Her insanda farklı yönleriyle bulunan ilgi, yetenek ve güzel vasıfları mutlaka görmeli, ifade edip fark etmesini sağlamalı ve ortaya çıkarmasına yardımcı olmalıyız.
Bizler, toplumsal olarak ilişkilerimizde daha çok yanlışı ve eksiği görmeye odaklı hareket ediyoruz. Bunu da, “Söyleyelim de düzeltsin” maksadıyla yapıyoruz. Bu bir noktada doğru gibi görünse de hem söyleme biçimimiz ve üslubumuz hem de hiç olumlu yönleri görmeyip sürekli yanlış, eksik ve beğenmediğimiz yönlere vurgu yapmamız, karşımızdakinde yanlışlarını düzeltmeye değil, kendini yetersiz görerek daha çok hata yapmasına sebep olur.
Çünkü sürekli eleştirilmek ve yapılan iyi şeylerin görülmemesi, insanda değersizlik ve yetersizlik hissi oluşturur. Bu da iç dengelerimizi bozar.
Aramadığını göremezsin
Hangi yaşta olursak olalım, bir birimizin sözlerinden az ya da çok etkileniriz. Bu durumda hem etkileyen hem de etkileyen oluruz. Sürekli olumsuzlukları görüp söylediğimizde, şahıs kendisinin iyi bir iş çıkaramadığına inanır, morali bozulur, performansı düşer ve hayata dair coşkusu azalır. Bu devam ederse ve bunu ifade edecek zemin ya da muhatap yoksa o zaman, psikolojik sıkıntılar başlar. Giderek hastalık düzeyine çıkmaya aday bu sıkıntılar, sadece ve sadece şahsı doğru değerlendirmediğimiz ve iyiliklerini göstererek kendisinden memnun olması sağlanmadığımız için olabilir. Bu çok büyük bir vebaldir.
Farkında olarak ya da olmayarak bu eleştiriyi yapmamız, kendi içimizde bir karmaşa yaşadığımızın ifadesidir. Kendi içimizdeki kavgayı dışarıya taşıyoruzdur. Kendisini değersiz ve yetersiz görenler, bu durumdan kurtulacakları bir yardım almazlarsa, başkalarını da aynı psikolojiye itecek şekilde davranırlar. Kendi içlerindeki iyiliği fark edip çıkaramamış, hep kendisi eleştirilmiş ve iyilikleri yok sayılmış ise, aynı tarza tutunup başkalarının da aynı acıyı yaşamasına ne yazık ki sebep olabilirler. Çünkü içinde bulunduğu karanlık, iyi yönleri görmesini engeller. Karşısındakinin iyi yönlerini aramadığı için, gördüklerinin tam da görmesi gerekenler olduğuna inanabilir. O zaman da bu tutum sürer gider.
Görmek var olduğunun teyididir
“Tenkit tüketir, takdir üretir” sözü, gördüğümüz ve öne çıkardığımız şeyin çoğaldığını ifade ediyor. Biz hataları, yanlışları ve olumsuzlukları öne çıkardıkça, hem kişi hem de toplum bazında, insanların daha çok hata yapmalarına sebep olarak, işleri iyice çıkmaza sokmuş oluyoruz. Oysa her insanın yanlışı olabileceği gibi, pek çok olumlu yönü de var. Eğer bir insanın daha iyi olmasını istiyorsak, önce iyi olduğunu ve pek çok şeyi iyi yaptığını görmesini sağlamalı ve kendine güven duymasına yardımcı olmalıyız. Bizler iyiliği artırmak ve insanı daha iyi olabileceği şekilde desteklemek için bu dünyadayız.
Allah’ın (cc), insanda var ettiği onlarca güzel özellik ve yetenek, fark edilip üzerinde çalışıldığında açığa çıkar. Bu durum herkesin hem hakkı hem de karşısındakine karşı görevidir. Bir kelâmı kibarda, “Marifet iltifata tabidir, müşterisiz meta zayidir” denir. Her insanda farklı yönleriyle bulunan ilgi, yetenek ve güzel vasıfları mutlaka görmeli, ifade edip fark etmesini sağlamalı ve ortaya çıkarmasına yardımcı olmalıyız. Bu hepimiz için çok önemli bir sorumluluktur.