İsrail ordusunun 7 Ekim’den bu yana sivil yerleşim alanı, cami, okul, hastane ayırt etmeden Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılar devam ederken Hamas liderlerinden de önemli açıklamalar geliyor.
Hareketin önde gelen isimlerinden Musa Ebu Merzuk, El Cezire televizyonuna yaptığı açıklamada, “Hizbullah’tan ve Batı Şeria’daki kardeşlerimizden çok şey bekliyorduk” diyerek Mahmud Abbas başkanlığındaki yönetimin tavrından utanç duyduklarını dile getirdi ve Filistin yönetimi üyeleri ile bazı Arap ülkelerinin Batı’ya “Hamas’ı ortadan kaldırın” çağrısında bulunduklarını söyledi.
Abbas başkanlığındaki yönetimin ve Filistin’de direnişin bitmesini isteyen Arap rejimlerinin tavrı ise sürpriz değil.
Silahlı direnişe hiçbir zaman inanmayan ve sahip olduğu tüm gücü yeni bir intifadanın patlak vermesini önlemek için kullanan Abbas, farklı davranıp direniş güçlerini destekleseydi şaşırırdık.
Aynı şey Netanyahu’nun “dostlarımız” dediği Arap ülkeleri için de geçerli.
Trump’ın damadı ve danışmanı Jared Kushner, Future Investment Initiative (FII) tarafından geçen hafta Riyad’da düzenlenen toplantıların konuğuydu.
Filistin davasını bitirmeyi hedefleyen “Yüzyılın Anlaşması” adlı projenin mimarlarından biri olan Kushner, Riyad’dan döndükten sonra Fox News’a yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan’ın İsrail’le ilişkilerini normalleştirmeye hâlâ istekli olduğunu söyledi.
Yani Gazze Şeridi’nde ölen çocuklar, Arap rejimlerinin birçoğunun umurunda bile değil ve Filistin direnişi de planlarını onlara güvenerek yapmış olamaz.
Ebu Merzuk’un açıklamalarındaki en dikkat çekici bölüm Hizbullah hakkında söyledikleriydi ve benzer bir şikâyet Hamas’ın Gazze’deki liderlerinden Gazi Hamed’den de gelmişti.
İsrail’e karşı günlerdir çetin bir savaş veren Filistin direnişinin Hizbullah’tan beklediği şeyin sınır bölgesindeki İsrail’e ait bir direği hedef almak değil, savaşa daha güçlü bir şekilde dâhil olarak İsrail’e füze yağdırmak olduğu anlaşılıyor.
Aksa Tufanı operasyonu başlamadan önce Hizbullah ya da İran tarafından verilmiş bir söz var mı yoksa Hamas liderleri kendilerince bir çıkarımda bulunarak Hizbullah’ın savaşa gireceğini mi düşündüler; bunu henüz bilmiyoruz.
Belki de hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.
Fakat her hâlükârda ortada bir hesap hatası olduğu açık.
Hizbullah’ın önceliğinin Süleyman Franciyye’yi cumhurbaşkanı seçtirmek olduğunu, ABD’nin İsrail’e destek için uçak gemisi göndereceğini ve İran’ın Filistinliler için asla savaşa girmeyeceğini tahmin edememiş olmalılar.
Filistinli direnişçiler kendi başlarına efsanevi bir mücadele sergiliyorlar.
Bu direnişte ve Allah’ın izniyle kazanılacak zaferde tek pay sahibi, onca bombardımana ve katliama rağmen topraklarını terk etmemekte kararlı olan Gazze Şeridi sakinleri.
İsrail’in tehcir planını bozan ve direniş gruplarına sahip çıkan Gazzeliler, gerçekten birçok insanın katlanamayacağı bir sabır göstermeye devam ediyorlar.
Ancak onlar da nihayetinde insanlar.
İşgal güçlerinin saldırılarının derhâl durdurulması ve Gazze Şeridi sakinlerinin yaralarının sarılması için ne gerekiyorsa yapılmalı.
İslam ümmetinin hep birlikte taşıması gereken sorumluluğu, küçücük bir coğrafyada kuşatma altına alınmış insanların sırtına yükleyemeyiz.