Ekonomik krizin pençesinde kıvranan Lübnan’da halkın hafta sonu yapılan genel seçimlere ilgisi oldukça düşüktü.
Lübnan İçişleri Bakanlığı, 718 adayın 128 sandalyeli parlamento için yarıştığı seçimlere ülke genelinde katılım oranının yüzde 41 olduğunu açıkladı.
Mayıs 2018’de düzenlenen bir önceki genel seçimlere katılım oranı yüzde 49 idi.
Bu düşüşte ülkedeki en büyük Sünni siyasi grubun lideri Saad el-Hariri’nin seçimleri boykot çağrısının az da olsa etkisi olduğu kesin.
Seçimlere katılımın düşüklüğü daha çok seçim sonuçlarının pratikte pek bir şey değiştirmeyeceği ve Lübnan halkının yaşadığı sorunları çözemeyeceği inancından kaynaklanıyor.
Pazar günü sandık başına gidip oy kullananların bir kısmının dahi bu düşüncede olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Çünkü Lübnan’da İran destekli Hizbullah örgütünün silah gücüyle kurduğu ağır bir vesayet var ve seçmen, söz konusu vesayet sona ermedikçe, halk iradesinin hükümete ve politikalara yansımayacağının farkında.
Hizbullah, onaylamadığı bir adım atılmak istenirse militanlarını sokağa çıkararak gövde gösterisi yapıyor, iç savaş tehdidinde bulunuyor ve o adımı engelliyor.
Örgütün müttefiklerinden bazılarının parlamentodaki koltuğunu kaybettiği son seçimlerin ardından yine aynı tehdit gündeme geldi.
Hizbullah’ın önde gelen isimlerinden Muhammed Raad, sandığın rengi belli olmaya başlayınca yaptığı açıklamada şöyle dedi:
“Sizi parlamentoda hasım olarak kabul ederiz fakat İsrail’e ve müttefiklerine kalkan olmanızı kabul etmeyeceğiz. İç savaşa yakıt olmayın. Biz çok hoşgörülüyüz aynı zamanda çok güçlüyüz. Size aklınıza dahi gelmeyecek şekilde sürpriz yapabiliriz.”
Elektrik kesintileri sebebiyle yavaş ilerleyen oy sayımından gelen ilk sonuçlar Hizbullah’ın müttefiklerinin kan kaybettiğine işaret ediyordu.
Daha sonra açılan yeni sandıklarla örgütün müttefiklerinin toparlandıklarına dair haberler yayınlanmaya başlamıştı.
Son gelen bilgiye göre ise Hizbullah ve Hıristiyan müttefikleri parlamento çoğunluğunu kaybetti.
Talal Arslan ve Viam Vehhab gibi yıllardır sahnede olan Suriye rejimi ve Hizbullah yanlısı politikacılar bu kez parlamentoya giremedi.
Viam Vehhab, özellikle televizyonlarda yaptığı soytarılıklarla ünlüydü.
Suriye’de devrimin ilk günlerinde Türkiye’nin askeri operasyon yapacağı gündeme gelmişken, “ Türk askeri sınırı bir karış geçerse Türkiye’ye binlerce direniş füzesi yağacak” demiş ve kendisinin de bizzat cepheye giderek savaşacağını iddia etmişti.
Viam Vehhab’ın o meydan okumasından sonra Türkiye terörle mücadele ve meşru müdafaa hakkını kullanarak Suriye’nin kuzeyinde Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı harekâtlarını gerçekleştirdi.
Lübnan’da kesin sonuçların ilan edilmesinin ardından sancılı bir hükümet kurma süreci başlayacak ve belki de aylarca hükümet kurulamayacak.
Önceki gün Lübnan seçimlerinden gelecek haberleri beklerken aklıma Irak’taki hükümet kurma çabaları geldi.
Geçen yıl 10 Ekim’de yapılan seçimlerin üzerinden yedi ay geçmesine rağmen sistemin çarpıklığı ve İran destekli grupları süreci kilitlemesi sebebiyle Irak’ta henüz hükümet kurulamadı.
Seçimi kazanan çoğunluk Tahran’ın vesayetine boyun eğmedikçe kurulması da mümkün görünmüyor.