Meşhur gazeteci, politik analizci adam kalkmış, “Graham Fuller’in 2015 öngörüleri haklı çıktı, Tayyip Erdoğan’ın gücü zayıfladı. Ben yıllardır çok dikkatle takip ederim Fuller’i” diyor.
Kurguyu hazırlayanların, oyunun hangi istikamette gideceğini senin gibi sadece izleyerek mi tahmin ettiğini düşünüyorsun diye sormak isterdim bu akıllı adama!. Genel bir huy olmuş. Tahmin etmek, fikrini söylemek, bunu baz alarak üstten tavır almak falan… Bir mesele hakkında bir şeyleri öngörmek hatta kesin olarak bilmek bir şey değiştirmiyor ki. Neresinde duruyorsun meselenin. Bildiğin doğruyu uygulamak için ne yapıyorsun veya yanlışı engellemek için. Taşın altına elini koyuyor musun, yok. Planında programında çilesinde yürümesinde yanımda mısın, yok. Ama onu yapma bunu yap diyorsun devamlı.. Sorumluluk almadan sorumluluktan kurtulmanın yöntemidir bu. Ben demiştimcilerin ortak mantığı…
Graham Fuller’in 2015 tahminlerini aylar öncesinden okumuştum. Doğal olarak üzerine düşünüp konuştuğumuz bir mesele. Fakat bu geyik olsun, aaa ne tahmin etti acaba çıkacak mı, diyerek değerlendirdiğimiz bir durum değil. Emperyal güçlerin operasyonel algı yürütme yöntemlerinden birisi de budur. Akil adam, gazeteci, siyasetçi ve uzman birileri çıkar öngörüde bulunur, geniş kalabalıklar da bunun doğru mu yanlış mı olduğunu ağzı açık izler. Fakat o güçler zaten açıklanan tahminlerin gerçekleşmesi için planlar yapmış ve bu planları da fiiliyata sokmuşlardır. Yani tahmin dedikleri şeylerin gerçekleşmesi için fiili adım atılıyordur zaten. Proje oluşturuyorlar. Senaryoyu yazıp bunu uygulamaya başlıyorlar. Her şey plan dahilinde. Sonra parlaması gereken akiller devreye sokuluyor ve o planlara uygun öngörüde bulunuyorlar.. Sen devreye girer yapman gerekeni yaparsan işte o zaman planlarını bozmuş oluyorsun.
Graham Fuller’in, İran bölge gücü olacak, kehanetini, İran’la yapılacak antlaşma olarak okumuştuk, aynıyla sonuçlandı. Bu tahlili onların kehanetlerine bakarak söylemeye de gerek yok aslında. Çünkü adamlar bölgeyi yeniden dizayn ederken, ehli sünnet karşısında dengeleyici bir güç olarak İran’ın zayıflamasını asla istemeyeceklerdi. Suriye meselesinde bölgede bir Kürt devleti kurmak için harekete geçeceklerini düşünüyorduk, seçimler eliyle bunun adımlarını da attılar. IŞİD bahanesiyle Türkiye’nin Akçakale’ye sınır komşusu olan Suriye’nin Tel Abyad bölgesinde Arap ve Türkmenleri vurup oraya PYD ve PKK’nın yerleştirilmesini göremiyor musunuz hala! Ve bu daha başlangıç. Bir haftadır birileri dikkat çeker mi diye bekliyorum; ama kimsenin dile getirmediği daha önemli husus ise: Seçimlerde blok bölge olarak yekün bir bölgeyi alan HDP’nin referandum yapma düşüncesi. Kosova misalini iyi inceleyin. Yakında bölgenin bağımsızlığı için bir referandum talebi ve akabinde bütün Batı devletlerinin kısa bir sürede tanıyacağı bir devlet olma ihtimali çok yüksek.
Fuller’in, Tayyip Erdoğan’ın zayıflayacak iddiasına gelince, süreç boyunca yazmıştık. Kendi iç meselemiz olarak istediğimiz eleştiri ve muhalefeti yapmak ayrı, şu anki durum dışarıda yapılan planların uygulaması diyorduk, netice ortada.
Bir de yine yakın bölge kehanetlerinden IŞİD’in zayıflayacağı iddiası var. Yani sırada yeterince rol aldıklarını düşünerek yeni dönemde IŞİD’e yoğun saldırılar yapılacak diyebiliriz mevcut kehanet şartları değişmediyse.
Emperyalistler kendi çıkarları için plan ve programlarına göre hareket ediyorlar. Şu hususa dikkat etmek gerek: “Duran adama göre yürüyen adam hızlıdır. Yürüyen adama göre koşan. Koşana arabadaki, arabadakine uçaktaki..” Bütün emperyalist dünyanın desteğini arkasına alan Siyonist İsrail, bir avuç inanmış Filistinliyi bitiremiyor. Çünkü biz inanıyoruz ki, “zafer dediğin savaşan için”. Çünkü inanmış ve savaşıyor. Oturmuyor. Yani “Siz hangi planı yaparsanız yapın, ben inandığım yolda mücadele ederim” diyor. ABD ve BATI GÜÇLERİNİ PUTLAŞTIRANLAR İÇİN SÖYLÜYORUM. Sen ayağa kalktığında onlar yıkılacak. Sen oturduğun yerden konuştuğun için zillete mahkum oluyorsun, ayağa kalk ve gör karşındaki kartondan devleri…
Boşnak atasözü, “İnsan plan yapar, Allah karar verir.” İstikamet üzere yürüyenlerden olmak duasıyla.