İkinci Tanker Savaşları mı?

Abone Ol

Basra Körfezi’nin iki yakası arasında gerginlik sürerken, önceki gün Umman açıklarında iki petrol tankerine düzenlenen saldırılar geçmişte yaşanan benzer olayları hatırlattı.

Seksenli yıllarda İran ve Irak arasında yaşanan savaş sırasında Basra Körfezi’nde 259’u petrol tankeri olmak üzere 451 gemi hedef alınmıştı.

O dönemde Basra Körfezi sularında karşılıklı düzenlenen saldırılar “Tanker Savaşları” olarak adlandırıldı.

Hürmüz Boğazı yakınlarında iki petrol tankerinin hedef alınmasından kısa süre önce İran’a ait bir petrol çıkartma tesisinde yangın çıkmıştı.

Daha öncesinde de Birleşik Arap Emirlikleri’nin El-Fuceyra Limanı açıklarında 4 ticari gemi sabotaja uğramıştı.

Tabloda eksik kalmaması için Basra Körfezi’nde yaşanan bütün bu gelişmelere Husiler’in Suudi Arabistan’a ait petrol tesislerini ve Abha Havaalanı’nı hedef alması da eklenebilir.

Kamuoyu, petrol tankerlerinde yangın çıktığı haberini yine ilk olarak İran medyasından öğrendi.

Saldırının faili olarak da ilk akla gelen Tahran oldu.

Fakat petrol fiyatlarının sert bir şekilde yükselmesine yol açan saldırıyla ilgili henüz cevaplanmamış sorular var.

Öncelikle saldırının nasıl gerçekleştirildiği konusunda farklı iddialar gündemde.

Örneğin, Suudi Arabistan’dan Singapur’a methanol taşıyan Kokuka Courageous tankerindeki mürettebatın saldırıdan kısa süre önce havada uçuşan bir takım cisimler gördükleri ve tankerdeki yangına yol açanın mayın olmadığı öne sürülüyor.

Saldırının torpidoyla gerçekleştirildiği yönünde açıklamalar da var.

Bu arada, ABD ordusu, İran Devrim Muhafızları Ordusu’na ait bir botun saldırıya uğrayan gemilerden birinden patlamamış mayınları topladığını ve delilleri yok ettiğini öne sürdü.

İddiasını ispat için o anın görüntülerini içeren bir video yayınladı.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, petrol tankerlerine düzenlenen saldırıdan İran’ı sorumlu tuttu.

İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt da gemilerin İran tarafından hedef alındığı görüşünü destekleyerek, Amerika’nın saldırılar konusundaki değerlendirmesini onaylamamak için herhangi bir gerekçe olmadığını ifade etti.

İran ise Japonya Başbakanı Şinzo Abe’nin Tahran ziyareti sırasında gerçekleşen saldırıların “şüpheli” olduğunu savunuyor.

Saldırıların İran’ın misillemesi mi yoksa İran’ı suçlu göstermek için kurulan bir komplo mu olduğu üzerine tartışmalar sürerken Basra Körfezi’nde ve bölgede gerilimin artarak devam edeceğine, vekâlet ve istihbarat savaşlarının iyice kızışacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Yemen’den Suudi Arabistan’a yönelik saldırıların yoğunlaşması bunun en belirgin işaretlerinden biri.

Husilerin dün yaptıkları açıklamada havayolu şirketlerine ve sivillere Suudi Arabistan’daki havaalanlarından ve askeri bölgelerden uzak durma çağrısında bulunmaları aynı beklentiyi destekleyen bir başka işaret.

Tahran, Basra Körfezi’nde petrol tankerlerini hedef alan saldırıların “şüpheli” olduğunu iddia etse de Husilerin Suudi Arabistan’a saldırıları kesin.

O saldırıların arkasında İran’ın olduğunu ise herkes biliyor.

Bu durum da Tahran’ın Basra Körfezi’ndeki saldırılarla ilişkisi olduğu kanaatini güçlendiriyor.