Herkes kahraman

Abone Ol

Malum darbe savuşturuldu, hepimiz kahraman olduk.

Hak ettik elbette.  

Yarım yüzyıla yakın bir zamanda yapılan bütün darbeler başarılı olurken, bu sefer olamadı.

Çanakkale şehitlerinin torunları olan milletimiz teslim olmamış, asker kaçaklarının torunları hainliklerini yeniden ispat etmişlerdir.

Paralel hainler, hiç tahmin etmediği üzere karşısında milleti bulmuş, ne yapacağını şaşırmış ve millete kurşun sıkmayı göze alabilmişlerdir.

Bunları bu hale motive eden unsur; Dünya Sistemi’nin 40 yılı aşkın zamandır beslediği, büyüttüğü ve milleti uzun süre kandırmayı başardığı, bütün darbelerin destekçisi Gülen’in gözyaşı seanslarıdır.

Şükür kırıldı.

Tabii ki, kendilerince başarısızlık olan bu hain girişimde pek çok kırılma noktası vardı. Bunlar defalarca yazıldı.

Önemli gördüğüm hususları ben de maddeler halinde belirtmek isterim:

1- Bundan sonra hedeflenen, iç savaş veya ikinci bir darbedir. Birlik ve bütünlük karşıtı, ayrıştırıcı tavır ve konuşmalardan kaçınılmalıdır.

2- Paralel darbeye karşı millet, topyekûn direnmiştir. Hiçbir parti veya kişiler bunu sahiplenemez. Teşekkür konuşmalarının, bir parti mitingine dönüştürülmesinden kaçınılmalıdır.

3- Darbeye kalkışan hainler, sessizce destek veren hainler ve başarılı olsaydı destek verecek hainleri devlet bir an önce ortaya çıkarıp cezalandırmalıdır.

4- 17/25 Aralık’tan 15 Temmuz Darbesi’ne kadar korkusundan bir Twitter, bir Facebook paylaşımı yapmayan üst düzey bürokratlar da tespit edilip, en hafifinden kızağa alınmalıdır.

5- Hainler bakanlık, belediye ve üniversitelere bırakılmadan tespit edilerek görevden uzaklaştırılmalıdır. Çünkü kurumların kendisi hâlâ bu yapıyla içli dışlı durumda. Kurumların kendisine bırakılması durumunda bu yapının ortaya çıkartılması mümkün olmayacaktır.

6- Memleket evlatlarının hakkını yiyerek kurumlara yerleşen bu hain yapı ile elbette adaletten sapmadan ve fakat zerrece acımadan topyekûn bir mücadeleye girişilmelidir.

7- Maarif Vakfı’nın yurtdışında teşkilatlanmasına bir an önce başlanmalı ve bitirilmelidir. Burada da cemaatçilik ve tarikatçılığa fırsat verilmeden liyakatle seçimlerin yapılması sağlanmalıdır.

8- Yurtdışı temsilcilikleri yeniden gözden geçirilmeli, bütün ateşeler değiştirilmelidir.

9- Bütün paraleller narkoz altındadır. Asla ikna etmek için zaman harcanmamalı, yetkili mercilere yardımcı olunmalıdır.

10- Kripto belediye başkanları, genel sekreter ve yardımcıları, daire başkanları ve müdürler; üniversite rektörleri, danışmanlar ve öğretim üyeleri şu an itibariyle darbe karşıtı eylemlerde boy göstermeye başladılar, bunlara dikkat edilmelidir.

Maarif Vakfı harekete geçmeli

6721 Sayılı Kanun ile kurulan Türkiye Maarif Vakfı Kanunu yasalaştı. Ama yasalaşmasının ardından yapılması gerekenler var hâlâ.

Milli Eğitim ve Maliye Bakanlığı bu konuyu ivedi olarak ele almalıdır. Kanunun yürürlüğe girmesinin üzerinden bir ay geçmesine rağmen Türkiye Maarif Vakfı’nın kuruluşu, Türkiye Maarif Vakfı resmî senedi ve Türkiye Maarif Vakfı’nın Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre tesciline ilişkin işlemler Millî Eğitim Bakanlığı’nca hâlâ sonuçlandırılmadı, diye biliyorum.

Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden Türkiye Maarif Vakfı’na bir milyon Türk Lirası’nın aktarımı ise tamamlanmış olmalıdır.

Türkiye Maarif Vakfı’nın kuruluş merkezi olarak kullanılmak üzere Maliye Bakanlığı’nca uygun görülen taşınmaz, bedelsiz olarak Türkiye Maarif Vakfı’nın kullanımına bırakıldığına dair bir haber çıkmadığına göre Maliye’nin söz konusu tahsisi ne zaman gerçekleştireceği merakla bekleniyor.

Maliye Bakanı Naci Ağbal bu konuda hızlı hareket etmelidir.

Hızlı hareket etsin ki, Maarif Vakfı’nın kurulması ve teşkilatlanması bir an önce tamamlansın.

Sonra da, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz tarafından tespit edilecek ve yurt dışında eğitime uygun olan kamuya ait varlıklar, Bakanlar Kurulukararı ile Türkiye Maarif Vakfı’na devredilebilsin.

Yeni eğitim-öğretim yılına yetişebilmesi için bu konuda hızlı hareket etmek gerekiyor. Aksi takdirde bir yıl daha heba olacak…