Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı Tevfik er-Rebia, önceki gün Riyad’da düzenlediği basın toplantısında dünyanın çeşitli ülkelerinden hac ibadeti için gelenlerin sayısının 1 milyon 200 bini geçtiğini açıkladı.
Hacı adayları cumartesi günü Arafat’ta vakfe yaptıktan sonra güneşin batımıyla birlikte Müzdelife’ye hareket edecekler.
Pazar günü sabahı da Mina’da Cemretu’l-Akabe’yi taşladıktan sonra Mescid-i Haram’da hac tavafını yapacaklar.
Yüz binlerce insanın aynı günlerde ve aynı mekânlarda bulunmaları, hac ibadetinin yapıldığı yerlerin birinden diğerine intikalleri doğal olarak birtakım zorlukları da beraberinde getiriyor.
Suudi Arabistan hükûmeti her hac mevsiminde bugüne kadar edindiği tecrübelerle ve teknolojik gelişmelerin yardımıyla söz konusu zorlukları aşmaya çalışıyor.
“Rahman’ın Misafirleri” olarak adlandırılan hacı adaylarının güvenli ve rahat bir şekilde ibadetlerini yapmalarını sağlamak için tedbirler alıyor.
O tedbirlerden biri Suudi Arabistan havaalanlarındaki yoğunluğu azaltmak ve hacı adaylarının ülkeye girişte pasaport kontrollerinde uzun süre beklememeleri için uygulanmaya başlanan Mekke Yolu Projesi.
Bu proje sayesinde örneğin İstanbul’da havaalanında kurulan sistem sayesinde hacı adayları Suudi Arabistan’a iniş yaptıktan sonra doğrudan otellerine gidebiliyorlar.
Haccın güvenliğinin sağlanması için alınan önlemlerden biri de hac vizesi olmayanların Mekke’ye girişine izin verilmemesi.
Suudi Arabistan kaçak yollarla hacca gidilmesini önlemek için son yıllarda daha sıkı tedbirler uyguluyor.
Hac vizesi ya da izni olmadan hacca gitme yasağı sadece ülke dışından gelenler için değil, Suudi Arabistan vatandaşları ve ülkede yasal olarak ikamet eden yabancı işçiler için de geçerli.
Kaçak yollarla hacca gidenler planlananın dışında kalabalığa yol açarak belki de ömürlerinde ilk ve son kez hacca gitmiş olan diğer hacı adaylarının ibadetlerini zorlaştırıyorlar.
Hac günleri boyunca yollarda gelişigüzel kurdukları çadırlarda yaşadıkları için sağlık sorunlarına ve çevre kirliliğine de yol açıyorlar.
Bu nedenle, Suudi Arabistan Başmüftüsü Abdülaziz Âlu’ş-Şeyh, izinsiz olarak hacca gidenlerin günahkâr olacaklarını söyledi.
Suudi Arabistan’ın hacı adaylarının güvenliği için aldığı önlemler sadece izdihamın önlenmesine yönelik değil.
Haccın siyasi amaçlar için istismar edilmemesi ve hacı adayları arasında herhangi bir gerginlik yaşanmaması için de tedbirler alınıyor.
İran Dinî Lideri Ali Hamaney’in “Bu yıl hacca Gazze Şeridi’nde yaşanan savaşın damga vuracağını ve beraat haccı yapılacağını” açıklaması Şii grupların hac sırasında Mekke ve Medine’de protesto gösterileri düzenlemeye hazırlandıkları şeklinde yorumlandı.
Hamaney’in sözleri, İranlı hacıların 1987’de Mekke’de “Müşriklerden Beraat” sloganıyla düzenledikleri yürüyüşün hacılar ve güvenlik güçleri arasında çatışmaya dönüşmesi üzerine çok sayıda insanın hayatını kaybettiği olayları akla getirdi.
Suriye ve Yemen gibi ülkelerde döktüğü kanlar, Afganistan’ın ve Irak’ın işgalinde oynadığı rol sebebiyle mezhepçi İran rejimi Müslümanların birçoğu tarafından sevilmiyor.
Hac mevsiminde İran yanlılarının ve karşıtlarının karşı karşıya gelmeleri istenmeyen olaylara ve Şii-Sünni çatışmasına sebep olabilir.