İnsanın kendisini emniyette ve seviliyor hissettiği vakit, bütün gelişimlere açık olduğu vakittir. Karşısında kendisini anlamak niyetiyle dikkatlice dinleyen, anlayan ve gereğini özenle yapmak isteyen birisi varsa, bu insanın hayata bağlılığını, coşkusunu ve hayata bakışını olumlu olarak etkiler. İnsan psikolojisi, huzura ihtiyaç duyar. Huzur, denizin dinginliği gibidir. Denize baktıkça insana derinlik, sonsuzluk hissi ve sükûnet verir. Huzurlu insan da sakin ve dingin bir denize benzer. Birlikte olduklarına huzur aşılar.
İnsan insana huzur vermeli
İnsan içindeki kabiliyetlerini en güzeliyle ortaya çıkarabilmesi için, iç ve dış desteğe ihtiyacı vardır. İçte; kendisinin bu dünya için anlamlı ve lâzım olduğuna inanması ve dışta da bunu destekleyen ve fiilen bunu gösteren bir muhataba ihtiyaç vardır. İnsanın bu dünyaya gelirken getirdiği ve ortaya çıkmazsa insanın mutsuzluğuna sebep olabilecek potansiyel değerlerini, yeteneklerini önemseyip, açığa çıkarmak için destekleyen ve yol açana birisine ihtiyaç vardır.
Huzur, bakışların ilhamıdır
İnsanı taşıdıkları üretir. Var olanlar ise bizi işler, şekillendirir ve bir kanala sokar. İçimizde taşıdıklarımızla insana bakışı hürmet çerçevesinde ve emanet bilinciyle oluşturup, onunla gelişeceğimiz anlayışıyla hareket edersek; karşı duruşu değil, yan yana pozisyonu tercih ederiz. Eşimizin iyi hissetmesi; yansıma ve etkileşim mekanizmasına göre aynı zamanda bizim de iyi hissetmemiz anlamına geleceği için, teknik düşünsek bile bizim lehimize olur. İyi davranmanın kendisi, kişiyi içten onaran bir mekanizma oluşturduğu için, iyi olmak, iyi davranmak; kişinin kendi gelişimi, ilerlemesi, iç aydınlığı ve yüksek bir anlayışı için şarttır.
Huzuru içinde yaşayan, dışına da yansıtır
Bir toplumda ve bir iletişim ağında bulunmak; birbirine destek olmak, yardımlaşmak ve daha iyi olunmasına zemin hazırlamak anlamına gelmeli. İnsanı hürmete değer bir makama yükseltip, biz de o seviyeden muhatap olmalıyız ki, bende anlamı olana, anlamın kaynağına uygun davranabileyim. Huzur, ulaşılacak bir makamdır. Başta kendimiz olmak üzere, içimizde huzuru taşımak için yoğun çaba sarf etmeliyiz. Huzur, hem ahirete hazırlanmak hem de dünyanın en iyi şekilde yaşanması için içimizde taşıdığımız cennettir. Huzur; insanı ve insana dair güzellikleri çoğaltır. Huzur; önce her insanın kendisinin sonra da var olan her insanın hem hakkı hem de bu huzurun oluşması için gayret etmek görevidir.