Gündem

İçişleri Bakanı Soylu: ‘Terörü, PKK’yı milletimizin lügatından çıkaracağız’

Abone Ol

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “13 yaşındaki çocukları annelerin kucağından alarak dağa götürüyorlar, orada terörist yapmaya çalışıyorlar. O çocukların yeri annesinin kucağıdır, ben İçişleri Bakanıyım eğer bundan sonra çocukları alıp, dağa götürüp onlardan terörist yaparlarsa biz buna engel olmazsak bu İçişleri Bakanlığı bize haram olsun.” dedi.

Payas ilçesindeki Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi’nde vatandaşlara hitap eden Soylu, 16 Nisan’da sadece 18 maddenin oylamasına gidilmeyeceğini, yıllarca ‘bu memleketi siz idare edemezsizin’ diyenlere karşı ‘bu ülke bizimdir’ diye haykırmaya gidileceğini söyledi.

Oyunların oyla, sandıkla ve demokrasiyle bozulduğunu vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:

“Hiçbirimizi 15 Temmuz akşamı, bir hainin, alçağın, bu ülkenin özgürlüğüne, hürriyetine kastedeceğini düşünmemiştik. Hiçbirimiz Gezi olaylarından bir gün önce ülkem karışacak, acaba yarın neyle karşı karşıya kalacağımızı düşünmemiştik. Gezi olaylarından önce IMF’ye borcumuzu kapatmıştık, biliyorsunuz. Cumhurbaşkanı milletin önüne çıkıp müjdeyi verdi ve ‘artık IMF’nin boyunduruğundan kurtulduk isterlerse onlara 5 milyar dolar da borç veririz’ demişti.100 milyar dolarlık yatırım yapmıştık. Bir taraftan üçüncü boğaz köprüsü, bir taraftan Kanal İstanbul, bir taraftan Marmaray, 3. Havalimanı Türkiye tarihin en büyük yatırımları yapılıyordu. Her düşünce, kıyafet, fikir kendini ifade ediyordu. Türkiye’nin 21. asra başlarken bu sıçramasını görenler, onu engellemeye çalışıyorlardı. Aynı bugün olduğu gibi bir taraftan FETÖ, PKK, DEAŞ, Hollanda, bir taraftan Almanya topunuz gelin, Türkiye bize yeter.”

Bakan Soylu, 7 Haziran seçimlerini hatırlatarak, “Ellerini ovuşturdular, ne dediler ‘ey enayiler yapın bakalım 3. boğaz köprüsünü nasıl olsa tek başına iktidar yok, hükümet nasıl kurulacak belli değil. Kurulacak mı kurulmayacak mı kurulursa ne kadar gidecek o da belli değil. Eskiden olduğu gibi nasıl yüzde 7 bin 500 faizlerle sömürdüysek, köprüleri, barajları, Kanal İstanbul’u, bu ülkede yapılmış olan bölünmüş yolları hepsini elinizden alırız’ dediler, heveslendiler. Bize ‘enayi’ dediler.” ifadelerini kullandı.

“O çocukların yeri annesinin kucağıdır”

“Sadece onlar mı heveslendi, sadece onlar mı ellerini ovuşturdu, sadece onlar mı Türkiye’nin üzerine oyun ve plan kurmaya çalıştı.” diyen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Birisi daha vardı. Yüzde 10 oyu alınca lafının, sözünün ölçüsünü bilmeyen birisi daha vardı. Ne söyledi, ‘Onlar şımardılar, tehdit ederek şımardılar, musluklardan kan akıtarak şımardılar, çocukların okullarına teröristlerini gönderdiler, annelerinize babalarınıza selam söyleyin eğer oy vermezlerse gereğini yerine getireceğiz’ diye tehdit ettiler. Bir kısmını da şöyle kandırdılar, ne olursunuz bize destek olun yüzde 10’u aşalım, söz silah kullanmayacağız. Sonra o çirkin yüzleri maskeleri inince 10 Haziran’dan sonra piyasaya çıktı. Dün, Diyarbakır’da, Kulp’ta, bir gün önce Erciş’teydim, Siirt’teydim, Eruh’taydım. Bir gün önce Hakkari’de, Yüksekova’da Şemdinli’deydim. Burada ne konuşuyorsak orada da onu konuşuyoruz. Burada nasıl ay yıldızlı bayraklar gelincik tarlasıysa orada da aynı gelincik tarlası. Kardeşliğimizi ilan ediyoruz. O kardeşlerimize sordum, hangi birinizin yaşantısı, şu dağlarda fare gibi yaşayan o Kandil’de alçak gibi duran insanların yaşantısıyla, sizin kıblenizle onların ki bir mi sizin ahlakınızla onların ahlakı bir mi? 13 yaşındaki çocukları annelerin kucağından alarak dağa götürüyorlar, orada terörist yapmaya çalışıyorlar. O çocukların yeri annesinin kucağıdır, ben İçişleri Bakanıyım eğer bundan sonra çocukları alıp, dağa götürüp onlardan terörist yaparlarsa biz buna engel olmazsak bu İçişleri Bakanlığı bize haram olsun. Biz çocuklarımızın yarına ait ideallerini, heveslerini onlarla buluşturmak için bugün varız. Başka bir derdimiz yok.”

