamada, 2025’in “Batı Şeria’yı ilhak yılı” olacağını ve gerekli altyapı çalışmalarının başlatılması talimatı verdiğini söyledi.
Smotrich’e göre bir önceki başkanlık döneminde Kudüs’ü İsrail’in başkenti ve Golan Tepeleri’ni İsrail’in bir parçası olarak tanıyan Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesi Batı Şeria’nın ilhakı için büyük bir fırsat.
İsrailli fanatik bakan ayrıca bağımsız Filistin devleti kurulmaması konusunda işgalciler arasında görüş birliği olduğunu öne sürüyor.
Önceki gün bu açıklamalar medyanın gündemine düşerken Riyad’da da İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği’nin olağanüstü ortak zirve toplantısı vardı.
Arap ve İslam ülkeleri liderleri konuşmalarında İsrail’in Gazze Şeridi’nde devam eden katliamlarına son verilmesi gerektiğini belirtti.
Kınamalar ve çağrılar yapıldı ama yine somut bir adım gelmedi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, zirvede Gazze Şeridi’yle ilgili herhangi bir karar alınmadığını açıkladı.
Onca liderin Riyad’da toplanması için harcanan parayla Gazze Şeridi’ne insani yardım gönderilseydi bir yılı aşkın süredir bombardıman altında yaşam mücadelesi veren mazlumlara daha yararlı olurdu.
Doğrusunu söylemek gerekirse Smotrich gelecek yıl Batı Şeria’yı ilhak hayalleri kurarken Arap ve İslam ülkeleri de savaşları durduracağını söyleyen Trump’tan sözünü yerine getirmesini, İsrail’in Gazze Şeridi’ni ve Lübnan’ı hedef alan saldırılarına son vermesini bekliyor.
Ancak İsrail’in özellikle Gazze Şeridi’nden çekilmeye hiç niyeti yok.
Gazze Şeridi’nin kuzeyinde tampon bölge inşa etmek için katliamlarını sürdüren İsrail ordusu, en güneydeki Philadelphia/Salahaddin Koridoru’nu da işgal altında tutuyor.
Gazze Şeridi’nin kuzeyi ile güneyini ortadan ikiye bölen 8 kilometre uzunluğundaki Netzarim Koridoru 7 kilometreye ulaşan genişliğiyle güvenlik koridoru olmaktan çıkmış durumda.
İşgal ordusu 56 kilometrekarelik alanı elektrik, su ve her türlü iletişim aracına sahip bir askerî üsse dönüştürdü.
İleride içerisine Yahudi yerleşimciler için konutlar inşa edilebileceği dahi konuşuluyor.
Kısacası yeniden işgal edilen Gazze Şeridi de Batı Şeria gibi parçalara bölündü.
İsrail, olası bir ateşkes anlaşmasında Gazze Şeridi’nin diğer yerlerinden çekilse dahi söz konusu bölgeleri terk etmek istemiyor.
Bilakis, Batı Şeria’da Filistinlilerin yaşadığı kentlere ve beldelere dilediği zaman baskın düzenlediği gibi Gazze Şeridi’nde de gerekli gördüğünde her yere girip çıkmak ve işgale direnen herkesi esir almak istiyor.
Hamas ve diğer direniş grupları, ateşkes için işgal güçlerinin Gazze Şeridi sınırları dışına çıkmasını şart koşuyor.
Bu durumda Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmeyi düşünmeyen İsrail muhtemelen savaşı sona erdirdiğini tek taraflı olarak ilan edecek.
Filistinli direniş grupları da yine Batı Şeria’da olduğu gibi işgal güçlerinin baskınlarına karşı koymayı sürdürecek.