Konuşmak, tartışmak ve doğruya ulaşmak yerine, tecrübe ve deney verilerini bir kenara bırakarak, cumhuriyet tarihiyle aynı yaşta olan sabit fikirlerini ve jakoben hayat tarzlarını hareket noktası yapan HAYIRCI’lar, kabul ettikleri ve hatta etmek zorunda kaldıkları dogmalarını bir mantık temeline dayandırmadan savunuyorlar.
Düşünmeden HAYIR diyorlar çünkü, düşünebilirlerse EVET diyebilecek olmalarından korkuyorlar!
Ve fakat düşünmeye diyetleri yok. Ellerinden oyuncakları alınacak çocuk gibi hırçın ve mızmızlar.
Karşı duruş tezleri skolastik felsefenin postülolarını andırıyor.
Bakın şimdi, HAYIR’cı CHP, internet sitelerinden aldığım şu bilgilere göre, ne için HAYIR diyormuş;
Tek adam rejimine HAYIR!
Parti devletine HAYIR!
Meclisin tasfiyesine HAYIR!
Sorumsuz yönetime HAYIR!
Teslim alınmış yargıya HAYIR!
Ekonomik krize HAYIR!
Teröre HAYIR!
Ortak değerlerin tahribine HAYIR!
Bölünmeye HAYIR!
Seçilmiş krallığa HAYIR!
Çoğu birbirini tekrar eden sloganlar. Bazılarının konuyla hiç alakası yok. Hepsi romantik, fantastik, sloganik hayallerden ibaret. İçini doldurabilmeleri mümkün değil.
Mesela, 25 olan milletvekili seçilme yaşının 18’e indirilmesine yönelik geliştirebildikleri itiraz yok ama karşılar. CHP gençlik kollarının bu meseledeki görüşlerini merak ediyorum. Henüz bir açıklama yapabilmiş değiller.
Mesela, milletvekili sayısının 550’den 600’e çıkarılmasının maliyetinden bahsediyorlar ama TBMM Başkanlık Divanı Üyesi ve CHP Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen’in 2016 yılında yaklaşık 1 milyon 200 bin TL’lik haberleşme maliyetinden bahseden yok.
Kendilerini hala devletin tek sahibi olarak görüyorlar. Mahalle aralarında tek kale maçlardaki topun sahibi gibiler. “Top benim. Benim dediğim olmazsa oynamıyorum” havasındalar.
Bir türlü büyüyemediler. Büyümeye de niyetleri yok.
Biz bu HAYIR’a ve Hayırcılara yabancı değiliz esasen.
Gezi Parkı eylemlerinde de, Üçüncü Boğaz Köprüsü’ne HAYIR, Havaalanına HAYIR diyenlerle bu HAYIR’ların menşei aynı.
Eğitimde müfredat değişikliğine HAYIR diyenler, bilimsel olarak ispatlanamamış materyalist kabulleri bilim diye yutturanlar işte bu HAYIRCI’lar.
Ekonomik sıkıntılardan dert yanarken yeni ve büyük yatırımların tamamına Hayır diyenler ile bu HAYIRCI’lar aynı kafada.
Bürokrasiye sırtlarını dayayarak, her yeniliğe, her gelişmeye karşı çıkanlar, verimliliğin, kalitenin ve milletin hayat standardının artmasına da HAYIR diyorlar.
FETÖ, PKK, DAEŞ gibi terör örgütleriyle mücadele hedefine ulaşmasın diye Hayır diyorlar.
‘Küçük olsun, bizim olsun’ düşüncesindeler. Hatırlayın, uçak biletlerinin ucuzlamasına da karşı çıkmışlardı. Neden mi, ‘Anadolu insanıyla aynı uçağa mı bineceklerdi?’
Bu kafa, Sivas’tan Ankara’ya gelen Aşık Veysel’i, görüntüsü ve üstü başı yırtık pırtık olması bahanesiyle şehir merkezine sokmayan kafadır.
Kısacası iyi, güzel, doğru adına ne varsa hepsine karşılar.
Bu tarihi bir fırsat ve top ayağımıza kadar geldi.
Topu taca atmadan, ofsayda düşmeden; solcusu, sağcısı, milliyetçisi, muhafazakârı, Millî Görüşçüsü, Alperen’i, topyekûn olarak milletçe bu golü atabilirsek her şey daha güzel olacak…