“Terörü, PKK’yı milletin lügatından çıkaracağız”

Soylu, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın talimatlarının açık ve net olduğunu belirterek, “Bütün güvenlik kuvvetlerimiz, askerimiz, polisimiz, jandarmamız, korucumuz her biri kahraman gibi büyük bir mücadeleyi ortaya koymaktadır. Her noktada, yerde biz varız. Gabar, Cudi, Şırnak, Hakkari’de her tarafta biz varız. Bizim aslanlarımız onları her yerde arıyorlar. Sıçan gibi kaçıyorlar, bulduk mu da gereğini yerine getiriyoruz. Bu ülkede, terörü, PKK’yı milletimizin lügatından çıkaracağız. Bu bizim milletimize sözümüzdür, namus sözümüzdür.” değerlendirmesinde bulundu.

Bunun birliği, kardeşliği, çocukların daha çabuk iş bulabilmesini, Türkiye’nin cazibe merkezi olmasını, adımların daha güçlü şekilde atabilmesini sağlayacağını vurgulayan Soylu, “Bizim barışımız etrafımızdaki coğrafyanın, bizim kardeşliğimiz, huzurumuz, etrafımızdaki coğrafyanın huzurudur. Biz bunu biliyoruz ve adımlarımızı da böyle atıyoruz.” şeklinde konuştu.

“Özgür, hür, zengin bir Türkiye var”

Bakan Soylu, Türkiye’nin 21. asra altyapı yatırımları, sessiz devrimler, kalkınma ve birbirine sıkı sıkıya tutunarak iyi başladığını dile getirerek şunları kaydetti:

“Şimdi, 15 Temmuz’dan sonra bu milletin bir daha geri dönmeyeceğini, bu millete bir daha maliyet ödettiremeyeceklerini görüyorlar. Bugün niye Hollanda, Almanya ayakta, niye Avrupa Türkiye’ye set çekmeye çalışıyor, çünkü o eskiden oynadıkları maşalarla beraber istedikleri gibi yönlendirdikleri bir Türkiye yok. Özgür, hür, zengin bir Türkiye var. Bugün maşalar değil esas oğlanlar devrede. Esas oğlanlar da çocukları da maşaları da devrede olsa millet kararını verdi, 16 Nisan akşamı bunları tarihin dibine dibine gömecek.”

Bundan sonra milletin yargısı olacağını belirten Soylu, “Avrupa’da dünyanın gelişmiş ülkelerinde yargıyı kim belirliyor, kendilerinde olunca olacak, bizde olunca olmayacak. İngiltere’de, Danimarka’da, Belçika’da, İsveç’te, Finlandiya’da, ABD’de hükümetler belirliyor. Dünyanın çoğu gelişmiş ülkelerinde ya hükümet belirler yargıyı, ya da meclis belirler. Niçin, ‘başka bir grubun eline, zümrenin eline yargı düşüp de o ülkede adaleti ortadan kaldırmasın’ diye. Millet bunu takip etsin, denetim millette olsun. Eğer bir yanlışlık varsa hükümete, meclise gerekli ikazı yapsın, ‘bir daha adaletsizlik yapmayın, bu ülkede adaletsizlik yaparsanız gerekli cezayı size veririm’ diye. Dünya yapacak biz yapamayacağız öyle mi geçti o günler. Artık, bunun kendilerinin yaptıkları, ortaya koydukları ama bize eski bir elbise giydirmek için çaba sarf ettikleri sürecin Türkiye için kapandığını söyleyebiliriz.” diye konuştu.