Birilerinin tahammülü artık kalmadı.
Onlara göre “çok oluyoruz”. Peşinen söyleyeyim; oysaki daha yeni başlıyoruz.
Tadı fena halde kaçan bu birileri; hem içerden hem de dışardan ses veriyor.
İki olay var gündemde.
Ve sizce birbirinden bağımsız mı?
Organik bir bağı olmasa da aynı “sıkılmışlığın” tezahürü!
Hangi gündem mi?
Birincisi; CHP’li vekil Ali Mahir Başarır, “Ordu satıldı” diyerek Türk Silahları Kuvvetleri’ni hedef aldı.
İkincisi; Akdeniz’de İrini Operasyonu kapsamında AB ekibinin Türk gemisine izinsiz ve yasa dışı biçimde arama yapması.
Bu birileri neden sıkıldı?
Denizlerdeki varlığımız
Ne demişti Barbaros Hayreddin Paşa; “Denizlere hakim olan cihana hakim olur.”
Çok doğru söylemişti ve Osmanlı ecdad, bu stratejiyi izledi. Sonrasını biliyorsunuz, asırlar boyu süren bir medeniyet yolculuğu…
Gelinen zaman diliminde bu millet, bugün aynı taktiği pratize ediyor.
Libya’daki çok boyutlu varlığımız, Doğu Akdeniz’deki arama ve sondaj faaliyetlerimiz, KKTC’deki açılımlarımız Akdeniz’i bizden çalma peşinde olan yabancı devletleri çileden çıkarıyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri denizlerde; donanması, personeli, ekipmanı ve mücadele tutkusuyla dosta güven, düşmana korku salıyor.
Libya’ya gıda yardımı götüren gemimizin aranması da belki bir komplo, belki bir tuzaktı. MİT tırları operasyonu nasıl başarısız olduysa bu girişimde de yine çuvalladılar.
Türkiye Doğu Akdeniz’de büyük işler başarıyor. Bu arama faaliyetini istese krize de dönüştürebilir fakat bunu yapmayacağını düşünüyorum. Yasa dışı arama, yargı konusu olabilir ama daha fazlası değil. Büyük işlere yoğunlaştığımız bu süreçte gereksiz gerginlikler bize yarar sağlamaz. Cevabı sahada en güzel biçimde verilmekte.
Ordunun kodları tazelendi
Gelelim içerdeki homurdanmaların patlak verdiği “ordu satıldı” çıkışına.
CHP’yi bilirsiniz. Tek parti dönemi sonrası iktidar yüzü görmediler. Sandıktan umudu kesen bir parti olarak iktidardaki hükümeti düşürmek için darbecilik oyunlarında çok ter dökmüşlerdir. Bu işleri severler. Biliyoruz. Merak edenler tarih kitaplarını tarayabilir.
AK Parti işte bu oyunu bozdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, vesayetlerle savaşa savaşa bugünlere geldi. Asker-sivil ilişkilerinin dönüşmesi, normalleşmesi orduyu olması gereken pozisyona taşıdı. Bu durum CHP’nin işine gelmez ama ülkemizi ayak bağlarından kurtaran bir süreç yaşandı.
Bununla birlikte ordu FETÖ denen çukurdan temizlendi.
Ve sonra başarılar ardı ardına sıralanmaya başlandı.
Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Irak, Libya, Karabağ, Katar, Somali vs. derken Türk Ordusu’nun operasyonel ve etkinlik gücü giderek genişlemeye başladı. Ordu, gereksiz ve saçma konularla ilgilenmek yerine, hakiki kimliğine geri döndü. Bu değişim baş döndürücü güzellikte ve vesayetseverler için büyük bir depresyon nedeni.
CHP’li vekilin çıkışını anlıyorsunuz değil mi? Dertleri çok büyük!
Ordudaki değişimin sonuçları
Ülke güçlü bir imaj çiziyor ve dış politikada eli güçleniyor.Askeri anlamda destek verdiğimiz ülkelerde, ekonomik ve kültürel işbirliği sağlanıyor. Bu da ülkemiz için ciddi kazanımlar demek.Dünyada dengeler değişiyor. Ve tarihin kırılma sürecinde yeni aktörler doğuyor. Türkiye bunlardan biri olarak göze çarpıyor. Bu durumu en iyi Avrupa medyasından okuyabilirsiniz.Bu başarılar AK Parti iktidarının imajını güçlü ve başarılı bir çizgide tutuyor. Dışardaki gelişmeler iktidarın içeriye dönük söylemindeki özgüveni pekiştiriyor. Muhalefet bundan da çok rahatsız. Çünkü elde edilen her başarı, iç siyasette ellerini zayıflatıyor.