16 Nisan halk oylamasının oluşturduğu bir harita var.
İslamcıları tasfiye etmek isteyen zevatın bu haritayı enikonu incelemedikleri besbelli.
Zira az biraz haritayı gözlerinin önüne getirmiş olsalardı, EVET oylarının hangi bölgede ağırlıklı olduğunu, hangi illerde sandıktan çoğunluklu olarak EVET çıktığını görür ve İslamcıları tasfiye planlarını bir başka bahara ertelerlerdi.
Bakıldığında görülecektir ki, Artvin hariç Karadeniz’in tamamı, orta, güney ve Güneydoğu Anadolu’daki ağırlıklı EVET oyları bu halk oylamasının zafere dönmesini sağlamıştır.
Haritaya bakmayı akıllarına getirmemiş anti İslamcılar’ın aslında yine bu haritadan çıkan sonuca göre, İslamcıları tasfiyeden evvel düşünmeleri gereken daha başka meseleleri vardır.
Şöyle ki, yüzde 51 ile yüzde 96 oranında EVET oyu çıkmış bölgeleri bir kenara bırakarak, memleketin bir sahiller meselesinin olduğunu, üç ayrı tercihli Türkiye gerçeğini ve neredeyse özerkliğini ilan edecek Trakya meselesini masaya yatırmaları gerekmektedir.
İslamcıları tasfiye etmeyi kafalarına koymuş zevatın yaptığı şey üzüm yemekten ziyade bağcıyı dövmektir.
Nedenine gelince, geçtiğimiz Ramazan ayında İHH’ya kayyım atanmasını dahi gündemlerine almışlarken Külliye’den yedikleri hatırı sayılır fırça ile birlikte aldıkları ret cevabını hazmedemeden ortaya çıkan 15 Temmuz darbe girişimine hazırlıksız yakalandılar.
Onlar “Darbe marbe yok, evinize dönün” tweetleri atarlarken Bülent Yıldırım tankın üstüne çıkmış darbeye karşı mücadelesine başlamıştı bile.
Kayyım atayacakları İHH, tasfiye edecekleri İslamcılar meydanlarda aslanlar gibi tank bükücülüğü yaparlarken “Darbe marbe yok evinize dönün” diyenler ellerinden kaçırdıkları inisiyatif sahipliğini yeniden ele geçirebilmek için Don Kişotluk yapıyorlar.
Çünkü 15 Temmuz laf yapanlarla icraat yapanları gün yüzüne çıkarmış oldu ve İslamcıları tasfiyeyi düşünenlerin vatanseverliklerini, samimiyetsizliklerini, ciddiyetsizliklerini ve kendi gündemlerinin dışında hiç bir şeye ehemmiyet vermediklerini ortaya serdi.
Şimdi ben, 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı mücadele ederken şehit ve gazi olanların bu vatanın gerçek sahipleri olduklarını unutmuş gafillere yeniden hatırlatarak ve 16 Nisan halk oylaması haritasını masaya koyarak cübbemi giyiyor, sandıktan EVET çıkartan bölgelerin ve illerin avukatlığını yapıyorum.
Çok geri gitmeye lüzum yok. 1 Kasım’dan 15 Temmuz’a ve 16 Nisan’a kadar her seferinde müthiş bir sorumluluk şuuruyla üstlerine düşeni yapan milliyetçi, muhafazakâr ve İslamcıları tasfiye etmek şöyle dursun artık onlara şöyle esaslı bir ödül vermenin zamanı geldi.
Tabii ki onlara verilecek ödül, para, pul, yat, yalı olmamalıdır.
Ayasofya ibadete açılmalı, iç ve dış darbecileri ve İslamcıları tasfiyeyi düşünecek kadar densizleşenlere yerinde ve kallavi bir cevap verilmelidir.
Başkaca bir talebimiz yoktur…