Gün geçmiyor ki ülkemiz üzerine yeni oyunlar oynanmasın, yeni kumpaslar kurulmasın. Ama ya ülkemiz efsunlu ya da yöneticilerimiz Allah’ın sevgili kulları… Oynan oyunlar, kurulan kumpaslar bir şekilde ortaya çık/arıl/ıyor. Gizli kapılar arkasında yapılan planlar, kurulan kumpaslar uygulama safhasına geçtiği zaman bir şekilde hedefine ulaşamıyor. Hem kumpas kurulanlar, süreç sonunda daha da güçleniyor hem de kumpas kuranlar rezil rüsva oluyor. Pensilvanya’nın dua şifreli emr ü fermanıyla 75’inci yaş armağanı olarak 75 kişiyi aynı anda cezaevinden kaçırmaya çalışan hâkimlerin durumu…
Atalarımız, ne güzel ifade etmiş: Gizlide gebe kalan, aşikârede doğurur.
Ülkemizde ne zaman olumsuz bir manzara oluşsa ülkede kargaşa çıksa paralel medya ve Doğan Medya grubu, hükûmeti zor duruma düşürmek için olayları abartarak ve çarpıtarak yayın yapmaya başlıyor. Yağmur duasına çıkar gibi kargaşa ve kavga gürültü duasına çıkıyorlar. Yeni ‘’Gezi Kalkışmaları’’ çıksın, 1 Mayıs’ta sokaklar kan gölüne dönsün istiyorlar. Olaylar patlak verdiği zaman sevinçten dört köşe oluyorlar. Ülkenin ve milletin ağladığı olayları, haber yaparken ağızları kulaklarına varıyor. Olay çıkaranları komedi izler gibi zevkten çıldırarak izliyorlar.
Eee ne demişler: Ehl-i keyfe zevk verir kahvenin kaynaması, eşeği baştan çıkarır sıpanın oynaması…
Seçimler yaklaştıkça ülke üzerine yeni kumpaslar, yeni tezgâhlar hazırlanıyor. 2002’de iflas etmiş durumda olan ülkeyi alıp dünyada söz sahibi bir ülke konumuna yükselten kadroyu ve liderini itibarsızlaştırmak, başarısız göstermek için her oyun oynanıyor. Ol/a/maz denilenler, olduruluyor; bir araya gel/e/mez denilenler, bir araya getiriliyor. Bir bakıyorsunuz HDP’nin oyu %15’lere, CHP’nin oyu %30’lara, MHP’nin oyu %20’lere çık/arıl/ıyor; Ak Partinin oyu %35’lere in/diril/iyor. Ama bu işler masa başında partilere oy taksim etmekle olmuyor.
‘’Köpeğin duası kabul olsa gökten kemik yağar.’’ atasözünü atalarımız, hangi tecrübe sonunda söylemiş ki acep?..
Toplum mühendisliğinden, kumpastan, tezgâhtan ekmek çıkmıyor size; tecrübeyle sabit ki yine istediğiniz gibi olmayacak sonuçlar. O hâlde millete sırtınızı değil de yüzünüzü dönmeyi deneseniz bir kez de…
‘’Katrandan olmaz ki şeker, olsa da cinsine çeker.’’ sözü de sanki bu durumun imkânsızlığını ifade etmek için kullanılmış.
Milletin hayrına hiçbir projesi, hiçbir düşüncesi olmayan muhalifler; milletin akın akın kendilerine koşmasını bekliyorlar. Biz millete ne verdik de millet bize oy verecek, biz millete ne vaat ettik de millet bizi hayırla yad edecek demiyorlar. Yağmur olsa milletin tarlasına düşmeyecek muhalefet, milletten kendilerine oy yağdırmasını bekliyor. Kaos olsa Ak Parti’nin oyu düşer, kargaşa olsa milletin feleği şaşar; balık kavağa çıksa HDP barajı aşar, temmuzda kırmızı kar yağsa CHP iktidara koşar, Bahçeli olmasa MHP coşar… Ama olmuyor işte…
‘’Olsayı bulsaya vermişler, hiç doğmuş.’’ ya da ‘’Eğer ile meğeri evlendirmişler keşke diye nur topu gibi bir çocukları olmuş.’’ sözleri bu durumu ifade etmek için söylenmiş tam da sanki…