Facebook’ta arkadaşlarımızın paylaştığı yorumlara bakarken Mustafa İslamoğlu’nun twitter hesabından yaptığı iddia edilen “İmam-Hatip ve İlahiyat müfredatı değiştirilmedikçe bu memlekette geleceğin Işidçileri yetişmeye devam edecektir” açıklaması dikkatimi çekti.
İslamoğlun’nun bu açıklamasına tepki gösteren arkadaşımızın da yorumunu okuduktan sonra doğru değildir zannıyla İslamoğlu’nun twitter hesabını inceledim. Bire bir doğruydu.
Şok oldum. Üzüldüm. Mustafa İslamoğlu’na karşı hep bir mesafem olmuştur. İçim de ısınmamıştır. Birçok dostum, arkadaşım gibi.
1980’li yıllarda İslamcıların sempatiyle baktığı İran’a olan yakınlığı da bir yere kadar belki anlaşılabilirdi. FETÖ’yü savunduğu hatta yere göğe sığdıramadığı yazıları da 17-25 Aralık öncesine ait olduğu için bir çoklarının yanlışa düştüğü gibi diye üstünde de durmamıştım.
Ama İslamoğlu’nun dünkü açıklamaları ne yenilir, ne yutulur ne de tevil götürür cinstendir. Çünkü İslamoğlu bu açıklamasıyla alenen bu ülkedeki milyonlarca İmam-Hatipli ve İlahiyatçıyı, DAEŞ’ci ve potansiyel DAEŞ’ci olarak ilan etti.
İmam- Hatiplerde ve İlahiyat Fakültelerinde yeni bir müfredata, yeni bir yapılanmaya ihtiyaç var mıdır, yok mudur? Buna ahkam kesecek kadar bu alanda bir bilgiye sahip değilim ama milyonlarca İmam Hatip camiasından biri olarak şunu açık seçik ifade edeyim ki İmam Hatipler milli, manevi değerlere bağlı vatanseverlerin yetiştirildiği ve yetiştiği okullardır. Bize bu değerleri veren hocalarımız da İlahiyat fakültelerinden yetişen milletine, devletine, vatanına, bayrağına aşık hocalardır. İçerisinde FETÖ’cü, DAEŞ’ci,PKK’lı çıkmakta mıdır ? İnanın diğer okullarda çıkan hainlerin onda, yüzde biri kadar bile değildir.
Hal böyleyken İslamoğlu’nun İmam Hatip camiası için FETÖ’cülerle, PKK’lılarla, Esed’cilerle ve İran mezhepçileriyle aynı dili kullanması çok manidardır. İslamoğlu aynı zamanda Cumhurbaşkanımızın, bazı bakanlarımızın ve milletvekillerimizin İmam Hatip kökenli olmalarından duydukları öfkeyi DAEŞ’ci suçlamasıyla iftiraya dönüştüren ulusalcıların, Ergenekoncuların ve darbecilerin de değirmenine su taşımakta ve onların Hükümet DAEŞ’ci tezlerine de adeta destek vermektedir.
İslamoğlu’nun ilmini tartışmak, şimdiye kadar yaptığı iddia edilen hizmetlerin doğruluğunu ya da yanlışlığını yorumlayacak bir bilgi derinliğim yok ancak İmam- Hatiplerin, İlahiyat Fakültelerinin ve bu okullardan yetişen milyonların en alt kademesinden en üst kademeye kadar bu ülkeye büyük hizmetler ettiğini, en zor süreçlerde ve en çok acı çektiği dönemlerde bile devletine ve milletine, vatanına, bayrağına ve her şeyden önemlisi de dinine çok bağlı olduğunu çok iyi biliyorum.
İslamoğlu, İmam Hatiplerden DAEŞ’ci çıktığını söylüyor ya, ben de tam aksine eğer bu ülkede İmam- Hatipler, İlahiyatlar olmasaydı DAEŞ’ciler çok etkili olurdu diye düşünüyorum.
Yine diyorum ki İHL’ler, DAEŞ’e de, FETÖ’ye de hatta PKK’ya karşı da bu ülkenin en büyük emniyet kaynağıdır.
Anlaşılan odur ki; yeni fitneler için Fetö’den sonra sahaya bir piyon daha sürülmüştür.