Son zamanlarda yaptığım araştırmalar neticesinde, özellikle Kovid-19 virüsüne karşı bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için gıda takviyelerine talebin arttığını gözlemliyorum. Bu ürünler başta C ve D vitaminleri olmak üzere mineral içerikli olanlar ve çörek otu, udi hindi gibi bitkisel yağlar olarak öne çıkmaktadır.
Ülkemizde bu vitaminlerin, minerallerin ve bitkisel ürünlerin çok fazla miktarda tüketildiği net olarak görülmektedir. Peki, bu ürünler gerçekten faydalı mıdır ve halkımızı bu virüsten korur mu?
Besin destek ürünleri
Gıda takviyesi bireye yönelik özel bir uygulamadır ve kişinin ihtiyacı nispetinde vücudunda eksik olan besinlerin bir takım formlarla verilme şeklidir. Gıda takviyelerine bu kadar ilgi gösterilmesinin nedeni, insan sağlığına fayda sağladığına, hastalıklardan koruduğuna ve en önemlisi de zararlı olmadığına inanılmasıdır. Diğer bir açıdan bu gıda takviyelerine kelime eşanlamlısı olarak besin desteği de diyebiliriz. Bu yüksek doz oranında olan vitamin ve mineraller genellikle hap, kapsül, şurup ve damla şeklinde satışa sunulmaktadır. Besin desteklerini sayacak olursak, vitaminler, mineraller, aminoasitler, esansiyel yağ asitleri ve çeşitli bitkilerden oluşmaktadır. Aslında bu takviyelerin çoğu, günlük hayatta doğal olarak bulunan ürün içerikleridir. Araştırmalar bu konuda en çok kullanılan ürünlerin mineral içeren multivitamin besin destekleri olduğunu göstermektedir.
Yeterince araştırma yapılıyor mu?
Öncelikle bu vitamin ve mineral besin desteklerinin içerikleri FAO-WHO tarafından belirlenen kriterlere uygun ve T.C. Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından da onaylı olmalıdır. Gıda takviyeleri konusunda daha çok araştırmalara ve bilimsel verilere ihtiyaç duyulmaktadır. Benim gördüğüm bu kapsamdaki ürünleri destekleyecek yeterli bilimsel çalışmaların henüz tam olarak bulunmadığıdır. Kişisel kanaatim bu ürünlerin doktor ve uzman kontrolünde üretilmesi ve tüketilmesi daha doğru olacaktır. Çünkü bu ürünlerin ilaçla etkileşimleri veya diğer potansiyel risklerinin olma ihtimali vardır. Bu Konuda yapılmış çalışmalardan biri 2018 Yılında “Food and Health” akademik dergisinde, Derya Atalay ve Hande Selen Erge tarafından “Gıda Takviyeleri Ve Sağlık Üzerine Etkileri” başlıklı bir makale yayınlanmıştır. Yine Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nde Elif Velioğlu Er tarafından “Gıda Takviyeleri Kullanımının Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma” konulu Yüksek Lisans Tezi olarak akademik bir çalışma yapılmıştır. Elbette bunlar gibi daha birkaç çalışma var ama yeterli değildir.
Sağlıklı beslenmek için gerçek besinler!
Beslenme, her aklımıza esen gıda ürününü veya takviyelerini rastgele tüketmek demek değildir. Hele açlık hissini bastırmak için karnını lebalep doldurmak ya da canının çektiği abur cubur şeyleri keyfe keder yemek içmek hiç değildir. “Beslenme, sağlığı korumak, geliştirmek ve hayat kalitesini yükseltmek için vücudun ihtiyacı olan besinleri yeterli miktarda ve doğru zamanda almak demektir.” Bu şekil beslenme sağlığın temelidir. Bu konuda şahsi kanaatim, yeterli ve dengeli sağlıklı bir beslenmede besin desteğine kesinlikle ihtiyaç yoktur. Bana kalırsa insan sağlığına faydalı ve vücut bağışıklığını güçlendiren en temel gereksinim taze meyve ve sebzeler yoluyla beslenmedir. Yani sağlığımıza faydalı olduğunu düşündüğümüz gıda takviyelerini kullanmak yerine, dengeli ve düzenli beslenerek vücudumuzun ihtiyacı olan her türlü besin desteğini alabiliriz. Hatırlatmada yarar var, bu gıda destek takviyeleri taze ve zamanında yenilen besinlerin yerini hiçbir zaman tutamaz. Taze meyve ve sebzelerin vücuda sağladığı faydayı ve korumayı takviye gıdalarda, vitamin veya mineral haplarda aramak çok yanlıştır.
Neden gıda takviyesi?
