Dünya

İklim değişikliğinden en çok zarar gören ülkelere 2025'te yardım edilecek mi?

Uzun zamandır beklenen "kayıp ve zarar fonu", düşük gelirli ülkelerin iklimle ilgili doğal afetlerden kaynaklanan zararlarını tazmin etmeye yardımcı olmak amacıyla oluşturuldu ve 2025 gibi erken bir tarihte bu fonun dağıtılmasına başlanabilir.

Abone Ol

Kasım ayında Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenecek COP29'da bu tazminat fonunun ayrıntıları belirlenmeye çalışılacak. Bu finansman, iklim krizinin ön saflarında yer alan ülkelere önemli bir destek sağlama potansiyeline sahip.

Bir "finans COP'u" olarak adlandırılan COP29, tazminat fonunun işleyişiyle ilgili ayrıntıları ele alacak. Bu süreçte, fonun yönetimi için bir kurul oluşturuldu ve Dünya Bankası, tartışmalı bir karar sonucu fonun kurumsal merkezi olarak belirlendi. Ayrıca Filipinler, fonun ev sahibi ülke olarak seçildi. 

Bu gelişmelerin ardından, eylül ayında Azerbaycan'da gerçekleştirilen ön-COP toplantısında fonun yönetim kurulu, 2025'te ilk kez finansman sağlanmasına olanak tanıyacak önemli adımları attı. Bu tarihi adım, yıllardır devam eden mücadelenin bir sonucu olarak büyük bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. 

30 Yıllık Mücadelede Elde Edilen Kazanımlar

Gelişmekte olan ülkeler, iklim değişikliğinin yol açtığı felaketler karşısında yardım talebinde bulunan en güçlü savunucular arasında yer alıyor. Özellikle küçük ada ülkeleri ve Afrika ülkeleri, iklim adaleti adına kayıp ve zarar fonu için uzun süredir mücadele veriyor. Ancak, zengin ülkeler bu tür bir fonun, tarihsel sera gazı emisyonlarının etkilerine yönelik bir "tazminat" veya "onarım" niteliği taşıyabileceği endişesiyle bu talebe mesafeli yaklaşıyor.

2022'de Mısır'da gerçekleştirilen COP27'de, düşük gelirli ülkelerin iklim değişikliğinin yol açtığı zararları telafi etmelerine yardımcı olmak amacıyla bir fon oluşturulması konusunda anlaşma sağlandı. Dubai'deki COP28'de ise bu fonun kurulmasına yönelik önemli bir adım atıldı ve toplamda 700 milyon dolardan fazla katkı taahhüdü alındı.

Finansmanın Yetersizliği ve İleriye Dönük Beklentiler

Fon savunucuları, COP29 öncesinde daha fazla taahhüt alınmasını umut ediyordu. Ancak aradan geçen sürede bu fonun büyüklüğü sadece 800 milyon dolara ulaştı ve zengin ülkelerden daha fazla katkı yapılması konusunda sessizlik hakim. Uzmanlar, gelişmekte olan ülkelerde iklim değişikliği nedeniyle meydana gelen yıllık kayıpların 2030 yılına kadar 400 milyar dolar civarında olabileceğini ve bu miktarın zamanla artmasının beklendiğini ifade ediyor.

Bahama Başbakanı Phillip Davis, eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, mevcut taahhütlerin, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin maliyetlerini karşılamak için gereken trilyonlar karşısında "okyanusta bir damla" olduğunu söyledi. Davis, bu fonun yalnızca finansal bir sorun olmadığını, aynı zamanda sürdürülebilirlik ve hayatta kalma meselesi olduğunu vurguladı. Gelişmiş ülkelerin krizle orantılı somut taahhütlerle bu konuda daha fazla sorumluluk alması gerektiğini belirtti.

COP29'da Daha Fazla Katkı Talebi

COP29 Başkanlığı, bu yıl Bakü'de yapılacak iklim konferansının hedeflerinden birinin daha fazla katkı çağrısında bulunmak olduğunu ifade etti. İklim değişikliğinden en az sorumlu ancak en çok etkilenen ülkeler için kayıp ve zarar fonunun işlevsel hale getirilmesi, küresel iklim adaleti adına büyük bir önem taşıyor.