Libya’da barışın kalıcı hale gelmesini sağlamak amacıyla Berlin’de düzenlenen uluslararası konferanstan yansıyan iki kare oldukça dikkat çekiciydi.
Birinci karede Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüşen Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanı Fayiz es-Serrac, ikincisinde de hükümeti devirerek Libya’da askeri diktatörlük kurmak isteyen darbeci Halife Hafter vardı.
Fayiz es-Serrac’ın bir yanında Libya Dışişleri Bakanı ve diğer yanında da Libya İçişleri Bakanı yer alırken, Hafter’e damadının ve bir başka yakınının eşlik ettiği görülüyordu.
İki fotoğraf aslında Libya’da savaşın taraflarını çok güzel özetliyordu.
Bir yanda demokratik ve sivil bir hükümet isteyenler, diğer yanda aile ve kabile diktatörlüğü kurma hayali peşinde koşanlar…
Hafter, Arap Baharı ve demokrasi karşıtı rejimlerin Kaddafi diktatörlüğünden kurtulan Libya halkına yeni bir Kaddafi dayatma projesidir.
Ayrıca barış, gerçek muhataplar arasında sağlanır.
Libya’da UMH’nın karşısında barış için masaya oturabileceği bir muhatap olduğunu söylemek zor.
Paralı askerlerle ve kırk yamalı bohça misali güçlerle hükümeti devirmeye çalışan, kendi iradesinden yoksun savaş baronu Hafter’le Libya’da arzu edilen barışın temin edilebileceğini düşünmek aşırı iyimserlik olur.
Nitekim Berlin Konferansı’nın üzerinden henüz 24 saat geçmeden Hafter’e bağlı güçler başkent Trablus’a füzelerle ve havan toplarıyla saldırdı.
Kısacası Hafter’in ve konferanstan hemen önce kendisine Mısır üzerinden tonlarca silah gönderen destekçilerinin barışa niyetleri yok.
Silah ambargosundan bahsediliyor.
Birleşmiş Milletler’in Libya’ya koyduğu bir ambargo vardı.
Fakat Hafter’e destek veren ülkeler ambargoya hiçbir zaman uymadı.
Uluslararası toplum tarafından kabul edilen meşru hükümeti yıkmak için isyancı emekli generale bol miktarda silah ve mühimmat gönderen ülkeler, bununla da yetinmeyip bizzat kendi uçaklarıyla Libya hava sahasını ihlal ederek birçok kente saldırı düzenledi.
O ihlaller karşısında kılını dahi kıpırdatmayanların şimdi ambargoya uyulmasını sağlayacağına nasıl inanalım?
Hafter’le birlikte savaşanlar arasında Sudan’dan ve Çad’dan getirilen milisler, emirlerini Putin’den alan Rus paralı askerler ve Suudi Arabistan istihbaratının direktifleriyle hareket eden Medhali Selefiler var.
Hepsi bu da değil…
Devrik Kaddafi rejiminin adamları da Hafter’e bağlı güçlerle birlikte Trablus’taki hükümeti devirmeye çalışıyor.
Söz konusu grup, geçtiğimiz günlerde Sirte’ye girdiğinde Hafter’in değil Kaddafi’nin posterleriyle gösteri yapmış ve devrik rejim lehine sloganlar atmıştı.
Konuştuğum Libyalılara göre Kaddafi’nin adamları Hafter saflarında savaşsalar da nihai hedefleri Trablus’u işgal ettikten sonra emekli general başkanlığında bir hükümetin kurulmasını sağlamak değil.
Onlar için Hafter sadece menzile ulaşıncaya kadar kullanılacak bir araç ve Libya’nın başında asıl görmek istedikleri kişi Seyfulislam Kaddafi.
Ateşkes anlaşmasını imzalamaktan ısrarla kaçınan savaş baronunun anlaşmayı imzalasa bile özellikle devrik rejim yanlılarını ateşkese ikna edemeyeceği ve söz konusu grup üzerinde kontrolünün olmadığı ifade ediliyor.
Sahada yaşanan ateşkes ihlalleri de bu iddiaları güçlendiriyor.