Hama'nın şehir merkezindeki Hafız Esed heykeli, Suriyeli muhalifler tarafından devrildi.
Böylelikle muhalifler, 2011'de iç savaşın başlamasından bu yana Hama'da ilk kez kontrolü ele geçirdi.
Mesele bugünün meselesi değil!
42 yıllık bir maziye sahip mücadele…
.
Fakat 1918’de hâkimiyetimizden çıkmış bu topraklar bize Selçuklu’dan Osmanlı’ya pek çok hatıra sunuyor.
Üstelik Sünni Müslümanlar sistematik olarak 42 yıldır katliama uğruyor. Bu vakıanın da tüm Müslümanlar için bir anlamı olmalı diye düşünüyorum.
Osmanlı sonrasında hâkimiyeti ele alan Fransızlar ve sonrasında 1946’da yönetimi ele geçiren Suriye kimlikli zulüm simsarları, çok çektirdi yerli Suriyeli halka.
Sosyalist-Arap Partisi’nin baskıcı politikalarına karşın ilk tepkiler, Hama’da ortaya çıkmıştır.
Hama bu yüzden semboliktir.
Suriye’deki Sünni karşıtı politikalara direnç merkezi olarak Hama’yı görebiliriz.
İşte bu yüzden rejimin en dehşetengiz uygulamaları Hama’da hayata geçirildi.
1982’de Hafız Esed’in büyük katliamının ne denli korkunç olduğunu kalem yazmaya, sayfalar anlatmaya yetmez.
Hafız Esed, Hama’da 27 gün boyunca katliamı ve yıkımı hayata geçiren bir zalim olarak tarihe geçti.
30 bin Sünni katledildi.
Kadınlar camilerde tecavüze uğradı hem de babaları ve eşlerinin önünde.
Çocuklar kaçırıldı, akıbetleri hâlâ bilinmiyor.
84 cami yıkıldı.
Katliam sonrasında ezanlar okunmaya başlandığında, bir cuma günü camilere gelen yetişkin erkeklerin görülmesi nedeniyle bir katliam daha yapıldı ve beş bin Suriyeli erkek katledilerek çukurlara gömüldü.
Kolektif hafıza işte bu acı hatıraları diri tutuyor.
Rejime yönelik başkaldırı, işte bu yüzden en önce Hama’da nüksediyor.
2011’de Beşşar Esed’e yönelik ilk protesto gösterileri de yine Hama’da başlamıştı.
Beşşar Esed zalimlikte babasını geçti ve Suriye genelinde 500 bin Müslüman’ı öldürdü.
Ve yıl 2024!
Sünniler aktör olarak döndü sahaya.
Onların yaşadıkları sevinci anlayabiliyorum.
Dertleri öç almak değil, sadece kendilerinden çalınmış olana yeniden hâkim olmaya gayret ettiler.
İnançlarını baskı altında değil, özgürce yaşamak istediler.
Ve diğer etnik, dinî farklılıklara da özgürlük getirmek istediklerini aktarmaktalar.
Güncel görüntüler geçtiğimiz gün itibarıyla ajanslara düşmekte.
Hama’nın kent merkezi ele geçirilince ilk iş, Hafız Esed’in altın rengindeki heykelinin yıkılması oldu.
Bir zalimin daha putu yıkıldı. Sadece Suriye için değil, tüm dünya için bir kazanım.
Şimdi, gelelim Esed’in ne olacağına.
Gelişmeler çok taze, gidişat için temkinli olmak lazımdır.
Suriye’nin göbekten bağlı olduğu Rusya farklı bir aktörle mi çalışmak ister? Esed kendi dinamikleri ile ne kadar tutunabilir? Göreceğiz.
Muhalifler, söylemlerindeki demokratik ve hoşgörülü esintiyi koruyabilecekler mi ve kalıcı olabilecekler mi? Takip edeceğiz.
Bununla birlikte ABD, Trump iktidarıyla birlikte yeni bir oyunun peşine düşer mi? Hep birlikte gözlemleyeceğiz.
Şimdilik yerli Suriye halkı adına sevinebiliriz.
Zaman hayırlı gelişmelere gebe olsun.