“Halkın cebindeki el!”

Abone Ol

Kim Türkiye için ya da bu ülkede yaşayan halk için yararlı bir iş yapıyorsa onu burada ödüllendirmek bizim en asli görevimizdir. Hele ki bu işleri yapanlar genç beyinlerden çıkıyorsa o zaman bu iş benim boynuma borçtur.

Yakın bir zamanda Marmara Üniversitesi Yerel Yönetimler Master Programından bir tez çıktı. Bu tez geçtiğimiz yıl yaşamış olduğumuz meyve-sebzenin tekelleşmesi sorunları üzerine hem sahada hem akademideki birikimler kullanılarak ortaya çıkarılmıştır. Genç beyin Yakup Koç tarafından yıllar harcanarak ortaya çıkarılan bu eser belediyeler ve hükümet tarafından incelenmesi gerekir.

Geçtiğimiz yıl hepimiz çok iyi gördük ki sebze ve meyve üzerinde oynanan oyunlar bu ülkede hükümet düşürebilir. Zira yerel yönetimlerde el değişikliğine sebep oldu.

2012’de çıkarılan Hal Yasası ile birlikte baş gösteren meyve ve sebze tekelleşmesi fiyatlara doğrudan etki edebilecek oluşumları meydana çıkardı. Bu yasa ile birlikte toptancı hallerinin meyve ve sebze sektöründe etkisizleştirilmesi fiyatların serbest piyasaya göre belirlenmesini engelledi. Sektörü tekelleştirerek ve fiyatların bir kaç firma ve kişi tarafından belirlenmesine yol açtı.

2012 Hal Yasası ile birlikte perakende sektörünün meyve ve sebze piyasasındaki artan rolü ile birlikte manav, pazar ve bakkal gibi küçük esnafların işlerini küçülterek mal aldıkları toptancıların da bitmesine neden oldu. Tüm bunları yekünde hesap ettiğimizde perakendeci firmaların meyve ve sebze piyasasında tekelleşmesi tüketicinin aleyhine bir durum oluşturdu.

Hal yasası toptancı fiyatlarını düşürmüş olmasına rağmen, perakende fiyatlarında herhangi bir etkisi olmamıştır. Ayrıca yasa ile meyve sebze satışının bildirim yapmak şartıyla hal dışında da yapılmasına izin verilmiş, ancak bu durum kayıt dışılığı da artırmıştır.

Peki ne yapılması gerek?

Şöyle ki; – Perakende yasasının acilen çıkarılması meyve sebze piyasasının istikrarı için önem arz etmektedir.

– Üreticilerin kim olduğu daha net açıklanmalıdır. Büyük şirketler ve perakende firmalar mı, yoksa 10, 15 ve 20 dönüm arazide üretim yapanlar mı?

– Tüketici ile üretici toptancı hallerinde olmak üzere ve perakende sektöründe belediyelerin yetkileri artırılmalı, belediyelerin her iki sektörde de fiyat denetimi yapmasının önü açılmalıdır.

– Belediyelerin müdahalesi olmadan piyasada dengeleyici rol edinmesi için belli aylarda modern seyyar pazarların kurulması tüketici açısından olumlu olacaktır.

– Tüketimi çok olan büyükşehirlerde, büyükşehir çevresinde veya içerisinde meyve-sebze yetiştiriciliği için üreticilerin desteklenerek kent ihtiyacının karşılanmasının sağlanması gerekir.

-Kış aylarında bazı ürünlerin az üretilmesinden dolayı temel ürünlere vergi istisnası sağlanmalıdır.

Yukarıda sadece ivedilikle çözülmesi gereken problemler ve o problemlere getirilmesi gereken çözüm önerilerini belirttim. Önümüz kış ve halkın temel besin kaynağı olan sebze-meyve noktasında mağdur olmaması adına Yakup Koç arkadaşımızın bu çalışması yerel yönetimlerce incelenmeli ve gereken önlemler alınmalıdır.