Hafter’in başkent Trablus’u işgal girişimleri sırasında işlediği katliamlardan zarar gören ailelerin Libyalı savaş baronu aleyhine ABD’de açtıkları dava devam ediyor.
Oğlu Saddam’ın İsrail’e yaptığı ziyaretin ardından Yahudi lobisinin girişimiyle dava seçimler sonrasına ertelense de Hafter beraat etmiş ve hakkındaki suçlamalar düşmüş değil.
Türkiye, son birkaç gündür Türk ve Katar istihbaratlarının ortak operasyonuyla kurtarılan 7 Türk vatandaşına Hafter’in kontrolü altındaki bölgede yapılan insanlık dışı muameleyi konuşuyor.
Çoğu lokantacılık sektöründe çalışan vatandaşlarımızın anlattıkları, hiçbir suçları olmadığı halde sadece Türk oldukları için kendilerine yapılan fiziki ve psikolojik işkenceler tüyler ürpertici.
MİT’in operasyondaki başarısını kutluyor, Hafter’in cehenneminden kurtularak ailelerine kavuşan vatandaşlarımıza “Geçmiş olsun” diyoruz.
Bu olay burada kalmamalı ve iki yıldır keyfi şekilde oldukça kötü koşullarda alıkonan Türk vatandaşları Libyalı savaş baronu aleyhine dava açmalı.
Savaşla elde edemediğini hileyle ve ayak oyunlarıyla sandıkta elde etme hayalleri kuran Hafter’e öncelikle işlediği suçların hesabını vermesi gerektiği gösterilmeli.
Libya Askeri Başsavcısı Mesud Erhume Miftah, Yüksek Seçim Kurulu’ndan, Hafter’in ve devrik lider Muammer Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam Kaddafi’nin adaylık işlemlerinin haklarındaki soruşturmalar tamamlanana kadar durdurulmasını talep etti.
Libya Müftüsü Sadık El-Giryani de Hafter’in başkent Trablus’u işgalini engelleyerek savaş baronunu yenilgiye uğratan devrimci silahlı gruplara seslendi ve Hafter’in aday olarak seçimlere girmesine engel olmalarını isteyerek özetle şöyle dedi:
“Trablus’a saldırdığında Hafter’e karşı duran tüm vatansever gruplara diyorum ki, Hafter’in seçimlerde aday olarak yaptığı saldırı o saldırısından daha tehlikeli. O gün onu püskürttünüz ve yendiniz. Hafter’in aday olduğu seçimleri kabul etmeniz doğru olmaz. Temsilcileriniz bir yerde toplansın ve güçlü bir bildiri yayınlayarak Hafter’in aday kabul edilmesi halinde seçimlerin yapılmasına izin vermeyeceğinizi açıkça ilan edin. Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE), Fransa’dan ve Mısır’dan çözüm beklemeyin. Seçimlerin yapılmasını istediğinizi fakat Hafter’in adaylığına karşı olduğunuzu duyurun.”
Bu arada, 24 Aralık’ta yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde müthiş bir aday enflasyonu yaşanıyor.
Adaylık başvurusunda bulunanların sayısı 100’e yakın ve kaçının adaylığının kabul edileceği henüz belli değil.
Libya Başbakanı Abdülhamid Ed-Dibeybe de önceki gün adaylık için gerekli belgeleri seçim kuruluna sundu.
Cumhurbaşkanlığı yarışının güçlü isimlerinden biri olan Ed-Dibeybe, geçenlerde yaptığı açıklamada Akile Salih’in başkanı olduğu parlamento tarafından çıkarılan seçim yasasını eleştirmiş ve seçimlerin çok büyük bir çıkmaza girdiğini belirterek, herkesin üzerinde uzlaştığı bir seçim yasasına ihtiyaçları olduğunu söylemişti.
Seçimlerin yasal zemini üzerinde anlaşma sağlanamamışken ve Hafter’in kontrolündeki bölgelerde sağlıklı ve şeffaf bir seçim yapılacağının hiçbir garantisi yokken ne olursa olsun bir şekilde seçim yapılmasında ısrar edilmesinin de ayrıca sorgulanması gerekiyor.