Geçen günlerde bir dostumun tavsiyesi üzerine ailemle birlikte “Pezleme” adı verilen bir tatlı yemeye gittim. Aklımda son dönem moda olan mekânlardan bir tatlıcı diye düşünüyordum. Pezleme diye bir tatlı ne duymuş ve ne de görmüştüm. Malum Anadolu’da adı sanı duyulmamış öyle lezzetlerimiz var ki, duymamış olabilirim dedim kendi kendime. Hatta kendi cahilliğime vererek yöresel tatlarımızdan biridir deyip geçtim. Ancak gidip görüp ve birde hikâyesini dinleyince inanılmaz bir şekilde bu tatlıdan etkilendim. Ve Zeynep Hanım’ı dinleyip, kendi geliştirdiği bir tatlı olduğunu ve tescilini aldığını da öğrenince resmen şok oldum. Ve defalarca maşallah demekten kendimi alamadım.
İşte yeni nesil gastronomi anlayışı
Sultangazi’de yeni açtığı dükkânın tabelasına “Zeynep’in Mutfağı diye yazdırmış. Yanında çalıştırdığı Güneydoğulu aşçısıyla içli köfteden kuru dolmaya, sarmaya kadar çeşit çeşit yemekler sunuyor müşterilerine. “Pezleme” adını verdiği tatlıyı icat etmekle kalmayan Zeynep Hanım dükkânında sürekli yeni ürünler geliştiriyor. Gerçekten gönülden tebrik ederim. Böyle yenilikçi ve inovatif ürünlerine Türk Gastronomisinin ihtiyacı var. Elbette geleneksel Türk mutfağımızdan gelen lezzetleri önemsiyor ve onların gün yüzüne çıkması için çalışılması gerektiğini düşünüyorum. Ancak günümüz dünyasında sayılı lezzetler arasında görülen waffle tatlısına karşı Türk tatlısı pezlemenin ortaya çıkarılmasını büyük bir milli müteşebbislik ruhu olarak görüyorum. Belki görünüşü biraz ona benzese de ama kesinlikle Türk tatlarından oluşan böyle bir lezzetin oraya çıkarılmasını gönülden destekliyorum.
Pezlemenin hikâyesi
Zeynep Hanım’ın kendi ağzından dinleyelim pezlemenin hikâyesini: “Daha önce hiç çalışmamış biri olarak mecburiyetten iş hayatına atıldım. Evime yakın, okul karşısında öğrencilere poğaça börek satan ufak bir mekân açtım. Sade bir dükkândı. Ancak Çocukları çok seviyor olmamdan dolayı büyük bir heyecanla işimi yapmaya gayret ediyordum. İşlerim de fena gitmiyordu. Benim de çocuklarım var ama bu okuma yaşında çocukları seviyor ve onlar için bir şeyler yapmayı çok istiyordum. Bu düşkünlüğüm, 12 yaşında kanserden vefat eden kardeşim nedeniyle oluştu. Dükkâna gelen çocuklar, poğaçalarını, böreklerini, simitlerini alıp sonra okula gidiyorlardı. Ne var ki bu sattığım ürünler çocuklar için pek sağlıklı değildi. Okul çağında olan bu çocukların zihinlerini çalıştıracak besinlere ihtiyaçları vardı. Bir süre onları izledim. Çocukların pek sevmediği ama sağlıklı ve kendilerine çok faydalı olan besinleri tespit ettim. Onlara bu gıdaları nasıl daha sevimli hale getiririm diye düşünürken, işte bu pezleme fikri çıktı ortaya. Trabzon tereyağı, Erzurum’dan gelen hakiki bal, Adıyaman’dan getirdiğim pekmez, tahin vs. tüm bu faydalı gıdaları bir araya getirerek bu tatlıyı oluşturdum. Önceleri bunları tavada yapıyor ve meyvelerle süslüyordum. Sonradan sevildiğini de görünce, güzel görünsün, daha fazla kişiye ulaşsın derken pezlemeyi şu andaki son haline getirdim. Sonra patentini aldım.”
Pezlemenin başarısı
Bu tatlının başarısı bence sosyal medyanın iyi kullanılmasından kaynaklanıyor. Her gün videolar ve resimler çeken Zeynep Hanım bunları sosyal medyada düzenli olarak paylaşıyor. Yazın bu tatlıyı dondurma ile servis edeceklerini söyleyen Zeynep Hanım sürekli bu tatlıyı geliştirmeye çalışıyor. Mevsim meyveleri ile beraber yenildiği zaman pezlemenin ne kadar enerji veren bir besin olduğunu ve kesinlikle şeker, sıvı yağ benzeri şeylerin kullanılmadığını ve tamamen organik bir ürün olduğunu anlatıyor. Son olarak “Afrika’da su kuyuları, ülkemde ise yetimhane açmak istiyorum. Ayrıca bir de hayvan barınağı yaptırmak istiyorum. Tüm bu çalışmaları yapmak için grup kurdum. Bu grupla okumak isteyenlere destek oluyoruz.” diye projelerinden bahsediyor.
Ne diyeyim, iyi ki varsınız. Hem çocuklara faydalı bir ürün geliştir hem de kazandığını sosyal sorumluluk projelerinde harca, Allah sizin gibi kadınlarımızın sayılarını artırsın inşallah Zeynep Hanım.