Gençlik denince sizin aklınıza ne gelir bilmem. Belki kendi gençliğiniz, belki de başka şeyler… Ben yaş itibari ile fazla yaşlı sayılmadığımdan henüz gençlik özlemine girecek evrede değilim, ancak benim de hayıflandığım şeyler var elbet. Daha önceleri düzenli yürüyüşler yapardım ancak ciddi bir sporla ilgilenmemin geçmişi birkaç aydan geriye gitmez. İşte buna pişmanım.
Gençlik ve spor bayramlarını seviyorum. Hiç olmazsa gençlerimize yılda bir kere de olsa sporun ve aktivitenin gerekliliğini hatırlattığı için. Bana sorarsanız 19 Mayıslarda bir gösteriden ziyade olimpiyatlar gibi, çeşitli spor dallarında gösteriler düzenlense daha iyi olur. Eminim pek çok gizli spor yeteneği ortaya çıkarılmış, gençler de spor için daha fazla teşvik edilmiş olurdu.
Şimdiler de gençliğin gidişi beni biraz üzüyor. En azından benim çevremde çok iyi örnekler yok. Bıraksanız sabahtan akşama kadar internetten ve son model telefonlarından başını kaldırmayan annesinin istediği bir ekmeği almak için bile zorlanmaya ihtiyaç duyan, hatta 100 m ötedeki fırına arabayla gitmek isteyen, sigara ve daha neler içen, dünyayı bir oyun ve eğlenceden ibaret gören bir gençlik… Tabii ki kimsenin içini karartmaya gerek yok, durum bu o kadar da yaygın değildir belki ama benim için bir tek gencimizin bile böyle olması oldukça endişe verici. Sizin ki öyle değil diye başkalarına sırt çevirmek çok doğru ve vicdanlı bir davranış değil.
Batının o lanetli oyuncakları çocuklarımızın aklını çelmeye devam ediyor maalesef. Geçtiğimiz günlerde devlet yetkilileri tarafından yapılan bir inceleme neticesinde çocuk ve gençlerimizin bağımlısı haline geldikleri bilgisayar oyunlarının 20’sinde İslam karşıtı unsurlar tespit edildiği bildiriliyor. Bilinçaltı bir İslam karşıtlığı oluşturulmaya çalışılıyor. Biz de kendi ellerimizle çocuklarımızı zehirlemiş oluyoruz. Şeytani komiteler çalışmaya devam ediyor. Bazı araştırmalar ülkemizde 22 milyon kişinin aktif bilgisayar oyunu oynadığı yönünde. Çocuklarında yüzde 88’i şiddet içerikli oyun oynuyor. Üstelik her on gençten birisi de bilgisayar bağımlısı. Gerisini düşünün artık.
İşte tam da bu yüzden gençlerimizin spora teşvik edilmesi çok önemli. Böylece onları obeziteden, diyabetten, daha pek çok kronik hastalıktan, her türlü bağımlılıktan, hantallıktan, asilikten, depresyondan, kronik yorgunluktan hatta işsizlikten bile koruyabiliriz. Ülkemizde ailelerin ancak yüzde 25’inde bir kişi sporla ilgileniyor ve yine maalesef ki bunların ancak yüzde 37’si çocuk. Bu yüzde 37’nin de en çok ilgilendiği spor dalı futbol. Yüzme, bisiklet, tenis çok gerilerde geliyor. Erişkinler daha çok yürüyüş şeklinde spor yapıyor. Yürüyüş ve futbola diyeceğimiz yok, ancak vücuttaki tüm kasları fazla zorlaman çalıştıran ve hemen her yaştan kişinin hatta hamilelerin bile yapabileceği yüzme ve bisiklet gibi sporlara da ağırlık verilmesi önemli bence.
Gençlerimizin spor bayramı daim olsun…