Hangi meslek daha önemli?

Abone Ol

Yeryüzündeki en önemli meslek nedir? Ya da başka bir açıdan bakarak soralım; tüm meslekler içerisinde önemsiz bir meslek var mıdır?

Meseleye bu açıdan yaklaşmak hiç de doğru bir yaklaşım değil. Her mesleğin kendine göre çok önemli bir yanı mutlaka var. Yani değersiz bir meslek diye bir şey yoktur. İşte tam da bu noktada insanımızın en önemli zaaflarından biri devreye giriyor ve hemen herkes aynı alana yönelmeyi ve aynı görev ve makama talip olmayı seçiyor.

Aslında ülkemiz çok büyük ve her alanda, her kademede insana ihtiyaç var. Bazı meslek veya mevkilerin albenisinin diğerlerine nazaran daha yüksek olduğunu elbette kabul ediyoruz. Ama bu meseleyi çok büyüterek bir sorun yumağı haline getirmeye de gerek yok.

Ama herkesin bakan milletvekili veya Genel Müdür olduğu bir ortamda kim çiftçi olacak, kim işçi, kim memur, kim esnaf olacak. Hukuk fakültesini bitiren herkes hâkim olacağım derse savcı kim olacak, avukatlığı kim yapacak? Bütün cerrahları ortadan kaldırırsanız eli en iyi bıçak tutana kalacaksa cerrahlık tüm kasaplar cerrah olmak zorunda kalır.

Bölgesel gücüz, Küresel bir güç olacağız diyorsak nükleer fizikçilere de ihtiyacımız olacak, en iyi kimyagerlere de, en iyi bilişim uzmanlarına da.

Yani pek çok şey olmazsa olmaz sınıfına girecek. Önemsiz diye bir şey olmadan hemen her şey kendine göre önemli olan bir durum söz konusu olacak. Tarım ve hayvancılıkta işini hakkıyla yapan çiftçinin yanı sıra en iyi genetik uzmanına da ihtiyacımız var, Üniversitelerimizde her alanda başarılı olmak zorunda olan akademisyenlere de ihtiyacımız var.

Eğitimde en iyi öğretmenler idareci veya Müdür olursa geleceğimizin güvencesi dediğimiz evlatlarımızı kim eğitip yetiştirecek. Velhasıl aklınıza gelebilecek her alanda yetişmiş, iyi insanlara ihtiyacımız var.

Mesela gazetecilik ile ilgili bir misalle konuyu bağlayayım. O gün dünyanın görüp göreceği en iyi gazeteyi haberiyle, köşe yazısıyla, bilim, kültür ve sanat haberleri ile dünyanın en iyi baskı teknolojisine sahip matbaada basıp hazır edin.

Dağıtımda oluşacak bir aksaklık ile o güzelim mükemmel gazeteyi okuyucusuyla buluşturamazsanız onca emek, para vs. ufacık bir aksaklıkla heba olur, havaya uçar gider. Onca para ve emek hiç de küçük göremeyeceğiniz bir “dağıtıcı”nın eline bakar.

Yani sözün özü herkes yaklaşık 79 milyonun hepsi ayni anda başbakan veya cumhurbaşkanı olamaz. Bu milyonlarca insanın içerisinden yalnızca bir kişi cumhurbaşkanı veya başbakan olmaya hak kazanacaktır.

Bu arada fırıncıları ve temizlik görevlilerini unutmayalım. Kimse bu meslekleri seçmez ve yapmazsa açlık, sefalet ve pislik içinde yaşamaya çabalarız. Tabi yaşayabilirsek…

Aynı şeye askerlik açısından bakalım. Herkesin başkomutan olduğu bir orduda kim er olacak? Şu anda bizim ülkemizde hiç kimse erliğe talip değil. Herkes orgeneral olmak istiyor. Bir orduda ere de ihtiyaç var, yüzbaşıya da, binbaşıya da generale de. Piyadeye de ihtiyaç var, topçuya da, havacıya da. Bunlardan biri eksik olduğu zaman sistem aksar.

Tüm her şeye bu açıdan bakmak meseleyi çözer; önemsiz diye bir şey yoktur, gerektiği derecede önem vermek vardır.

Gönlünüzden güzellikler eksik olmasın, dostça ve sevgi ile kalın.