Tuğlalar yan yana gelince duvar olur. Ağaçlar bir araya gelince orman olur. Damlalar bir araya gelir ırmak, nehir, göl olur. “Ben”lerin “biz” olmasındaki bereket gibi; akılların, coşkuların, yetenek ve fikirlerin bir araya gelerek,” Birlikten kuvvet doğar” ata sözünün hayata geçirilebilmesinin adıdır, takım olabilmek.
İnsan insanla kendisini bulur
İnsan birlikte olduklarıyla coşkulu ve enerjik olur. Fikir fikri açar, coşku coşkuya eklenir ve ortaya bir insanın yalnızken yapabileceğinden çok daha çeşitli, çok daha güzel ve çok daha bereketli işler çıkar. Çalışan birilerini gördükçe, kendi içimizdeki çalışma azmimiz ortaya çıkar. Örnek olmak ve iyi örneğin yanında bulunmak, insan zihninin en güzel beslenme kaynaklarından birisidir. Ve insana iyi gelmeye özen göstermek, bir tık öncesinde kendisine iyi gelmenin sonucunda oluşur. İnsanın yanlışlarından daha çok doğrularının, eksiklerinden daha çok doğru yaptıklarının ve iyi davranıldığında daha iyi olma potansiyelinin olduğu peşinen kabul edilirse; ekip olmanın ve bir arada çalışabilmek için gayret etmenin zemini oluşturulmuş olur. Ekip çalışması her zaman daha büyük düşünmeye, güçleri birleştirmeye, herkesin içindeki güzelliğin ve yeni ilhamların açığa çıkmasına vesile olacağı için; kendimizi bir takımın elemanı gibi görmek, herkese çok iyi gelir. Bir arada çalışabilmek, yaşayabilmek ve insanlar arası ilişkilerde uyumlu olabilmek için; kendi içimizde insana dair algımızın da iyi ve olumlu olmasına ihtiyaç vardır.
Her insan, insanlık ailemizin şerefli bir üyesidir
Hem insanlık ailesinin bir üyesiyiz hem de kardeşiz. Rabbimiz (c.c.) Hucurat Suresi 10. Ayet-i Kerimesinde, “Bütün mü’minler kardeştir; öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten sakının ki O’nun rahmetine erişesiniz.” Buyuruyor. Bu vesile ile güzel geçimli olmak, Rabbimizin (c.c.) ve Peygamber Efendimizin (s.a.v.) örnekliğinde bizden istenendir. Bunu ilk önce ailemizde uygulayabilmeliyiz. Bir ekip olarak, takım ruhu içinde aynı amaç için birlikte düşünerek, ortak aklı devreye koyarak bir iş birliği zemini oluşturulması, çocukların yetişkin olduklarında hayata geçirebilecekleri ciddi bir tecrübe ve kazanımdır.
Kendi değerini bilmek, değer bilmeye götürür bizi
İnsanın kendisine karşı olumlu ve objektif bir yaklaşım içinde bulunması; bu anlayışını dışarıya yansıtılabilmesi için gereklidir. Çünkü ancak içimizde olanı çoğaltıp iletebiliriz. Kendi içimizde barışık bir dünya kurup, özümüz gülmeye başladığında, her türlü iş birliği için hazır hâle geliriz. Karşımızdakinin yapamadıklarını göstermekten önce, yapabildiği iyi yönlerini fark ettirebilirsek bu, eksikliklerini görmeye daha hazır bir psikoloji oluşturur. Bir ‘takım’ olarak çalışabilmenin en önemli şartı, yan yana pozisyonu koruyarak, dışlamadan ve aşağılayıp tenkit etmeden, değer veren bir dil ile muhatap olabilmektir. Karşımızdakini değerli görürsek bu, sözlerimizi hizaya getirir, yaklaşımımızı ve duruşumuzu düzeltir. İş birliği içinde çalışabilirsek; daha üretken, daha güçlü ve daha sağlam bir psikolojiye sahip olabiliriz. Bir ‘takım’ hâlinde çalışabilmek, ailede ve aile dışında hepimize iyi gelecektir.