Dünya

İngiltere'deki aşırı sağcı olaylar sırasında gözaltına alınan gazeteci salıverildi

Pakistan'da, İngiltere'deki aşırı sağcı şiddet olaylarıyla ilgili sosyal medyada yanlış bilgi yaydığı iddiasıyla gözaltına alınan gazeteci Farhan Asif serbest bırakıldı.

Abone Ol

Pakistan basınında yer alan haberlere göre, Lahor'da bulunan ilgili mahkeme, Asif'in serbest bırakılmasına karar verdi. Geçen hafta İngiltere'de Müslümanlar ve göçmenler aleyhinde olayları körüklediği iddiasıyla gözaltına alınan Asif, Lahor'daki Federal Soruşturma Kurumu (FIA) tarafından mahkemeye sevk edilmişti.

FIA tarafından sunulan raporda, 32 yaşındaki gazeteci Asif'in, yalan haberlerin yayılmasında ana merkez olmadığı belirtildi. Asif, İngiltere'nin Southport kentinde 29 Temmuz'da meydana gelen olaylarla ilgili yanlış bilgi yaydığı şüphesiyle gözaltına alınmıştı.

İngiltere'deki Aşırı Sağcı Şiddet Olayları

İngiltere'nin Southport kentinde 29 Temmuz'da, 17 yaşındaki Axel Rudakubana'nın 3 çocuğu öldürdüğü ve 8'i çocuk olmak üzere 10 kişiyi yaraladığı saldırı sonrası aşırı sağcı gruplar, sosyal medyada organize olarak ülkede geniş çaplı şiddet olayları başlattı. Telegram, TikTok ve X gibi platformlarda spekülatif haberler yayan gruplar, göçmenler ve Müslümanlara yönelik protesto çağrıları yaparak şiddet eylemleri gerçekleştirdi.

Olaylar sırasında çok sayıda kişi gözaltına alındı ve tutuklandı. Aşırı sağcı gruplar, polis ve karşıt görüşlü kişilerle çatıştı, evlere, iş yerlerine, arabalara, camilere ve polis araçlarına zarar verdi. 7 Ağustos'ta, ülke genelinde 100'den fazla aşırı sağcı şiddet eylemi planlanırken, binlerce ırkçılık karşıtı protestocu, sokaklara çıkarak aşırı sağcıların sayısını geride bıraktı.

Saldırıyı gerçekleştiren kişinin 17 yaşında, Ruanda asıllı, Hristiyan bir aileden olduğu sonradan ortaya çıktı. 9 Ağustos'ta ise 55 yaşındaki bir kadın, sosyal medyada paylaştığı yalan bilgilerle aşırı sağcı sokak olaylarını kışkırttığı iddiasıyla gözaltına alındı.

Aşırı Sağ Nedir?

Aşırı sağ, 1980'li yıllardan itibaren Avrupa'da güç kazanmaya başlayan ve günümüzde kamusal söylemin önemli bir parçası haline gelen bir siyasi hareket olarak tanımlanabilir. Avrupa'nın birçok ülkesinde aşırı sağcı eğilimler giderek artmakta ve bu partiler 2014 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde önemli zaferler elde etmiştir. Aşırı sağcılar, genellikle kendi ırklarını, milletlerini veya halklarını diğerlerinden üstün gören ve demokratik sistemin kurallarını, eşitlik ilkesini ve bireysel özgürlüğü reddeden bir ideolojiye sahiptir. Bu görüş, otoriter bir sistemi savunan ve siyasi amaçlarına ulaşmak için şiddeti meşru gören bir anlayışı temsil eder.

Aşırı sağcılığın temel dayanaklarından biri olan "ulusal topluluk" ideolojisi, etnik homojenlik üzerine kurulu bir toplum anlayışını savunur. Bu ideoloji, abartılı milliyetçilik, yabancı düşmanlığı, antisemitizm, İslamofobi ve demokrasi karşıtlığı gibi unsurlarla kendini gösterir. Özellikle ekonomik sıkıntılar ve sosyal kaygılar, bu tür aşırı sağcı eğilimlerin güçlenmesine neden olabilmektedir.

Günümüzde, Almanya'dan Fransa'ya, Macaristan'dan Polonya'ya kadar birçok Avrupa ülkesinde aşırı sağcı partiler ve hareketler etkili bir konumda bulunmakta ve Avrupa siyasetine yön vermektedir. Bu partiler, göçmen karşıtlığı, kültürel yabancılaşma ve Avrupa Birliği karşıtlığı gibi konular üzerinden siyasi başarılar elde etmektedir. Örneğin, Almanya'da Alternatif für Deutschland (AfD) ve Fransa'da Rassemblement National gibi partiler, aşırı sağın Avrupa'daki yükselişinin önemli temsilcilerindendir.

Aşırı sağ, Avrupa'da hızla büyüyen ve siyasi arenada önemli bir güç haline gelen bir fenomen olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu hareketin etkileri, hem toplumsal hem de siyasi alanda ciddi sonuçlar doğurmaktadır.