Merkez Bankası için fiyat istikrarı artık kıymeti kendinden menkul nihai amaç haline gelmiş durumda. Öyle ki “fiyat istikrarına ulaşabilmek için yapabileceğim şeylerin sınırı yoktur ve bu uğurda her şeyi feda edebilirim” diyor sanki lisan-ı hal ile. Bu yüzden Merkez Bankası fiyat istikrarı konusunda “bilmeden de olsa bir günah işlemeyeyim” diye kendince şüpheli gördüğü şeylerden de, diğer inananları kıskandıracak derecede kuvvetli bir imanla uzak duruyor.
Merkez Bankası ekonomideki yapısal problemlerin çözümü için de “muhatap hükümet, ben değilim” diyor ve ekliyor, “benim işim fiyat istikrarını sağlamaktır.”
Doğru, ekonomide muhatap hükümet. O zaman soralım: Fiyat istikrarını sağlamak için uygulamakta olduğun sıkı para politikası ya ekonomiye kalıcı hasarlar veriyorsa? Bu durumda hükümet ne yapmalı? Tam da bunu işaret eden tonla amprik bulguyu ne yapalım peki? 3 milyon işsizi nereye koyalım?
Şu anda enflasyon oranı yüzde 7.6 seviyesinde. Fakat enflasyon oranının bu seviyede olmasının arka planında gıda ürünlerinin fiyatında yaşanan ciddi artış var. Yoksa, gıda ve yemek hizmetleri hariç enflasyon oranı şu anda sadece yüzde 4.82 düzeyinde. Şu durumda merkez bankasından beklenen şey enflasyon oranı olarak çekirdek enflasyonu, yani yüzde 4.82’yi baz alması ve ülkemizin ekonomik durumunu da göz önünde bulundurarak genişlemeci bir para politikası uygulamasıdır. Peki merkez bankası ne yapıyor? Sıkı para politikası uyguluyor.
Merkez Bankası gıda fiyatlarındaki artıştan çok ama çok endişeleniyor ve “gıda fiyatlarındaki artışlar para politikasındaki temkinli yaklaşımın sürdürülmesini gerektirmektedir” diyor. Üstüne hızını alamayarak “gıda fiyatları enflasyon tahmini üzerinde temel risk unsuru olmaya devam etmektedir” diyor.
Gerçekten şaşırmamak elde değil. Merkez Bankası’nın gıda fiyatları ile ne işi olur? Merkez Bankası gıda fiyatları düşsün diye sıkı para politikası uygular mı?
Tamamiyle arz kaynaklı nedenlerden ötürü fiyatı yükselen ve doğası gereği fiyat esnekliği oldukça düşük olan gıda ürünlerinin fiyatını sıkı para politikasıyla mı düşüreceksiniz?
Bunun parasal aktarım kanalını açıklar mısınız? Sıkı para politikası neticesinde Ahmet bey akşam çocuklar yesin diye 1 kilo elma almaktan vazgeçip parasını bankaya mı yatıracak? Böylece mi elma fiyatını düşürmeyi planlıyorsunuz? Ya da sıkı para politikasıyla Ahmet beyi bir kilo elma bile alamayacak duruma getirip mi elma fiyatını düşüreceksiniz?
Artık neye hizmet ettiğini bilmeyen ve had tanımayan fiyat istikrarı heyulasının gelip gelebileceği son nokta bu olsa gerek.
Merkez bankasının bu tutumu ülkemize çok açık bir şekilde zarar veriyor. Paranın süper yansız olduğunu ima ederek kendisini savunan ve böylece gerçeklik ile olan bağını marjinal bir teori lehine koparmış olan merkez bankasını, Merkez Bankamızı hizaya getirmesi gereken ise muhatabımız olan hükümettir. Bari dünyanın en güçlü ekonomisi ABD’nin o çok öykündüğünüz merkez bankası FED’in dünü ve bugününe bakın biraz. Bu sayede belki paranın süper yansız olmayı bırakın, gayet yanlı olduğunu ve sıkı para politikasının Volcker döneminde olduğu gibi ekonomi üzerinde kalıcı hasarlar bırakabileceğini hatırlarsınız. Bugün de FED’in fiyat istikrarının yanı sıra ekonomik büyüme ve istihdam düzeyini de “dert ettiğini” görürsünüz belki. O zaman da… “Ben sadece fiyat istikrarına bakarım, gerisi hükümetin işi” demenin ne kadar sakil bir tavır olduğunu…