Kehanetin şehveti dayanılmaz bir bağımlılıktır. Diğer bütün bağımlılık yapıcı zehirlerde olduğu gibi kehanet bağımlılığında da öncelikli şart eğilimdir.
Kehanet bağımlılığı küçük adımlarla başlıyor ve bağımlı zevk aldıkça dozu arttırıyor. Eğer ki kişinin meşrebi bağımlı olmaya uygun değilse küçük kehanetlerden alınan zevk büyük bir hastalığa sebep olmuyor. Mesela tahminlere dayalı oynanan kumar organizasyonları, kehanet zaafı üzerinden soygun yaparlar. Kehanet zaafı olan insanlar paralarını, zamanlarını bağımlılıklarının peşinde harcayabilirler ve sorduğunuzda, “Bunlar küçük eğlenceler”, “Öyle her zaman oynamıyorum”,“Bu da işte bizim sosyal hayatımız” gibi tipik bağımlı cevapları veririler.
Kehanet bağımlılığının ileri seviyesinde olanlar büyük çaplı gelecek tahminleri yaparak kimsenin görmediği geleceği görmekle övünürler. Çoğunlukla -aslında bir iki istisna hariç hepsi- felaket tahminleri yaparlar. Kehanet bağımlıları iki aşamalı zevk alıyor, ilk aşama kehanette bulundukları andır ama asıl büyük zevk haklı çıktıklarında aldıkları haz. Bunun adına da ilmi enaniyet deniliyor işte. Diriliş Postası Yurt Haberler Editörü Ekrem Özden, “Seçimlerden önce ‘CHP ile koalisyon olsun’ diye tutturmuştu olmayıp kehaneti boşa çıkınca yıkılmıştı” diyerek Etyen Mahçupyan’ı hatırlattı, bu mesele üzerine. Koalisyon olmayınca, “Olsaydı darbe olmazdı” demesi ve “15 Temmuz’un arkasında ABD olsaydı kredi notumuzu düşürürlerdi” demesini Ekrem Özden, çok yerinde bir tespitle “Entelektüel inat” olarak tanımlıyor.
Ve bugünlerin en fena haldeki, artık sokaklara düşmüş kehanet bağımlıları “İkinci darbe geliyor” diye bağırıyorlar. Darbe gelir ya da gelmez, gelirse gereğini yaparız ama bence bu adamlar darbecilerden bile tehlikeli. Çünkü haklı çıkmama korkusu onlara her şeyi yaptırabilir. Haklı çıkmak için kendilerini de öldürürler bizi de…