Tam 25 yıldır yerel yönetimlerde iktidar AK Parti, elbette ardıllarıyla birlikte düşünüldüğünde. Hayır, yaptığı büyükhizmetlerden, iktidarı kaybetmesi halinde başımıza geleceklerden filan bahsetmeyeceğim. Tüneller, köprüler, trafiği rahatlatan devrim niteliğindeki hizmetleri bırakalım parti kendisi anlatsın.
Ortasından deniz geçen bir şehirde, deniz taşımacılığının Binali Bey’in İDO’ya gelişine kadar neden önemsenmediğini, neden yatırımlar yapılmadığını da bir zahmet birileri anlatsın. Marmara Denizi’ni adeta gemilerle doldurup, Ege Denizi’ne kadar uzanan deniz hatlarının şehri nasıl geliştirdiğini, hayat konforumuzu nasıl yükselttiğini yaşayanlar zaten biliyor.
O muhteşem İDO gemilerinin büfelerinde bu büyük hizmet devrimlerini gerçekleştiren iktidarı aşağılayan yayınların nasıl yıllarca en ön raflarda bulunduğunu da açıklayıversin birileri bir zahmet.
Kültürel iktidarda değilmişiz. Derde bak! Biz, hem de dert sahibi bu milletin desteğiyle başımıza getirdiğimiz, düşmesin, yıkılmasın diye can verdiğimiz ‘bu iktidarın emekleriyle var olmuş gemilerde’ dahi iktidar değiliz. On dergi varsa eğer, dokuzu değerlerimize ve elbette Cumhurbaşkanımıza hakaretle dolu.
Ya havalimanları? Onlar çok mu farklılar. Gezi terörüne selam çakan yayınlardan, Öcalan’ı öven kitaplara kadar her türlü necaset oluk oluk akıyor. Milletin değerlerini savunan birkaç yayın bulursanız ne ala, onlarda en arka raflarda.
Sakın fikir özgürlüğü gibi mazeretleri sıralamasın kimse. Hiç olmazsa vandallar kadar yerimiz olsun diyorum, o kadar.
Ya tiyatrolar? Korka, çekine bizden birkaç oyun sahneye koyabildik mi, kendimizi başarılı sayıyoruz. Sonra, bunca sanatçı nasıl olur da bu kadar nankör olur, açıkça bize karşı düşmanlık yapar diye şaşırıyoruz.
Son zamanlarda TRT eliyle yapılan Diriliş, Mehmetçik gibi muhteşem yapıtları istisna olarak görmek lazım elbette. Onlar her türlü övgüyü hak ediyor. Muarızlarımıza öykünen bazı mahalle sakinlerinin bu eserlere ‘eleştiri’ adı altında savurdukları hezeyanların ise başka psikolojik sebepleri var ya, neyse.
En büyük sorunumuzun özgüven eksikliği olduğunun ne zaman farkına varacağız? Böylesi bir yazı seçimden hemen önce yazılır mı, demeyin. Tam da sırası.