İşgal ordusunun Cumartesi ve Pazar günleri Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerine düzenlediği yoğun hava saldırılarında 27 Filistinli şehit oldu.
Filistin Sağlık Bakanlığı, saldırılarda 150’den fazla kişinin de yaralandığını açıkladı.
İsrail’in şehit ettiği Filistinliler’den 3’ü kadın, 2’si bebek.
Şehitlerden 2’si ise henüz dünyaya gelmeden anne karnında işgal güçlerinin zulmüne muhatap olan cenin.
Masum sivilleri bombalamak ve anne karnındaki bebekleri katletmek, mücahitlerle göğüs göğüse savaşmaktan korkan İsrail ordusunun sürekli yaptığı bir şey.
Gazze Şeridi’nden atılan füzelerle 4 İsraillinin öldüğü belirtilse de işgalcilerin kesin kaybı bilinmiyor.
Çünkü İzzeddin El-Kassam Tugayları’nın sınır bölgesinde Kornet füzeleriyle vurduğu askeri araçlar var ve İsrail yönetimi askerlerinin durumlarıyla ilgili bilgileri gizliyor.
Birleşmiş Milletler, Mısır ve Katar’ın yoğun diplomatik çabaları sonucu sağlanan ateşkes, Pazartesi günü yerel saatle 04.30’da yürürlüğe girdi.
Filistin direnişinin misilleme saldırılarını yoğunlaştırmasının İsrail’i ateşkese zorladığı kesin.
İzzeddin El-Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde, İsrail’in “Demir Kubbe” adlı hava savunma sistemini hangi taktikle aştıklarını anlattı.
Aynı anda hedefe doğru birçok füze ateşlenince sistemin füzelerden bir kısmını engelleyemediğini söyledi.
İsrailli uzmanlar da bu taktiğin başarılı olduğunu itiraf ediyor.
Netanyahu’nun sınıra zırhlı birlikler göndermesi ise şovdan öte bir şey değil.
Çünkü işgal ordusu Gazze Şeridi’ne düzenlenecek olası bir kara operasyonunun bedelinin ağır olacağının farkında.
İsrail ateşkes için önce Filistinlilere “sadece karşılıklı ateşkes” önermiş.
Yani, “Biz saldırıları durduralım, siz de füze atmayı bırakın” demiş.
Fakat Filistinli gruplar bu öneriyi reddetmiş.
Ateşkes anlaşmasının “İsrail’in ablukayı kaldırma konusunda verdiği sözleri yerine getirmesi” şartını da ihtiva etmesini istemişler.
İsrail de bu talebi kabul etmiş ve ateşkes bu şekilde sağlanmış.
Anlaşma uyarınca öncelikle işgal güçleri Gazze Şeridi sınırında düzenlenen barışçıl gösterilere ateş açmayacak.
Filistinliler de sınırın öte tarafına yangın çıkarıcı balon vesaire göndermeyecek.
İsrail ayrıca memur maaşlarının ödenmesi, elektrik santraline yakıt temini ve benzeri yardımlar için Katar fonlarının Gazze’ye ulaşmasını sağlayacak.
Bu arada Katar’ın önceki gün Batı Yaka ve Gazze Şeridi’ne destek amacıyla 480 milyon dolar tahsis ettiğini hatırlatalım.
Şimdi cevap bekleyen soru şu:
İsrail bu kez sözünde duracak ve anlaşmaya bağlı kalacak mı?
İsrail resmi televizyonu ateşkes anlaşması kapsamında Tel Aviv’in Gazze’ye Katar fonlarından ilk aşamada 30 milyon dolar girmesine izin vereceğini söylese de bu soruya uzun vadede “Evet” cevabı vermek zor.
Netanyahu’nun Twitter hesabında ateşkesi savunurken, “Savaş henüz bitmedi. Sabır gerektiriyor. Gelecek aşamalara hazırlanıyoruz” demesi İsrail’in ateşkesi zoraki kabul ettiğini ve anlaşmaya uymaya gönüllü olmadığını gösteriyor.
Siyasi rakiplerince hedef tahtasına oturtulan Netanyahu’nun bu açıklaması aynı zamanda Filistinliler’e boyun eğdiği yönündeki eleştirilere cevap niteliğinde.
İsrail Başbakanı ateşkes anlaşmasını kabul ettiği için Filistin direnişine teslim olmakla suçlanıyor.
Fakat yapabileceği pek bir şey olmadığını eleştirenler de biliyor.
Çünkü siren sesi duyar duymaz ağlaşarak sığınaklara koşan İsrail toplumunun uzun süreli bir savaşa ve verilecek kayıplara tahammülü yok.