Haber metni yazmanın ahlakı olmalı mı?

Abone Ol

Medya hukuku, sosyal medya kullanım kuralları, gazete ve televizyonculuğun haber yazma ve sunma kuralı vardır elbette. Basının kaçıncı kuvvet olduğu 30 yıldır sürekli tartışılmakta. Hükümetler yıkan hükümetler kuran manşetlere ve patronlara aşına bu millet.

Anadolu topraklarında 1840 yılından beri gazetecilik faaliyetleri yapılmaktadır. Takvimi Vakayı ile başlayan, Ceridei Havadis, ilk özel gazete olan Tercümanı Ahval, Tasviri Efkâr, Namık Kemal ve arkadaşlarının Londra’da çıkardığı Hürriyet Gazetesi derken onlarca gazete geldi geçti basın hayatımızdan.

Günümüzde basın kuvvetler arasında neredeyse en etkili güç haline gelmiştir. Bu kadar etkili bir gücün nasıl kullanıldığı çok önem arz etmektedir. Basın ve medya işletmeciliği normal bir iş yeri gibi algılanmamalıdır. Araç gereç üreten fabrikalarda, ürünlerin geri çağrılması, tamiri ve değişimi mümkünken basın sektöründe özellikle haber ve yorumlarda üretilen ürünlerin etkisini tamir etmek, tersine çevirmek pek mümkün olmamaktadır.

Efendim basın yayın organlarında faaliyet gösteren haber müdürleri, genel yayın yönetmenleri, köşe yazarları yaptıkları işin farkında olarak saygın işler çıkarmak durumundadır. Bu saygınlığı, gözü gibi koruyan basın yayın organları zaten insanların takdirini kazanmakta, güvenilir ve adil gazeteciler de her dönemde hürmet görmektedir. Basın duayenleri olarak ifade edilen bu insanlar mesleklerinin kalitesine halel getirmemek için ömürlerinin sonuna kadar titizliklerini sürdürmektedir.

Bir de hasbelkader bir basın organında alan bulabilmiş, basın etiği ve haber ahlakını içselleştirememiş, haber yazma işini haysiyet cellâtlığına çevirmek isteyenler olabilir. Biz eğitimciler öğrencilere haber yazarken dikkat edilecek 5N1K kuralısı ısrarla öğretmeye çalışıyoruz. Yani bir haber için ne, nerede, nasıl, niçin, ne zaman ve kim sorularının cevabı bulunmadan haber metni yazılmamalıdır kuralı evrensel bir kural olarak dikkate alınmalıdır, öğretisini gençlere anlatıyoruz.

“Bir kurumun yetkililerinin adam kayırdıkları görevlerini kötüye kullandıkları ifade ediliyor, kurum ve yöneticilerinin ayrımcılık yaptığı, sorumluluk alanlarında kişisel çıkar elde ettikleri söyleniyor… Kaynak haber merkezi.” Şeklinde bir haber sürmanşetten veriliyorsa bu haberin ahlakı, etiği, doğruluğu yoktur. Hele gönderilen tekzip metnini görmezden gelmek işin cabası. Artık okullarda gazete yazıları ve haber yazıları konusu anlatılırken 5N 1K kuralı var fakat bu kuralları bazı gazeteler ve gazeteciler keyiflerine göre uygulamayabilirler, bilgisi mi verilmeli?

Her şeyden önce tüm meslek gruplarında artık doğruluk ve dürüstlük ilkesini öncelemek zorundayız. Herkes kullandığı sorumluluk alanlarını öncelikle devletimizin, milletimizin, kurumlarımızın ve bireylerin kişilik haklarını zedelemek ve kendine yeni alanlar açmak için kullanmamalıdır. Bir doktorun ameliyat yaparken gösterdiği hassasiyeti bir gazeteci haber yazarken, bir eğitimci çocuklara bilgi ve kişilik kazandırırken, bir din adamı insanlara dini bilgileri verirken göstermelidir.

Her şeyden önce meslek ahlakını içselleştirmek zorundadır kamu adına hizmet üretenler. Hayatımızın referansları arasından çıkarılmaya çalışılan kul hakkı kavramı yeniden vicdanlardaki yerini almalıdır. Elbette tüm bireylerin sosyal medyadaki faaliyetleri için de bu kurallar geçerlidir. Serseri mayın gibi ortalarda dolaşan kaynağı belli olmayan bilgiler, yorumlar beğenilirken, paylaşılırken başkalarının haklarının ihlal edilip edilmediğine mutlaka dikkat edilmelidir.

İnsanlar yaptıkları işin önemini unutabilir zamanla. Özellikle basın alanında hizmet içi eğitimlerle haber yazmanın önemi ve kuralları, yorum yaparken kişisel hayata ve kurumların tüzel kişiliklerine haksızlık edilmemesi gerektiği konuları sürekli vurgulanmalıdır. Hele basın kuruluşlarını farklı amaçlarla kullanmanın çok büyük bir hata olduğu zihinlere kazınmalıdır.