5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 84. maddesinde düzenlenen intihara yönlendirme suçu, suç genel teorisi açısından birtakım özellikler arz etmektedir. “İntihar edenin ruhsuz bedeni üzerinde uygulanacak cezanın hiçbir etkisi olmayacağından ve gülünç bir durum arz edeceğinden, bir kimsenin kendisini öldürmesi suç değildir. Esas fiil yani intihar suç olmayınca ona iştirak de genel kural gereğince suç değildir. Çünkü kendisi suç olmayan bir fiile iştirak de cezayı gerektirmez[1].”
İntihar eylemi kanunen yaptırım altına alınmadığı için ona iştirak de suç sayılmayacaktır. İntihara yönlendirilen, suçun faili esas fiili kendisi icra etmediğinden kasten öldürmeden de sorumlu tutulamayacaktır.
Suçla korunan hukuki değer
İntihara yönlendirme suçu ile korunan hukuki değer 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesinde düzenlenen adam öldürme suçunda korunan hukuki değer ile aynıdır. Bu suç ile insanın yaşama hakkı, insan hayatı korunmaktadır[2].
Bizim hukukumuzda intihar etme fiili, suç olarak düzenlenmemiştir[3]. İntihar ölümle neticelenmişse, ortada fail bulunmadığından ölenin cezalandırılması mümkün değildir[4].
Suçun unsurları
İntihara yönlendirme suçu Türk Ceza Kanunu madde 84’de şu şekilde düzenlenmiştir; “Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Şeklindedir. Birinci fıkrada, belirli bir kimsenin intihara azmettirilmesi, teşvik edilmesi, intihar kararının kuvvetlendirilmesi, intihara yardım edilmesi fiilleri yaptırım altına alınmıştır[5].
İntiharın gerçekleşmesi halini düzenleyen maddenin ikinci fıkrasında ise daha ağır cezayı gerektiren nitelikli unsur yaptırıma bağlanmıştır[6].
İntiharın gerçekleşmesi durumunda, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi, üç̧ yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Mülga ikinci cümle: 29/6/2005 – 5377/10 Md.) İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulurlar.” Şeklinde düzenlenmiştir.
Maddenin 3. fıkrası başkalarının intihara alenen teşvik edilmesi suçunu düzenlemiştir. Son fıkrada ise intihara sevk ve mecbur etme fiillerini icra eden kimselerin sorumluluğu düzenlenmiştir[7].
İntihara yönlendirme suçu; bir başkasını intihara azmettirme, intihara teşvik etme, intihar kararını kuvvetlendirme, intihara yardım etme şeklinde işlenebilir. Başkalarını intihara alenen teşvik etme suçunda ise belirli bir kişi muhatap alınmamış olmalıdır[8]. Bu suçun intihara yönlendirme suçundan farkı ise mağdurun belirli veya belirlenebilir kişiler olmasıdır[9].
Müntehirin cebir veya tehdit kullanmak suretiyle intihara mecbur edilmesi durumunda, fail kasten öldürme suçundan dolayı cezalandırılır[10].
İntihara yönlendirme suçunun faili, mağduru intihara yönlendiren kimsedir. Bu suçun mağduru ise intihara yönlendirilen kimsedir. Bu suç ancak kasten işlenebilen bir suçtur. Failin başkasının intihar kararını kuvvetlendirmesi, yardım etmesi gerekir. Bu suçta ayrıca saik aranmaz[11].
Suçun özel görünüş şekilleri
İntihara yönlendirme suçu, kişinin intihar girişiminde bulunması ile tamamlanır. Ayrıca ölümün gerçekleşmesi aranmaz[12]. Fail mağduru cebir ya da tehdit uygulayarak intihara yönlendirmiş ancak mağdur ölmemişse, burada fail kasten öldürme suçuna teşebbüsten cezalandırılır[13].
Bir kişiyi intihar etmeye yönlendirmek için başka bir kimseyi azmettiren, intihara yönlendirme suçuna azmettirme suçunu işlemiş olur[14].
Birden fazla kimse tek bir hareketle intihara yönlendirilmişse aynı neviden fikri içtima hükümleri uygulanır. Bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı kişi değişik zamanlarda birden fazla defa intihara yönlendirilse ve mağdur her seferinde intihar girişiminde bulunursa, zincirleme suç hükümleri uygulanmalıdır[15]. İntihara yönlendirme suçu savcılık tarafından re’sen (görevi sebebiyle) soruşturulur.
[1] Artuk, Emine-Gökcen,Ahmet-Yenidünya,Caner, Özel Hükümler, Adalet Yayınevi, 15. Baskı, Ankara, 2015, s.212.
[2] Özbek, Veli Özer-Kanbur, Nihat-Doğan,Koray-Bacaksız,Pınar-Tepe,İlker, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 7. Baskı, Ankara 2014, s.167; Tezcan, Durmuş-Erdem, Mustafa Ruhan-Önok, Murat, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, 11. Baskı, Ankara 2014, s.182; Centel, Nur – Zafer, Hamide- Çakmut, Yenerer Özlem, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, Cilt I, İstanbul 2011, s.81 vd.
[3] Toroslu, Nevzat, Ceza Hukuku Özel Kısım, Ankara 2010, s.35; Tezcan- Erdem- Önok, s.171
[4] Özbek-Kanubur-Doğan-Bacaksız-Tepe,s.168
[5] Özbek-Kanbur-Doğan-Bacaksız-Tepe, s. 178; Tezcan-Erdem-Önok, s.171.
[6] Koca, Mahmut – Üzülmez, İlhan, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 1. Baskı Ankara 2013, s.125.
[7] Artuk, Gökcen, Yenidünya, A.g.e. s.214.
[8] Toroslu, s.38; Hafızoğulları-Özen, s.67.
[9] Özbek-Kanbur-Doğan-Bacaksız-Tepe, s. 180; Tezcan-Erdem-Önok, s.174.
[10] Artuk, Gökcen, Yenidünya, A.g.e. s.220.
[11] Toroslu, s.37.
[12] Benzer Görüş için bkz. Tezcan-Erdem-Önok, s.1187,189; Centel-Zafer-Çakmut, s.90.
[13] Artuk, Gökcen, Yenidünya, A.g.e. s.222.
[14] Centel-Zafer-Çakmut, s.91.
[15] Tezcan-;Erdem-Önok, s.190.