HRW'nin yayımladığı 179 sayfalık raporda, Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in Gazze'deki Filistinlilerin hayatta kalmak için gerekli suya erişimini engellediği açıklandı.
Raporda, İsrail'in enerji santrallerini çalıştıran güneş panellerini, su depolarını ve tamir ekipmanlarının bulunduğu depoları hedef aldığı, ayrıca jeneratörler için yakıt girişini engellediği ifade edildi.
HRW İcra Direktörü Tirana Hassan, "Bu bir ihmalkârlık değil. Hesaplanmış bir mahrumiyet politikasıdır. Binlerce kişinin susuzluk ve hastalıktan ölmesine neden olmuş ve bu durum insanlığa karşı işlenen bir suç olan 'yok etme' eylemidir. Aynı zamanda bir soykırım suçu niteliği taşımaktadır" dedi.
Rapor, Gazze'deki su yetkilileri, sağlık çalışanları ve uydu görüntüleriyle yapılan analizlerden elde edilen verilere dayandırıldı.
İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Oren Marmorstein, sosyal medya platformu X'te yaptığı paylaşımda, raporu "propaganda" olarak nitelendirerek HRW'nin suçlamalarını reddetti.
"Bu rapor, HRW'nin düşük standartlarıyla bile karşılaştırıldığında iğrenç yalanlarla dolu" diyen Marmorstein, İsrail'in Gazze'ye su ve insani yardım akışını sağladığını, su boru hatlarının ve arıtma tesislerinin çalışır durumda olduğunu savundu.
BM ve uluslararası hukuk süreci
HRW'nin raporu, İsrail'in Gazze'deki askeri kampanyasında "soykırım" işlediğine dair insan hakları örgütlerinden gelen bir dizi suçlamanın sonuncusu.
Ayrıca, Birleşmiş Milletler'in en üst düzey mahkemesi olan Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Güney Afrika'nın İsrail'e yönelik "soykırım" suçlamasını içeren bir dava üzerinde çalışıyor.
1948 tarihli Soykırım Sözleşmesi'ne göre, soykırım, "bir ulusal, etnik, ırksal veya dini grubun, tamamını veya bir kısmını yok etme niyetiyle işlenen eylemler" olarak tanımlanıyor. .