Türkiye’de gıda hileleri bitmek bilmiyor!
Kimilerine göre yasalardaki boşluklardan faydalanıyorlar, kimileri konuyu ekonomik yetersizliğin tetiklediği geçim sıkıntısına bağlıyor. Toplum sağlığıyla oynamak için dış mihrakların gıda sektöründe çarpık bir düzen oluşturduğunu söyleyenler bile var.
Sebep ne olursa olsun kaybeden Türkiye oluyor, Türk insanı zehirleniyor!
Şarküterilerde ucuz tereyağı oyunu devam ediyor, margarin dayatması giderek şiddetleniyor. Okul kantinlerinde zararlı gıdalar hâlâ satılabiliyor. Marketlerde sahte gıdalar, tarihi geçmiş gıdalar, küflenmiş süt ürünleri raflarda unutuluyor!
Tekel bayilerinde indirim bildirimi maskeli alkol reklamı yapılmaya devam ediyor.
Gerçekten merak konusu!
Ticaret Bakanlığı denetim ekipleri nerede? Tarım ve Orman Bakanlığı denetim ekipleri ne zaman sahaya hâkim olacak?
Belediyelerin denetim ekipleri, zabıtları ne iş yapıyor?
Sahi biz nereye gidiyoruz?
Son bir ayda Türkiye resmen gıda skandalları ile çalkalanıyor. Şöyle kısa bir hafıza turuna çıkalım isterseniz…
Tonlarca bozuk kırmızı et, bozuk tavuk eti, binlerce ton sahte bal, tonlarca sahte tereyağı… Tek tırnaklı sucuk imalatçılarını, süt banyolu sosyal medya şovlarını hatırlayacaksınız!
Siz ne kadar tedbir alırsanız alın; denetimler, tedbirler, cezalar… Ne yaparsanız yapın, hırsız bildiğini okumaya, gıda teröristleri de halkı zehirlemeye devam ediyor.
Çünkü eğitim ayağı eksik; manevi eğitim yok, öz güven kalkanıyla ‘ben merkezli’ bir hayat dayatılmış, vicdanlar tatile çıkmış, etiket bilgisi hak getire. Üstüne bir de ekonomik yetersizlik, geçim sıkıntısı eklenince olanlar oluyor!
İşte size ilk örnek.
‘Her şey dâhil’ sisteminin ısrarla uygulandığı Antalya’da neler oluyor? Daha önce ‘domuz eti’ skandallarının patlak verdiği turizmin başkenti Antalya’da bu sefer 17 ton bozuk tavuk eti ele geçirildi.
Evet, bu sisteme her şey dâhil; kepazelik, sahtekârlık, gıda teröristliği… Baskın yapılan işletme Tarım ve Orman Bakanlığı onayı olmadan faaliyet yürütüyor. Yani merdiven altı tabirinin tam karşılığı!
Bir diğer skandal da Ankara’dan. Öncelikle hatırlatayım; rutin denetim değil, olay bir ihbar üzerine ortaya çıkartılıyor.
Ankara'da ihbar üzerine harekete geçen ekipler sahte bal yapımında kullanılan sekiz bin ton malzeme ele geçiriyor. Kahraman jandarmamızın operasyonunda ele geçirilen suç örneklerini şöyle bir kayıtlara geçelim… 2 bin ton şeker, 2 bin 500 ton fruktoz şurubu, 3 bin 650 ton glikoz şurubu, 150 ton sahte glikoz (sahtekârlığın da sahtekârlığı), fruktoz şeker ve 100 bin adet çeşitli markalara ait bal etiketi.
Ortaya çıkartılan sahtekârlığın mali karşılığı ise yaklaşık 1 milyar lira.
Hırsız Ağa’nın dediği gibi: “Arı sen burada dız de, balı benden iste!”
Tam böylesi bir durumla karşı karşıyayız. Ele geçirilen ürünlerin içinde balın ‘b’si bile yok. Ama üretilecek yaklaşık 10 bin ton ‘bal’dan bahsediyoruz. Ucuz bal; fakirin yiyeceği, garip dostu bal!
Bunlar hırsız hem de tescilli hırsız.
Ankara Valisi Vasip Şahin hem üreticileri hem de tüketicileri “gıda güvenliğine” özen göstermeleri konusunda nazikçe uyarıyor. Vali Bey’in nazik uyarıları, ricaları ne kadar işe yarayacak bunu birlikte göreceğiz ancak ‘vatandaşın sağlığını korumak için kararlı mücadele’ çıkışı çok anlamlı ve desteklenmeli.
Peki bu tür faaliyetlerin cezai karşılığı ne biliyor musunuz?
Ele geçirilen ürünler imha edilir, işletmeye para cezası kesilir, ucu açık idari yaptırım uygulanır ve konu kapanır. Ta ki bir diğer gıda teröristi ortaya çıkana dek.
Oysa Türk tüketicisinin duymak istediği; ağır para cezaları, hapis cezaları, tavizsiz yaptırımlardır. Çünkü bu bir terörizm faaliyetidir, bunu yapanlar da gıda teröristleridir!
Şu soru okuyucularımdan gelen mesajlardan sadece bir tanesi:
“Devlet kurumlarında Türk milleti adına ve hayrına çalışan, iş yapan, emek sarf eden kaç kişi var acaba?”
Ey yetkililer!
Hayatınız ve yetenekleriniz yalnızca size ait değil. Yaptığınız ve yapacağınız bütün çalışmaların, fedakârlıkların Türkiye'nin geleceğini yakından ilgilendirdiğini asla unutmayın!
Artık silkelenme vakti; kendinize gelin ve sorumluluklarınızı yerine getirin. Türkiye'yi gıda çöplüğüne çevirmek isteyen gıda teröristlerine hayatı zindan edin.
Türkiye'nin geleceğini düşünün!