İran, PKK ve Talabani, Barzani’yi neden hedefe aldı

Abone Ol

2 Temmuz tarihinde bu köşede, “Irak Kürdistan Bölgesi yani Türkiye’deki yaygın kullanılan ismiyle Kuzey Irak’ta Türkiye’yi ilgilendiren çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Gerek seçim gerekse Suriye ile yatıp kalkan Türkiye, yanı başında en önemli müttefiki olan Barzani’ye, İran, diğer Kürt partileriyle bir operasyon yapıyor. Bugün, geçmişte yaşanan bir tablonun bir benzeri, yine Irak Kürdistan Yönetimi’nin kapısını çalmak üzere. Yakın zamanda Erbil, Duhok ve Zaho’nun bir bölge; Süleymaniye, Halepçe ve belki de Kerkük’ün dahil olduğu ikinci bir bölge, şimdilik gerçek olmaktan uzak olsa da her geçen gün daha fazla seslendirilen bir senaryo haline gelmiş durumda ve İran bunun alt yapısını ciddi şekilde hazırlıyor.” demiştim.

Gelişmeler ne yazık ki bu noktaya doğru gidiyor.

Türkiye’nin eş zamanlı olarak PKK ve IŞİD hedeflerine saldırması sonrasında Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden gelen açıklamalar sonrasında Mesud Barzani hedefe oturtuldu. Barzani, PKK yöneticileriyle yaptığı görüşmede; “İki polisin öldürülmesiyle Türkiye yok olmaz. Bugün, en büyük imkân oluşmuştur. Seçim sandıkları, kalem, diyalog, siyaset ve barışçıl yöntemlerle devam edin. Çünkü bu yollarla elde edilecek büyük kazanımlar, silahla elde edilemez”dedi.

Barzani’nin görev süresi ile ilgili Kürdistan Bölgesi’nde İran’ın da dahil olduğu Talabani’nin Kürdistan Yurtseverler Birliği ve Goran Hareketi, Barzani karşısında bir blok oluşturmuş durumda. PKK kamplarının bombalanması sonrası Barzani’nin yaptığı açıklamalar üzerine bu bloğa PKK da eskisinden güçlü girmiş durumda.

PKK’nın bu bloğa girdiğinin en önemli göstergesi ise Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Salih Müslim, Kobani’ye koalisyon uçakları tarafından havadan atılan silahların parasını Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) ödediğini iddia etmiş, “Belki bunu kimse bilmiyordur ama, koalisyon uçakları yoluyla Kobani’ye indirilen silahlar KYB’nin silahları idi ve parasını KYB ödemişti. Sen kalkıp illa bizi PKK ile ilişkilendirmek istiyorsan demek ki başka bir amacın vardır.” demişti

Konuyla ilgili Barzani’nin ofisinden bir yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada, Rojava’ya gönderilen silahların listesi ve âdetinin yayınlanacağı ifade edildi. KDP, ayrıca Müslim’in daha önce Barzani’ye yapılan yardımlardan dolayı yazdığı teşekkür mesajını yayınladı.

Daha önce de yazdığım gibi Irak Kürdistanı’nda aslında saflar 1990’lı yıllara doğru götürülüyor. O dönemde de Barzani Türkiye’den yana tavır koymuş Talabani ise İran’dan yana tavır koymuştu.

Celal Talabani’nin eşi Hero Talabani, PYD’nin politikalarının oluşturulması konusunda son derece etkin ve bütün sol grupları bir araya getirmek için yoğun gayret gösteriyor. Barzani açıklamaları sonrasında Talabani’nin partisinden ve eski Başbakanlardan Behram Salih, “KDP, Kürt halkı ve Türk Devleti arasında kimden yana olduğuna karar vermelidir” diyerek Barzani’yi bir tavır belirlemeye çağırıyor. Oysa Barzani’nin tavrı belli. PKK dolayısıyla savaş bu bölgeye taşınmasın ve silahsız mücadeleye devam edilsin.

Türkiye’nin IŞİD ve PKK ile olan mücadelesi aynı zamanda “Kuzey Irak” siyasetini de dizayn ediyor. Bütün bunlar yaşanırken Salih Müslim’in bu açıklamasını iyi okumak gerekiyor: “Suriye Ordusu yeni bir anlayış ve yeni şartlar doğrultusunda bölgeye dönmek istiyorsa, neden olmasın? O zaman YPG, Suriye Ordusu’nun bir parçası haline gelir. Ancak ordunun dönüşünün Baas mantığı ve istihbaratıyla olması asla kabul edilemez. Eski döneme dönmeyeceğiz.”

Aslında her şey ortada; Bir taraftan Suriye’de Esed-İran bloğu ona dahil olan PKK, diğer taraftan Irak’ta İran-Talabani ve Goran Hareketi ile birlikte Barzani’ye karşı olan PKK bloğu… Anlayan için çok şey söylüyor.