Siyasetin içinde boğulduğumuz bu günlerde de, öncesinde de ve tedbir alınmazsa sonrasında da devam edecek olan toplumsal bir problemden bahsetmek istiyorum. Neyi kastettiğimi yaşadığım bir olay üzerinden aktaracağım.
Bayram tatili için Kayseri’de bulunduğumuzdan dolayı evde olmadığımız bir günde kapıya yapıştırılan bir ihbar ile muhtarlığa teslim edilen bir tebligatname veya ödeme emri olmuş. Arkadaşım beni uyarmasa gidip alma ve belki görme imkanım da olmayacaktı. Zira binanın herhangi bir yerine yapıştırılan ihbarnamenin çok farklı nedenlerden dolayı ortadan yok olması gayet normaldi.
Başlangıçta masum duran bu olayın şekli şöyle; Hukuk sistemimize göre siz evde olmasanız dahi muhtarlığınıza bırakılan bir tebligat size tebliğ edilmiş sayılmaktadır. Problem tam da buradan kaynaklanmaktadır.
Müstakil dolandırıcılar veya dolandırıcılara şöyle ya da böyle yardımcı olan büyük büyük hepimizin bildiği firmalar tarafından İcra daireleri üzerinden İLAMSIZ TAKİPLERDE ÖDEME EMRİ üst başlığı ile adresinize tebligat çıkarılıyor. Kanuna göre eğer 7 gün içerisinde bu emre itiraz etmez iseniz borcu zorunlu olarak kabullenmiş olmaktasınız. Nokta.
Bana ulaşan tebligatta, büyük bir GSM operatörü tarafından 0531… numaralı bir hattım olduğu iddia edilerek 2014 yılının 8,9,10. Ayları ve 2015 yılının 4. Ayı olmak üzere 4 adet fatura çıkarılmış, üzerine vergiler, masraflar, vekalet ücreti v.s. v.s. de eklenerek epeyce yüklü bir meblağ oluşturulmuş ve İstanbul Adliyesinden şu numaralı icra dairesi nezdinde tebligat çıkarılmış. Mevzubahis operatörle son 5 yıl içerisinde fizikî, mali hiçbir şekilde irtibatım olmamıştı. Keza tebligattaki isim ve tc kimlik numaramın dışındaki bana isnat edilen tüm bilgiler yanlıştır. Aboneliğin oluşturulması safhasında hiç uğramadığım bir mahalle ve sokak adresim olarak gösterilmiş uydurma bir kayıt oluşturulmuştur. Buna rağmen tarafıma ulaştırılan tebligattan arkadaşım vesilesiyle haberim oldu ve gidip muhtarlıktan teslim aldım. Adliyeye gidip itiraz ettim. Zannediyorum borç üzerimizden düşecek. Haberim olmasaydı, teslim almasaydım ve itiraz etmem gerektiğini bilmeseydim yüklenen bu rakamları ödemekle zorunlu bir hale gelecektim. Rakamı özellikle yazmıyorum ne kadar olduğu çok da önemli değil haddizatında. Önemli olan sistemin çarpıklığı.
Birincisi siz evde bulunmadığınızda tebligat neden geri icra dairesine döndürülmüyor? Neden muhtarlığa âdî posta hükmünde teslim ediliyor?
İkincisi muhtarlık eğer sizin adınıza bunu kabul ediyorsa size neden bilgi vermiyor? Bilgi vermek zorundadır diye bir mantık yürütüyorsanız ki yürütmeniz gayet normal uygulamada böyle bir şey yok hiç de duymadım.
Üçüncüsü icra dairesi nasıl olur da bir kişiye evini yurdunu kaldırarak icra gönderecek kadar önemli bir mevzuda yeterli delil talep etmeden basitçe açılan bir dosya ile böyle bir şeye mecbur ediyor?
Soruları çoğaltmak mümkün. Zaman içerisinde sayısını hatırlamadığım kadar benzer olay işittim. Yukarıdaki sorulardan başlayarak ilgililerin vatandaşların maduriyetlerini önleyici tedbirler almaları lazımın üstünde elzemdir.