Dünya

Hindistan ve Kanada arasındaki ilişkiler nasıl dibe vurdu

Hindistan ve Kanada, Kanadalı bir Sih ayrılıkçının öldürülmesi nedeniyle artan gerginlikler sonucunda üst düzey diplomatlarını karşılıklı olarak geri çekti.

Abone Ol

Bu durum, tarihî olarak dostane olan iki ülke arasındaki ilişkilerin yeni bir dip noktasına ulaşması anlamına geliyor. Geçmişteki anlaşmazlıklar ilişkileri zedelemiş olsa da, hiçbir zaman bu kadar açık bir çatışmaya dönüşmemişti.

Mevcut krizin temelleri, Hindistan'ın 1974 yılında gerçekleştirdiği nükleer denemeye kadar uzanıyor. Bu deneme, Kanada'nın Hindistan'ı, barış amaçlı kullanılması için verilen bir Kanada reaktöründen elde edilen plütonyumu kötüye kullanmakla suçlamasına neden olmuştu. O dönem, iki ülke arasındaki ilişkiler önemli ölçüde soğumuş ve Kanada, Hindistan'ın nükleer enerji programına verdiği desteği askıya almıştı. Ancak, son diplomatik geri çekmeler, 2023 Haziran'ında Hindistan tarafından terörist olarak etiketlenen Hardeep Singh Nijjar adlı Sih liderinin öldürülmesiyle ilgili bir tartışmanın patlak vermesiyle gerçekleşti.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Kanada polisinin Hindistanlı ajanların Nijjar'ın öldürülmesindeki doğrudan rolünü araştırdığını iddia etti. Kanada polisi, ayrıca Hindistanlı ajanların, Hindistan'da ayrı bir Sih yurtseverliği için mücadele eden pro-Khalistan destekçilerine yönelik "cinayet, zorbalık ve şiddet eylemleri" içeren suçlamalarda bulundu. Yeni Delhi, bu iddiaları "absürt" olarak nitelendirdi.

Kanada'da yaklaşık 770.000 Sih yaşıyor ve bu, Hindistan'ın Punjab eyaleti dışındaki en büyük Sih diasporasına sahip ülke konumunda. Sih ayrılıkçılığı, 1980'ler ve 90'larda Hindistan'da yaşanan kanlı bir isyanın köklerini taşıyor ve bu durum iki ülke arasındaki ilişkileri gerginleştiriyor. Hindistan, Kanada'yı, sınırları içinde pro-Khalistan hareketine karşı yeterince mücadele etmemekle eleştiriyor.

Wilson Center'dan Michael Kugelman, bu ilişkilerin "birkaç yıldır aşağı doğru bir seyir izlediğini, ancak artık dip noktaya ulaştığını" belirtti. "Son derece ciddi ve detaylı iddiaları kamuya açıklamak, büyükelçileri geri çekmek ve sert diplomatik açıklamalar yapmak, bu sorunlu ilişki için daha önce hiç yaşanmamış bir durum," dedi.

Diğer analistler de bu anın tarihi bir değişimi işaret ettiğini belirtiyor. St. Jerome Üniversitesi tarih profesörü Ryan Touhey, Trudeau hükümeti döneminde Kanada-Hindistan ilişkilerinin önemli ölçüde gerilediğine dikkat çekiyor. Eski Başbakan Stephen Harper döneminde ise iki ülke arasındaki ilişkilerde bir yakınlaşma yaşanmıştı.

"Sihler, Kanada'nın politikaları için önemli"

Trudeau'nun hükümeti, son günlerde ortaya atılan iddiaların zamanlaması açısından zorluklarla karşı karşıya. Ülke genelinde yapılan bir ankete göre, halkın yalnızca %28'i Trudeau'nun yeniden seçilmesini destekliyor. Hindistan Dışişleri Bakanlığı, Kanada'nın iddialarını "Trudeau hükümetinin seçim odaklı siyasi gündemi" ile ilişkilendirerek eleştirdi.

Trudeau, 2016'da yaptığı bir açıklamada, cabinetinde Modi'nin Hindistan'ındakilerden daha fazla Sih bulunduğunu belirtmişti. Sihler, Kanada'nın politikalarında önemli bir etkiye sahip olup, Meclis'te 15 koltuk ile temsil edilmektedirler.

Touhey, bu krizin daha çok Kanada hükümetinin Delhi'nin pro-Khalistani unsurları konusundaki endişelerini göz ardı etmesinden kaynaklandığını belirtiyor. 

Uzmanlar, Hindistan ve Kanada arasındaki uzun süreli ilişkilerin, Kanada'daki 1,3 milyonluk Hint kökenli topluluğun büyüklüğü sayesinde devam edebileceğini düşünüyor. Hindistan, Kanada'nın 2022 yılı itibarıyla 10. en büyük ticaret ortağı ve son yıllarda uluslararası öğrencilerin en büyük kaynağı oldu.

Ancak, şu anki yüksek düzeyde diplomatik ilişkilere yönelik büyük bir sorun olduğu ve Trudeau hükümetinin bu durumu düzeltecek bir şey yapmasının pek olası olmadığı düşünülüyor. Kugelman, Delhi'nin Kanada'yı, "anti-Hindistan teröristlerini barındırmakla" suçladığını belirterek, bu durumun tarihî bir öneme sahip olduğunu vurguladı.