Gıda takviyesi, ancak korona gibi bazı hastalık durumlarında veya değişik nedenlerden dolayı taze ve meyve sebzelerden yeterince besin alınamama durumlarında kullanılmalıdır. Yani bir nevi tıbbi olarak bu tür takviye edici ürünlere ihtiyaç duyulmalıdır. Mesela yeterince güneş ışığı alamayan kişilerde oluşan D vitamini eksikliği, hamile olan veya olacak kadınlar için gebeliğe özgü bazı durumlarda mutlak takviye edici gıdalara vitaminlere ve minerallere ihtiyaç duyulmaktadır. Gıda alerjisi gibi bazı gıdaları tüketmeye elverişli olmayan kişilerde olan vitamin ve mineral ihtiyacı ya da yaş ilerledikçe bazı mineral ve vitaminlere olan ihtiyaç artabilir. Demir eksikliği anemisi olanlar, menopoz sonrası kemik kaybı olanlar, bebek ve çocuklar, uzun süre ilaç kullananlar, diyaliz tedavisi gören hastalar gibi mutlaka bir sebepten ötürü normal şartlarda yeterli sağlıklı beslenmeye sahip olamayanlar bu gıda takviyelerini mutlaka kullanmalılar.
Naturin Nutraceuticals ve Dr. Mustafa Yaşar
Bu tür gıda takviyelerin üretimini, tavsiye edilmesini ve kullanılmasını uzman bir doktor kontrolünde yapılması gerekliliğinden bahsetmiştim. İşte size bu konuda güzel bir örnek. Bir dönem İstanbul’da bulunan çalışmalarına Şirket Yöneticisi Erkan Altuntaş ile birlikte destek verdiğim Naturin firmasının kurucusu Dr. Mustafa Yaşar’dan bahsetmek istiyorum.
Gıda takviye konularında Doktor beyin çalışmalarını “Fitoterapi Uzmanı” olmasına bağlıyorum. Akupunktur, bioenerji, terapi, refleksoloji başta olmak üzere, doğal tıbbın hemen her alanında üst seviyede eğitimler alması ve 24 farklı doğal tıp metodunu içinde barındıran ve modern tıbbın temel yaklaşımlarına farklı bir bakış açısı getiren RTM metodunu ‘Remember, Renegeration Therapy Method’ (Hatırlatma ve Onarma Tedavi Metodu)’nu geliştirmesi onu bu alanda farklı kılmaktadır. 1990’lı yıllarda “Önce Fayda Sağla” sloganı ile çalışmalarına başlayan Dr. Mustafa Bey, gıda destek takviyeleri, toz ve sıvı ekstre ham madde üretimi alanında 3000 m2 kapalı alanla faaliyetine devam eden fabrikaya sahip ‘Naturin Nutraceuticals’ firmasını ülkemize kazandırmıştır. GMP, GLP ve FDA normlarına uygun olan bu tesiste, gelişmiş teknolojileri bünyesinde barındırmakla beraber ayrıca 500 m2 yakın bir laboratuvar da bulunmaktadır. Uzun yıllardır emek verdiği bu alandaki hizmetlerini İzmir Çamönü köyü ve İstanbul Nişantaşı’nda bulunan kliniklerinde halen sürdürmektedir. Mustafa Yaşar, bugün kanser ve çölyak gibi tedavisi çok zor olan birçok hastalığa bu konudaki uzmanlığıyla yardımcı olmaya devam etmektedir.
Naturin üretim teknolojisi
Naturin üretim tesislerinde hammadde girişinden son ürün çıkışına kadar uluslararası kalite standartları çerçevesinde modern ve yenilikçi bir teknoloji ile üretim yapılmaktadır. “Zamanında toplanmayan veya doğru şekilde kurutulmayan tıbbi bitkilerden kaliteli etken madde elde edilemez” tezinden hareketle, modern tesislerinde kullanılan hammaddeler, firmanın sözleşmeli üreticilerinden, bölgesel toplayıcılarından ve yapmış olduğu uluslararası doğru tedarikçilerinden kaliteli bir şekilde elde edilmektedir. Üretime girecek olan bitkilerin doğal ortamlarında maruz kaldıkları mikrobiyal bulaşma, fiziksel ve kimyasal değişikliğe uğramadan Naturin ’in sahip olduğu buhar sterilizasyon yöntemi ile sterilizasyon edilmektedir. Bitkisel kapsüller, yağlar, ballı ürünler, ekstrakt ve aromatik sular gibi geniş ürün yelpazesine sahip olan Naturin, ürünlerdeki bu çeşitlilik tesiste bulunan teknolojideki zenginliğin bir göstergesidir.
Özetle, ihtiyaç olması kaydıyla, güvenilir bir doktor refakatiyle ve güvenilir bir firmadan gıda takviyeleri bence kullanılmalıdır.