Her insan keşfedilmeyi bekleyen muazzam bir ülke, sınırsız zenginliklerin kaynağı, müthiş derinliği olan bir varlık. Şu anki durumu ne olursa olsun, insanın mükemmel bir yaratıcısı olduğunu kavradığımızda, bir sineğin gözüne mikroskopla bakınca hayretler içinde kalıyorsak, ya insana bu gözle bakarsak neler keşfederiz? Bunu düşünelim.
Allah’ın (c.c) gücünü anlamaya çalışarak insanı tanımaya terfi edelim
İnsan inanarak yaklaşıldığında bunu hisseder. Bu his onu açar ve serbest bırakır. Bu da görülmeyi kolaylaştırır. Önce niyet, sonra usul ve üslûp ve sevgi merkezli olarak insana baktığımızda; yanlış yaklaşımın kapattığı sayısız kapılar bir bir açılmaya başlar. İnsan o zaman adeta kabuk değiştirir gibi, kendisinin de inanamayacağı değişimler yaşamaya başlar. İç boyu büyür, iç dengeleri oluşmaya başlar. Giderek kendisinin yepyeni bir insana dönüştüğünü görür. Bu tam da Rabbimizin (c.c) istediği bir şeydir. Muazzam bir güç ve sanatla yaratılan insan, alabileceği en iyi şekli alarak ve olabileceği en iyi insan olmaya gayret ederek, Rabbimizin (c.c) büyüklüğünün bir nişanesi olarak, eserden müessire yol buldurur.
İnanan arar
İnsanın gizli hazineleri sayamayacağımız kadar çoktur. Kendisine kendisi gösterilmeyen ve inandırılmayan insan, bir servetin üzerinde oturup açlıktan ölmek üzere olan bir adam gibidir. Kendisinin keşfedilmesi halinde dünyayı hayran bırakacak bir insana dönüşebileceği anlatılsa, acaba neler olur, acaba insanın yapabileceklerinin sınırı nerelere kadar uzanır bilmiyoruz?
Varlığın sahibi en zengindir ve insanı da zengin yarattı
Harcanan, israf edilmiş insan, en büyük kayıptır. Kendisini tanıyamadan, gömülü hazinelerini bulmadan bu dünyadan yoksul olarak giden insan, aynı zamanda başkalarının vebalini de sırtında götürür. Çünkü o gelişseydi belki pek çok şey değişecek ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Belki bu dünya şimdikinden daha iyi durumda olacaktı. Böylece insanlar hem Allah’ın (c.c) büyüklüğünü görüp hayran kalacak ve imanı aratacaktı hem de ondan istifade edeceklerdi.
Kendimize karşı olan bu görevimiz, Rabbimizin(c.c) hakkıdır
İnsanın en büyük görevlerinden birisi kendisine inanıp, var olan, sadece ona has olan ve ortaya çıkarılmaya bekleyen definelerini açığa çıkarmasıdır. Bunun anlaşılması ve ortaya çıkarılabilmesi için her birimize görevler düşer. Bilmeyenin bakışı, bilmediğini yok saymaz, sadece bilmediğini ilan etmiş olur. İnsana inanmayanlar, kendilerini bile göremeyen ve mücevheri tanımayanlardır. Onlara dua edip yolumuza bakalım. Definecilik yoğun ve sürekli emek gerektirir. Yol uzun, ömür sınırlı. O zaman olumuz aydınlık ve ferah olsun. Kendisine inananların yolu açık olsun.