-Hojsgeldin kardes… Erdogan… -Yes yes Erdogan…

Abone Ol

Bir iş gezisi için pazartesi ve salı günü Ürdün’ün başkenti Amman’daydım.

Biz İslamcı adamız; bir yere gidiyorsak vakit namazında camide toplanan cemaatten “nabız yoklamaktan” tut, İslami Hareket’in temsilcileriyle bir araya gelmeye kadar çeşitli seviyelerde Müslümanların vaziyetlerinin güncel durumunu anlamaya çabalarız. Olayımız bu bizim. İş gezisine de gitsek yapacağımız budur. Kanımızda var.

Amman’a ilk defa gidiyorum. Havalimanında (elbette vize yok) pasaport kuyruğuna girdim. Ortalıkta dolaşan polislerden biri elimde tuttuğum pasaportu gördü, bir hayli bozuk bir Türkçe ile:

“Merhaba kardeş. Nasilsin.” dedikten sonra sevinçle, elini yumruk yapıp, yumuşak g’siz “Erdogan” dedi. Ben de “Yes Yes Erdogan” dedim. O “yes yes” niye eklendi oraya bilemedim tabi.

Pasaport polisine pasaportu uzattım. “Hosgeldin kardeş” dedi. Türkçesini o denli anlamadım ki “sorry” deyip kulağımı yaklaştırdım bankoya. Tekrar etti. “Hosjgeldin” Ve sonra yumuşak g’siz “Erdogan” dedi, gülümseyerek. “Yes yes, Erdogan” dedim ben de yine. Damgayı vurdu ülkeye girdim.

Bir tür karşılama seremonisi gibiydi tüm yaşadıklarım.

Emin olun, ‘İslami Hareket’e ayıracak bir dakikam bile olmadı. Namazları bile camide kılamadım. “Halkın nabzını tutmak için” gençlerin takıldığı bir kafede bir şeyler atıştırıp etrafa bakınmakla iktifa ettim. Garson önce Arapça, sonra anlamadığımı fark ederek İngilizce ne istediğimi sordu. Sonra Türk olduğumu fark edince “Arapça gülümsedi” ve “e yani sana daha ne diyeyim” bakışını suratına yerleştirip “Erdogan” dedi. “Yes” dedim biraz da kanıksamış vaziyette. “Erdogan”…

Amman’da sekülerinden şeriatçısına, taksicisinden otel çalışanına kadar herkes Türk olduğumu anlayınca tek bir kelime ile teşekkür etti bana: “Erdogan” Önü arkası, sağı solu yok. Candan bir gülümseme… Ve en iyi bildikleri bu Türkçe kelime. O kadar.

Amman bir Türk malı cennetine dönmüş. Havalimanından gelirken en görkemli reklam panolarında Türk markaları. Raflarda Türk ürünleri heybetli bir şekilde salınıyor. İsrail’in sebep olduğu malum su sıkıntısını çözecek bir proje var. Bir yerlerden su çıkarıp Amman’dan tüm Ürdün’e yayma projesi var şu günlerde konuşulan. Elbette Türkler yapıyor. Yani anlayacağınız ilginç bir şey yok Amman’da. Irak’tan, Sudan’dan, Cezayir’den, Somali’den. Hatta Yemen’den de benzer hikayeler duymanız kuvvetle muhtemel. Geçen gün Adem Özköse’nin “Yeni Rota” programının henüz yayınlanmamış “Halep bölümü”nün bir kısmını izledik; Suriyeli nur yüzlü bir teyze de bombalar altında “Allah Erdoğan’a uzun ömür versin” diye dua ediyordu.

Sadece daha önce Türkiye’de tanıştığım ve biraz da aslında onu ziyaret etmek için Amman’a gittiğim Filistin asıllı arkadaşımla biraz uzunca konuştuk vaziyetleri. Üç milyon Suriyeli mültecinin Türkiye’de olmasına şaşırmadığını söyledi. Ensar’dan ve Muhacir’den bahsetti. 1967’de göç etmek zorunda kalan Filistinlilere Ürdünlülerin kucak açmasının bereketini anlattı.

Kardeşlik kelimesini duymaya hasret olduğunu söyledi. Filistin asıllı dediğime bakmayın siz, açıkçası sıradan bir Ürdünlüydü konuştuğum. Müslüman Kardeşler’in Ürdün temsilcisi filan değildi yani. Lafın arasında bir yerde ailesiyle Antalya’ya tatile gittiğini ve otellerin süper hizmet verdiğini bile sıkıştırmıştı yani. Bir sürü şey söyledi. Ama en dikkat çekeni şuydu; nargilesinden bir nefes çekip “Bak etrafına Erdoğan’dan başka konuşan bir tek lider görüyor musun? Hep Müslüman ölüyor ama konuşan tek Müslüman lider Erdoğan” dedi.

Bütün bir gün boyunca sokakta karşılaştığım herkesten “Erdogan güzellemeleri” ve “Erdogan’a dualar” duymaktan harap ve bitap düşmüş vaziyette otele kendimi zor attım. Asansörde kat görevlisi de bana yumuşak g’si alınmış o tılsımlı “Erdogan” sözcüğüyle selam verince, “yeter” dedim. “Ben gidiyorum.” Bu ne kardeşim! Eskiden bi İbrahim Tatlıses vardı, Ebru Gündeş vardı, ne bileyim Muhteşem Yüzyıl filan vardı. Şimdi varsa yoksa Erdogan. İlginç bir şey yok burada, ben dönüyorum dedim.

Gezimi yarıda kesip, ilk uçağa atladığım gibi soluğu İstanbul’da aldım. Mis gibi gündemimiz var en azından. Zekeriya Öz, Demirtaş, PKK, HDP, koalisyon…