Halkın kendi kendini cezalandırma yöntemi olarak koalisyon

Abone Ol

Mesajı aldık” diyen siyasetçilere: “Ben mesaj falan vermedim, pusulalarda koalisyon diye bir şık yoktu.”

Diyelim ki hep birlikte delirdik ve koalisyon istiyoruz. Peki nasıl isteyeceğiz? Bütün seçmenler ne şekilde bir araya geleceğiz, oy oranlarına nasıl karar vereceğiz?

7 Haziran seçimlerinde kim nasıl karar verdi? AK Parti’ye yüzde 41 yeter, kalanların bir kısmı MHP’ye geçsin, şu kadar kişi olarak da CHP’ye veriyoruz, diye kararlaştırma ne zaman ve nasıl yapıldı? Böyle bir kararlaştırma yapılmadı, yapılmaz da zaten. Ama bir kandırmaca yapıldı, yapılıyor.

Her şeyden önce koalisyon bir mecburiyettir. Ve konunun özgürlükle, çoğulculukla uzaktan yakından ilgisi olmadığı gibi üstelik çekişmeli ve tutarsız bir devlet yapısı demektir. Koalisyonun özeti şu, “Tam olarak ne yapacağımıza karar veremedik, eline logosuna alanı Meclis’e soktuk, aranızda devleti paylaşın ve çekiştirin” demektir.

Hiç kimse, bilerek ve isteyerek kendini felakete sürüklemez. Peki koalisyona niye sürükler? Kendi kendini cezalandırma yöntemidir aslında bu. İktidar şansı olmayan her siyasi görüş kendini iktidara getirmeyen halkı cezalandırmak için koalisyon siyaseti yapıyor. “Suç koalisyonda değil efendim, uzlaşma kültürü yok, o yüzden böyle oluyor” diyerek halkın tuzağa düşmesini bekliyorlar.

PEKİ NE OLACAK? 

Koalisyonlara mecbur olduğumuzda; herkes kendi partisinin sandalye sayısı ve paylaşacakları bakanlığın hesabını yapmaya başlayacak. Devleti bu gibi sakil hesapların içine itersek, bunun sorumlusu kimse kusura bakmasın; ama siyasiler değil vatandaşın kendisi olur.

Koalisyonların zararları siyasi evrimle, uzlaşma kültürüyle yahut siyaset ahlâkıyla ilgili bir mesele değildir. Bu mesele uzun vadeli düşünemeyen, jeopolitik hafızasını yitirmiş halkın, devlet olmayı yanlış anlamasıyla ilgili bir şeydir.

Sonu “izm”le biten köhne ideolojilerin devlete dâhil olma telaşının adı koalisyondur ve tehlikeli bir mecburiyettir. Hepsinden daha büyük bir problem, koalisyon antidemokratik bir yöntemdir. Vatandaş bir partiye oy verdiğinde yönetme yetkisini devrediyor demektir. Yetkiyi kullanması için devrediyor, başkasıyla paylaşması için, kiralaması için, Meclis aritmetiği denilen bir ucubeliğin içinde heba etmesi için vermiyor. Pusulalarda ‘koalisyon’ seçeneği olmadığı için kurulan her koalisyon, halkın verdiği oyu ciddiye almadan partilerin kendi aralarında halktan alınmış yetkileri Meclis’te pazarlık konusu yapması demektir. Bu sebeple koalisyonlar, antidemokratik birer kandırmacalardır.